Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçimi kazanması ve görevi devralmasının ardından Türkiye ile yeni bir siyaset ortaya konduğunu ve bundan geri dönüş olmadığını söyledi. Tatar, muhalefetin de artık bunu görmesi ve kabullenmesi gerektiğini kaydederek eski siyaset anlayışının yeni siyaset karşısında başarı şansı olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, sürekli halkın arasında olduğunu, izlenen milli politikayı anlattığını, ancak bunun dışında yerel seçimlerde resmi propaganda döneminde hiçbir etkinlik, miting ya da salon toplantısına katılmadığını, bu yöndeki eleştirilerin de asılsız olduğunu ifade etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugün Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı bütçesi görüşülürken, kendisine ve izlediği siyasete yönelik muhalefet tarafından yapılan eleştirilere yanıt verdi.
“BAŞARILARA HİÇ DEĞİNMEDİLER”
“CTP Genel Başkanı çok haksız eleştirilerde bulunmuştur” diyen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Türk Ajansı Kıbrıs’a (TAK) yaptığı açıklamada, “Sayın Erhürman beni taraf olmakla suçlamıştır. Ben elbette bir siyaseti temsil ediyorum. Bu siyaset ‘iki devlet siyasetidir’ ve benim halk tarafından seçilmemin ardından büyük bir kararlılıkla, Türkiye ile birlikte sürdürülmektedir. Ben buna tarafım” dedi.
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’deki ‘KKTC’yi tanıyın’ çağrısı, Türk Devletleri Teşkilatı’na gözlemci üye olmamız, bütün bunlar bu siyasetin başarılı şekilde sürdüğünün göstergesidir” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Ancak bugünkü konuşmalarda bu başarılara hiç değinmemişlerdir. Tek söyledikleri şey, bu siyasetin ülkeyi karanlığa götüreceği gibi asılsız iddialardır. Sayın Mehmet Ali Talat zamanında AKEL’in kendilerini nasıl yarı yolda bıraktığını, izlenen politikayla nasıl zaman kaybedildiğini bilmelerine rağmen bunları hiç dile getirmediler” ifadelerini kullandı.
“DİLE GETİRDİKLERİ MARAŞ FORMÜLÜ ASLINDA MARAŞ’IN BİZİM İÇİN KAYBI DEMEKTİR”
Maraş açılımının kendi başbakanlığı döneminde başladığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Tatar, bu adımın KKTC ekonomisine ve turizmine katkısının ne kadar önemli olduğunun ortada olduğuna vurgu yaptı. “Bunu muhalefet de biliyor ama çıkıp Maraş konusunda acımasızca ve herhangi bir argümana sahip olmadan asılsız iddialarla eleştiri yapabiliyor” diyen Tatar, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BM ile anlaşarak Maraş’ın açılmasından bahsediyorlar. ‘Biz de Maraş’ın açılmasına karşı değiliz ama bu şekilde olmaması lazım’ diyorlar. BM ile anlaşarak açılmalı dedikleri formül, ancak Maraş’ın BM denetimine verilmesi, KKTC’nin egemenliğinden çıkarılması, Maraş’ın kaybı demektir. Bunu bile bile yaptıkları konuşmalar gerçekçi bir siyaset değildir. Bizim için tek yol Türkiye’nin desteğiyle Maraş’ı KKTC egemenliğinde açmaktı, biz bunu başardık. Bu tartışmasız bir başarıdır.
1974 Barış Harekatı’ndan 23 yıl sonra Kurucu Cumhurbaşkanımız Denktaş’ın bir açıklaması vardır ‘23 yıldır bizi oyalıyorlar, Maraş’ı açtırmıyorlar. Bir an önce Maraş’ı açmalıyız’ diye. 1974’ten 47 yıl sonra Maraş’ı açmak bize nasip oldu. Buradaki başarıyı görmeleri lazım. Zaten görüyorlar ama bunu söyleyecek olgunluğa da sahip olmaları lazım.”
“RESMİ PROPAGANDA DÖNEMİNDE HİÇBİR ETKİNLİK YA DA TOPLANTIYA KATILMADIM”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, yerel seçimlerde UBP adayları için çalıştığı ve tarafsız davranmadığı yönündeki eleştirileri de reddetti. “Beni taraf olmakla suçluyorlar. Elbette herkesin gönlünde bir siyaset var. Herhalde bugün federasyonu savunanlara aynı siyaseti yapacak halim yok” diyen Cumhurbaşkanı Tatar şu ifadeleri kullandı:
“Ben, Cumhurbaşkanı olmamdan bu yana izlediğim siyasetle ilgili olarak elbette halkla konuşuyorum, halkın arasındayım ve konuşmaya devam edeceğim. Gittiğim yerlerde halkın alnında hangi siyaseti desteklediği yazmıyor. Ben herkesle konuşuyorum ve izlediğimiz siyaseti anlatıyorum. Ama ben yerel seçimlerde resmi propaganda döneminde herhangi bir etkinlikte, mitingte, salon toplantısında yoktum. Her ne kadar da yakın dönemde UBP’nin Genel başkanlığını yapsam da resmi propaganda döneminde hiçbir toplantıda yer almadım. Bu iddialar tamamıyla beni yıpratmaya yöneliktir ve asılsızdır.
Konuştuğum elbette iki devletliliktir, konuştuğum elbette Türkiye ile iyi ilişkilerdir, konuştuğum KKTC ekonomisinin kalkınabilmesi için nelerin yapılabileceğidir. Konuştuğum tüm dünyaya karşı egemenliğin savunulmasıdır. Konuştuğum BM’ye karşı güven yaratıcı önlemler değil de iki devletin iş birliğine dair yapılacak olan bir takım gelişmelerdir. Örneğin hidrokarbon konusu, kabloyla Türkiye’ye bağlanmak suretiyle tüm adanın AB’ye iletim hatlarıyla bağlanabileceği, düzensiz göçün önlenebilmesi için iki taraflı egemen komitelerde bunların çalışmalarının yapılabilmesi. Bununla birlikte, egemenliğe, devlete, KKTC’ye sarılarak siyaset yapılmasını konuşuyorum”.
“Maalesef muhalefet bu anlayışta değil” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Onlar hala daha Kıbrıs Federal Cumhuriyeti ve onun içerisinde bize göre asla kabul edilemeyecek, Türkiye’nin garantörlüğünü tartışacak, Türk askerinin çekilmesini, herhangi bir anlaşma durumunda tekrar Türkiye’nin müdahalesine izin verilmemesini tartışacak. Türk halkını burada azınlığa düşürecek bir zihniyete karşı elbette mücadele ediyoruz.” Şeklinde konuştu.
“YAPILAN ELEŞTİRİLERİ ŞAŞKINLIKLA KARŞILADIM”
“Bugün meclis kürsüsünden yaptıkları asılsız suçlamalardan dolayı elbette bana da yanıt verme hakkı doğmuştur” diyen Ersin Tatar, müzakere heyeti ile ilgili yapılan eleştirileri de şaşkınlıkla karşıladığını vurguladı.
Tatar, “Benimle bu siyaseti yürüten çok değerli de bir müzakere heyeti vardır. Bugün müzakere heyetiyle ilgili yapılan eleştirilere de çok şaşırdım. CTP’nin müzakere heyetiyle ilgili eleştirileri beni gerçekten hayal kırıklığına uğratmıştır. Benim müzakere heyetimin başında Denktaş ile de çalışmış, çok deneyimli Ergün Olgun, onun yanında Dışişleri Bakanlığında müsteşarlık yapmış Güneş Onar, Denktaş zamanından Cumhurbaşkanlığında hukukçu olarak görev yapan Sülen Karabacak, yine yılların müzakerecisi Kıbrıs konusuna hakim Orman Ertuğ ve akademisyen Prof. Dr. Hüseyin Işıksal bulunuyor. Çok değerli bir ekip var burada” dedi.
“RUM LİDERLİĞİ FEDERASYONUN DA GERİSİNDE, 1974 ÖNCESİNE DÖNME AMACINDA”
Anastasiadis’in Şubat ayındaki seçimde belirlenecek halefine yönelik “kırmızı çizgileri” açıklamasını da değerlendiren Cumhurbaşkanı Tatar, Rum liderliğinin sürekli olarak “reunification” ifadesine vurgu yaptığına dikkat çekti. Cumhurbaşkanı Tatar, “ ‘“reunification’ ifadesi federasyonun da gerisindedir. Başpsikopos da Anastasiadis de sürekli buna vurgu yapıyor. Bu iade 1974 öncesie dönüş arzusunu, uniter yapıyı ifade eder. Bu zihniyetle bir anlaşma mümkün değildir.” İfadelerini kullandı.
“HALA ESKİ SİYASETİN DEVAMI İÇİN ÇIRPINANLARIN YENİ SİYASET KARŞISINDA BAŞARI ŞANSI YOK”
“Biz milli siyaseti yürütüyoruz ve Türkiye ile birlikte yürütüyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, “Biz Dr. Fazıl Küçük’ten beri öyle duyduk ve öyle devam ediyoruz”. Dr. Küçük’ün dediği gibi, Türkiye’siz Kıbrıs meselesi olmaz.” şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Tatar, sözlerini şöyle noktaladı:
“Biz Türkiye’nin desteğiyle bu siyaseti başardık ve yürüttük. Maalesef CTP’nin göremediği, okuyamadığı budur. Onlar beni asılsız ve acımasızca eleştirirken, aslında bir yandan da Türkiye’yi eleştiriyor. Ben açık ve net söylüyorum, bütün bu siyaseti Türkiye ile birlikte, istişare içinde yapıyoruz. KKTC Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı ve Dışişleri Bakanlığı, tüm ilgili kurum ve kuruluşlar birlikte bu milli siyaseti geliştirmiştir. Annan Planı’nı yaşadık, Crans Montana’yı yaşadık, neticeler ortadadır ve artık yeni siyasetin temelleri atılmıştır. Biz iki yılda siyaseti bambaşka bir raya oturttuk. İzlediğimiz Milli siyasetten geri dönüş yoktur Bu gerçeğin artık muhalefet tarafından da görülmesi gerekir. Bu mili siyaseti okuyamayan, görmeyen, bunu inkar eden, buna gözünü kapatan ve hala eski siyasetin devamı için çırpınan zihniyetin bunun karşısında başarılı olma şansı yoktur.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.