Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, “Kıbrıs sorununa bulunacak bir çözümün Kıbrıs Türk Halkı’nın ekonomik ve sosyal yaşantısını daha kötüye değil, daha iyiye götürmesine özel bir önem verilmesi gerektiğini” vurguladı. Tatar, “ Cumhurbaşkanı Akıncı ile Rum lider Anastasiades arasında Pazartesi günü başlayacak olan özlü görüşmelerin gecikilmeden bir sonuca bağlanmasını” diledi.
Ersin Tatar, “ Kıbrıs Türk Halkı’nı hala çözümsüzlüğün mağduru durumunda tutmak, dünyada hak ettiğimiz statüyü almasını engellemek isteyenlerin oyunlarının artık son bulması gerektiğini” kaydetti. Tatar, açıklamasına devamla şunları belitti;
“ Cumhurbaşkanı Sayın Mustafa Akıncı ile Rum lider Nikos Anastasiades Pazartesi günü özlü görüşmelere başlıyor fakat halkın içinde olan bizler görüyoruz ki neler konuşulacağı hakkında kimsenin sağlıklı bilgisi yoktur. Hazırlandığı belirtilen ve geçmişten ileri olduğu vurgulanan Akıncı- Anastasiades ortak kağıtları neleri içermektedir halkımız haberdar değildir. Rum tarafı ustaca bir algı yaratma kampanyası ile görüşme sürecini istediği şekilde çerçevelendirmiş Anavatan Türkiye’yi günah keçisi noktasına oturtarak elinden geleni yapmıştır. Rum liderliğinin , önde gelen siyasi partilerinin ve son olarak Başpiskopos’un açıklamalarına göre, Türkiye etkin ve fiili garantisinden vazgeçerse, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ada üzerindeki ve denizlerdeki sözde egemenliğini tanırsa, Kıbrıs topraklarından çekilirse, 1974 sonrası Ada’ya gelen ve KKTC vatandaşı olan kardeşlerimizi geri çekerse Kıbrıs meselesi kolayca çözülecektir.Umutlu olmak, Rum tarafının Kıbrıs’ta kendisi kadar hak sahibi bir Türk Halkı olduğu gerçeğini kavradığını görmek istiyoruz ama maalesef söylenenler, yazılanlar bunu engeller niteliktedir. Öyle değilse iki taraf da hangi noktada olunduğunu ivedi olarak açıklamaldır. Halkımızın doğru bilgilenmesi açısından Sayın Akıncı’ya soruyorum; Yönetim ve güç paylaşımı konusunda durum nedir? Dönüşümlü başkanlık olacak mı? Yönetim ve toprak-mülkiyet konuları ilk başta mı ele alınacak? Rum tarafının bu oyununa gelindi mi? Gelinmediyse neden Rum tarafına gereken şekilde yanıt verilmiyor? Varılcak bir antlaşmanın Avrupa Birliği’nin birincil hukuku olması, iki kesimlilik, iki halkın kendi oluşturucu Devletleri’nde mülkiyet ve nüfus olarak ağırlıklı çoğunluğa sahip olmaları gibi özellkle bizler açısından büyük önem taşıyan olgular korunabilecek mi, yoksa “AB normları” ileri sürülerek yapılacak kötü bir antlaşamdan sonra ortadan kalkacak mı? Rumlar, 3’ncü Cumhurbaşkanımız Sayın Eroğlu’na sundukları 100 bin Rumun KKTC’den alınacak yerleşim birimerine dönmesi, 60 binin de Kıbrıs Türk Kurucu Devleti’ne dönmesi hakkına kavuşmasını öngören toprak kriterlerini masaya getirdi mi? Getirdiyse sizin yanıtınız ne oldu? Rum tarafı mülkiyet konusunda takas, tazminat ve sınırlı geri iade formülüne mi yakın mı? Değilse siz nasıl bir tutum izleyeceksiniz? Rumlar için vazgeçilmez olan Türkiye’nin etkin ve fiili garantisinin devamının bizler için taşıdığı önemi ve vazgeçilmezliği Rum tarafı anlamayacak gibi görünüyor? Peki ama sizin net tutumunuz nedir? Rum tarafı KKTC vatandaşlarının bir bölümünü dışlıyor. Sizin buna yanıtınız ne oldu? Rum tarafı hala Kıbrıs Türkü’nü yok sayarak hidrekarbon yatakları konusunda İsrail ve Mısır’la adımlar atıyor, Türkiye karşıtı çabalar içine giriyor. Rum lider Anastasiades CNN Türk’e verdiği demeçte hala erken bir çözüm niyetinde olmadıklarını rahatça ifade ediyor ve hidrokarbon yataklarından elde edilecek gelirleri kendilerinin kontrolündeki bir fona koyacaklarını ve 2020-2021 gibi bir tarihte çözüm olması halinde bu paranın Kıbrıs Türkü’ne verilebileceğinden söz edebilmektedir. Türk tarafının bu konudaki tutumu nedir? Neden Rum liderliği karşısında suskun kalınıyor? Başlayacak özlü görüşmeler bir takvim çerçevesinde ilerlemeli ve sonuca yönelik olmalıdır. Sayın Akıncı bu konuda Rum lideri ikna edebildi mi? Kıbrıs Türk Halkı daha fazla bugünkü aleyhimize olan durumda tutulamaz. Bir sonuca mutlaka ulaşılmalıdır. Rum tarafı eğer ayak sürer, çözüm konusunda bizi yok sayan görüşlerinde ısrar ederse Meclis, hükümet, Cumhurbaşkanlığı işbirliği ile referandum sandıkları halkımızın önüne konulmalı, gidilecek yolu halkımızın belirlemesini, dünyanın halkımızın kararına saygı duymasını sağlamalıyız. Artık yeter. Rum oyunlarına dur deme zamanı gelmiş ve geçmiştir de. ”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.