TDP Girne adayı Sibel Karaca: Ekonominin bağımlılıktan kurtulmalıyız
1965 yılında Akıncılar köyünde doğdu .İlköğretimini Piskobu, Akıncılar, Dağyolu ve Düzova ‘da tamamladı. Orta eğtimini Şht Hüseyin Ruso,Lise eğtimini Lefkoşa Türk Lisesinde tamamladı.1982-86 yıllarında Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi Yüksek Okulundan mezun olarak Fizyoterapist oldu.1987-2001 yıllarında Girne'de kendine ait Kliniğinde mesleğini icra etti.1988-2013 yıllarında Fizyoterapistler Birliği başkanlığı yaptı.2001-2011 yılları arasında Engelliler spor federasyonu yönetim kurulu üyeliği yaptı.2001 yılından bugüne Girne Dr Akçiçek Hastanesi ve Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde Fizyoterapistlik görevinde dönüşümlü olarak kamu görevinde bulunmuştur.2018-19 yıllarında Sosyal Hizmetler dairesine bağlı Lapta Huzurevinin Sorumlusu olarak çalıştı.Halen Dr Burhan Nalbantoğlu Devlet hastanesinde görevine devam etmektedir.İngilizce bilmektedir.1996 yılından beri Çatalköyde ikamet ediyor.
Neden aday oldu?
Ben Sibel Karaca Fizyoterapistim,1-Sosyal devlet anlayışının uygulanabilir bir düzeye getirmek 2-Sağlıkta hizmet alımı her birey için eşit ve ulaşılabilir,Sağlık çalışanlarının da daha çağdaş ve kaliteli hizmet verebileceği bir sistem yaratmak 3-Özgürce yaşayabileceğimiz,irademizle yönetebileceğimiz bir duruşumuzun olduğunu göstermek için adayım.
Seçilirsem bölgem ve ülkem için yapacaklarım
Özel gereksinimli bireylerin Rehabilitasyon Merkezleri tamamlanacak.Yasalar çerçevesinde Yaşlılarımıza her bölgede Huzurevleri açılacak.Sosyal hizmetler dairesi ve Temel sağlık dairesi işbirliğiyle evde bakım hizmetleri sağlanacak.Tüm bunların kadroları özel Eğtimden geçirilecek.Sosyal devlet anlayışı içinde topluma hizmet götürmeyi hedefliyorum.
Ekonomik Sosyal Kültürel ve çevresel yaşam ile ilgili öngörülerim
Ekonominin bağımlılıktan kurtarıp kendi ayaklarımız üzerinde durabileceğimiz bir yapı oluşturulmalıdır.Halkın refah düzeyini yükseltilmesi için Kayıp vergi kontrol altına alınmalı ve adil bir vergi sistemi uygulanmalıdır.Betler Casinolar ve Criptopara sıkı denetime tabii tutulmalıdır.Turizim ve Üniversiteler üzerinden gelirler kontrol altına alınmalıdır.Düzgün şehirleşme ve çevre konularında sınıfta kalmış bir ülkeyiz.Emirnamelerle koruyabileceğimiz yerleşim yerlerimiz olduğu inancındayım. Çevre temizliği konusunda toplum Eğitilmelidir. Caydırıcı cezai yaptırımlar yürürlüğe konulmalıdır. Çevre kirliliği geri dönüşüm yöntemleriyle devlet politikası olmak zorundadır. İklim değişiklikleri Dünyamızın ortak sorunu iken bizlerin de aynı doğrultuda hareket etmemiz gerekmektedir. Özellikle trafik konusundaki sıkıntılar gittikçe artmaktadır Yetersiz yollar,artan araçlar hava kirliliğinin sebeplerinden biridir.Toplu taşımayla ilgili politikalar üretilmelidir. Her yönüyle kültürümüzü doğru şekilde yaşatmalı ve bunu Turizime katarak gelirlerin artmasına kaynak yaratılmalıdır.
Kıbrıs sorununun nasıl çözülebileceği konusunda
Lozan Antlaşmasının 20. Maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Kıbrıs üzerindeki haklarını Britanyaya bırakmış.Bugünkü hukuksal hakları 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti kurulunca ;Garanti ve İttifak antlaşmasından doğmuştur.Garantörlerimizden TC 1974 Barı Harekatı ile adanın kuzeyinde bulunmaktadır.47 yıldır çözümsüz bu ada İzole olmuş bir toplum olarak yaşıyoruz.Kurulan Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi,Kıbrıs Türk Federe devleti ve KKTC isimleriyle geçmiş siyasilerimiz çözüm aramışlardır.Bu da göstermektedir ki her durumda Uluslararası Hukuk önünde çözülecektir.Birleşmiş Milletleri hakemliğinde garantör ülkeler arasında gerçekleşeceğine inanmaktayım. Başka bir alternatif yoktur
Türkiye ile İlişkiler de nasıl bir yol izlenmeli?
Ekonomik olarak Türkiye Cumhuriyetine bağımlılığımızın sonlanması gerekmektedir. Kendi ayaklarımız üzerinde duracak seviyeye gelinceye kadar çalışmamız,üretmemiz gerekmektedir. Besleme olmadığımızı göstermemiz gerekir. Garantör ülke olarak birlikte çözüm için yol almalıyız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.