Diyelim ki bir tecavüze şahit oldunuz.
Bunu bir yerde yazıp, çizemezsiniz.
Tecavüzcü “Bilişim Suçları Yasasına” dayanarak , kendisini “itibarsızlaştırdığınız” gerekçesi ile size dava açabilir.
“Benim fikrim alınmadan tek taraflı” yapılmış bir haber diyerek dava açılabilir size.
Ya da bir torpil olayını veya bir rüşvet olayını dile getirdiniz.
Yine “itibarsızlaştırma “ gerekçesi ile dava edilebilirsiniz.
Torpili yapan kişi ya da kurum, “bize sorulmadan” yazıldı diyebilir.
Sanki bu ülkede torpilin bir yaşam tarzına dönüştürüldüğünü bilmeyen varmış gibi.
Ya da torpilin, rüşvetin belgesi varmış gibi.
Gerçi belgesi olunca da bir şey değişmiyor ama!!!
Geçmişte Ejder Aslanbaba meclis kürsüsünden dolarları sallayarak rüşvet aldığını ve rüşveti de bir parti başkanının verdiğini söylediğine şahit olmadı mı bu millet?
Peki rüşvet alana da verene de bir şey yapıldı mı?
Ama artık torpil yapanı da, rüşvet alıp vereni de dile getiremezsiniz.
Çünkü suçu işleyen hakkında değil ama dile getiren hakkında “bilişim suçları yasasına” dayanarak dava açılabilir.
Suçu yani rüşveti alıp veren / torpili yapan i “kanıt yokken yazıldı” diyebilir.
Tıpkı “Telefon Dairesi'ndeki torpille işe alınma haberi” yaptığı için Yeni Bakış Gazetesi'ne Bilişim Suçları Yasasına dayanarak dava açılma isteği gibi.
Elbette ki sonuçta mahkeme karar verecek, belki de cüzi bir ceza verilecek ya da hiç ceza verilmeyecek ancak bu davaların açılması ile halk üzerinde bir etki yaratılmak istendiği kesin.
Bir korku salınıp, halkın suskunluğa itilme isteği.
Dolayısıyla yasa da amacına ulaşmış olacak.
Elbette ki, hakaret, küfür tehdit ya da cinsel istismar içeren yazıların ya da yayınların en ağır cezayı alacak şekilde suç sayılması herkesin ortak fikri.
Ancak sınavsız öğretmen alımını protesto eden sendikasının paylaşımlarını paylaşan öğretmenin polise şikayet edilmesi,
Torpili dile getiren bir gazete hakkında dava açılma isteği, amacın halkın beklentisinin çok ötesinde olduğu da kesin.
Ne demek yapılan bir torpili, alınan ve verilen bir rüşveti ya da kamuya zarar veren bir icraati eleştirememek???
Tecavüz ile torpilin farkı var mı?
Ha birinin bedenini istismar ettiniz ha haklarını,
fark var mı?
Bu yasanın arkasına sığınarak son yapılanlar ,Halkın kendisine ya da topluma zarar verecek, haklarını gasp edecek icraatları dile getirme hakkına tecavüz değil midir?
Oysa Halkın hakaret, küfür ya da tehdit içermeyecek şekilde kendini yönetenleri eleştirme ve muhalefet etme hakkı var.
Kişilerin kendileri hedef alınmadan yaptıkları ya da yapmadıkları, kamuyu ilgilendiren icraatları eleştirilebilme hakkı var.
İftira ya da yalan haber olmadan hükümetin ya da muhalefetin hatta kurum ve kurululuşların yaptıkları haber yapma hakkı var.
“kişi hakları” bahane edilerek, toplumsal haklar yok edilemez.
O yüzden de umuyorum ki bu yasa Anayasa mahkemesinden geri döner ve yürütmeyi durdurma kararı alınır.
Umarım ki halkın güvendiği hukuk sistemi, halkın “fikir özgürlüğü” halkına sahip çıkar.
Ve umarım ki, Anayasa Mahkemesi bu zihniyete “dur “diyerek halkın kaygılarını ortadan kaldırır.
Yoksa yakında “Terörle mücadele yasasının “da çıkarılıp, kişilerin fikirlerinden dolayı “terörist” ilan edilmeyeceğini kim garanti edebilir?
Ya da UBP Lefkoşa ilçe başkanının dile getirdiği gibi “Vatana ihanet ve Hainlik” kavramlarının yeniden tanımlanacağı bir yasanın çıkarılmayacağını?
Amaç halkı susturmaksa,
Amaç muhalif olmayan bir toplum yaratmaksa,
Bu kaygılar yersiz mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.