Mücahitler derneği başkanı temsil ettiği grubun yaptığı TMT yeminine bakmaksızın o yemine saygı duymaksızın.O mücadeleyi hiçe sayarak
‘’ varlığımızın yegane dayanağı olan Anavatanımız Türkiye’
Açıklaması yapmasını benimsemiyorum.Bu günlere gelinmesinin kahramanları ikinci dünya savaşından kalan savaş artığı silahlarla milli mücadele veren gerçek mücahitlerdir.Kendisi de bu şerefli görevi yerine getiren bir komutan olarak bizlerin verdiği mücadeleyi hiçe saymasını kınıyorum.Biz bu mücadeleyi vermeseydik Türkiye buraya nasıl harekat düzenleyecekti?Bu güne kadar Türkiye dışında yaşayan Türklere yapılan onca eziyete rağmen neden harekat düzenleyemedi?En azından ona bu harekat imkanını sağlayan Kıbrıs Türküne bir minnet borcu olması gerekir diye düşünüyorum.Halbuki bu komutanın ,dernek başkanının düşündüğü gibi Kıbrıslının Türkiye’ye diyet borcu olduğuna inanmakta ve savunmaktadır.Bu diyetin sınırları konusunda da bir düşüncesi yoktur.Muhtemelen sonsuza kadar olduğunu düşünmektedir.Bu da Kıbrıs Türk’ünün hiçbir zaman ayakları üzerinde durmayacak duramayacak bir halk anlamını taşımaktadır.
Bizi yıllarca yabancı gören ve öğrenime gittiğimiz dönemde Emniyet 4.ncü şube kapılarında bizi perişan eden ülke Türkiye değil mi?Yıllarca mezunlarımızı ihtisas yapmaktan yabancı olduğumuz için engelleyen Türkiye değil mi?Kıbrıstan öğrenime giden öğrencilerin bağullarını didik didik arayan ve 3 paket kahveye bir takım elbiselik Kumaşa el koyan Türkiye gümrükleri değil mi?Türkiyeye girişte Türk lirası götürmek yasak olguğu için üzerimizde Türk Lirası arayan Türkiye gümrükçüleri değil mi?Zararlı yabancı diye Türkiye’den ihraç edilen öürenciler Kıbrıslı Değil mi?
Kendi ülkemizde 1974 sonrası
Güvenlik Kuvvetleri Komutanı nın Kıbrıslı Türk’ün olamaması,
Merkez Bankası Müdürü olamaması,
Sivil savunma başkanı olamamasının altında yatan gerekçe nedir?
1974 öncesi ve sonrası bir karşılaştırma yaparsak
Kıbrıs Türkünden fazla nüfus taşındı
İTEM yasası ile Kıbrıslının elindeki arazinin fazlası bu nufusa verildi
Biz pasoortla bile iliklerimize kadar aranarak girdiğimiz Türkiye’ye Türkiye vatandaşları elini kolunu sallayarak kimlik kartı ile cebinde 5TL.bile olmadan girişi sağladık.
Türkiye Sermayesinin KKTC’de egemen olması için her türlü avantajı sağladık.
5 yıldızlı otel sahiplerinin neredeyse tümü Türkiye sermayesidir.Bu otellerde yerli nüfusun çalışma yüzdesi 10’u geçmemektedir.Turizmimizin %90’ı kumar oynamaya gelen Türkiye vatandaşından oluşmaktadır.
Bütün bunlara karşılık Uluslar arası platformda Türkiyenin alt yönetimi konumundayız.
Türkiyenin emrettiği biçimde yaşamaktayız.
Eğer bu derneğin başındaki komutan kullandığı bu cümleyi ‘’Yaşamımızı tayin eden Türkiyedir’’anlamında söylemişse katılırım
Ama varlığımızın yegane temeli o kayıtsız şartsız edilen TMT yeminine sadık yapılan mücahitlik görevi ve kazandığı başarılardır.
Ama ne yazık ki bu başkanın temsil ettiği bu kurum bu gönüllü hizmeti bile para ve puana dönüştürmüştür..Her halde bu nedenle varlığımızın yegane temeli anavatandır demektedir.
Bu nedenle yaptığı TMT yeminini bir kez daha okumasını tavsiye ederim.
Karar verelim tercihimiz Dernek başkanının düşündüğü gibi alt yönetim olmak mı?
Yoksa bir devlet olmak mı?
Bana göre Türkiye de bu konuda kararını vermeli ve görüşme sürecini vereceği bu karar doğrultusunda şekillendirmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.