AA’ya konuşan bilişim teknolojileri öğretmeni ve Buğday Derneği gönüllüsü Hiba Sinem Demirkan, “Evimizde her şeyi tek poşetin içerisine koyuyoruz ve kapımızın önüne bırakıyoruz. Kapımızın önünden bir yerlere gidiyor ve çöp dediğimiz ham madde yok oldu zannediyoruz ama aslında onlar yok olmuyor” dedi.
Her yıl 931 milyon ton gıda israf ediliyor
Birleşmiş Milletler’in (BM) 2021 Gıda İsrafı Endeksi Raporu’na göre dünya genelinde her yıl yaklaşık 931 milyon ton gıda israf ediliyor. Bu israfın yüzde 61’lik kısmı evlerde, yüzde 26’lık kısmı restoran ve diğer gıda hizmeti veren işletmelerde, yüzde 13’lük kısmı ise perakende gıda satıcılarında oluşuyor.
Gıda atıkları, sebze ve meyvelerin kabukları, çay ve kahveden kalan atıklar, yumurta kabukları hatta dolapta uzun süredir beklediği için çürüyen sebze ve meyveler uygun koşullar sağlanarak biriktirilip işlevsel ve doğal bir gübreye yani komposta dönüştürülebiliyor ve çöp olmaktan kurtarılabiliyor.
Evinde çıkan atıkları biriktirerek kompost yapımında kullanan Demirkan Muğla’nın Milas ilçesi Güllük kasabasında yaşadıkları sırada bir gün babasının “Gıdalarımızın hepsini toprağa gömeceğiz” demesiyle bu işlemle tanıştığını anlattı.
Ailesinin hala Güllük’te yaşadığını ve çöplerini 10 yıldır kompost yaptıklarını aktaran Demirkan, İstanbul’a taşındığında bu alışkanlığını sürdürmek istediğini söyledi: “Özellikle buradaki tüketimin fazlalığı beni buna itti. Bu tüketime ben de eklenmek ve zaten bildiğim kompostu burada da ev tipine nasıl taşıyabilirim, diye düşündüm. Ev tipi kompostu dört yıldır yapıp uyguluyorum.”
‘Topraktan aldığını toprağa geri verme’
Kompostun, ‘organik atıkları, yani evden çıkan, doğada çözünebilecek gıda atıklarını geri dönüştürme, ayrıştırma, topraktan geleni toprağa geri verme‘ olduğunu dile getiren Demirkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Atık dediğimiz şeyler aslında birer ham madde. Doğaya baktığımızda çöp yok, daha doğrusu çöp denen bir kavram yok. Sonbaharda düşen yaprağı baharda göremeyiz, kırılan bir dal zaman içerisinde birçok farklı etmenle çözünür ve ayrışır. Biz de aslında kompostla normalde doğada olan bu sistemi kendi evimizde taklit ediyoruz. Çöp değil kompost diyoruz. Evimizde her şeyi tek poşetin içerisine koyuyoruz ve kapımızın önüne bırakıyoruz. Kapımızın önünden bir yerlere gidiyor ve çöp dediğimiz ham madde yok oldu zannediyoruz ama aslında onlar yok olmuyor.”
Bokaşi ve solucan kompostu
Evde yapılabilecek iki tür kompost var.
Kompost yaparken biri yeşil diğeri kahverengi iki tür malzeme kullanılıyor. Azot sağlayan yeşil malzemeler sebze ve meyve atıkları, otlar, yeşil yapraklar ve çay atıklarından; kahverengi malzemelerin ise dal ve ağaç kabukları, tuvalet kağıdı ruloları, kuruyemiş kabukları ve kuru yapraklardan oluşuyor.
Demirkan, bokaşi kompostunun yapımını şöyle anlattı: “İlk olarak bir kova temin etmeliyiz. Kovanın en altında gıda atıklarının zamanla suyunu tahliye edebileceğimiz minik bir süzgeç olması gerekiyor. Süzgecin üzerine gıda atıklarımızı koyacağız. O suyu kovadan tahliye edebilmek için de içinde bir musluk olması ve kapağını kapatıp, havasız kalmasını sağlayabileceğimiz bir ortam oluşturmamız gerekiyor. Süzgecin üzerine ilk olarak karbon malzemelerimizi koyuyoruz ve yararlı mikroorganizma sıvımızı sıkıyoruz. Daha sonra gıda atıklarımızı koyup tekrar karbon malzemeyle kapatıyoruz. Böyle minik bir sandviç yapıyoruz, aslında gıda atıklarını o sandviçin arasında turşuluyoruz. Kovayı doldurduktan sonra da kapağını kapatıp 15 gün hiç açmadan bekletiyoruz. İşte turşulaşma dediğimiz işlem bu sürede gerçekleşiyor. Bu sürede de alttan gıda atıklarının sıvısını musluktan tahliye etmeye devam ediyoruz. Hatta bu sıvı da çok faydalıdır, sıvı gübre olarak geçer. Bire yüz oranında sulandırılarak da evdeki bitkilerimizde, bahçemizde vs. kullanılabilir. 15 günlük süre dolduktan sonra kovamızı toprakla buluşturuyoruz. Bir ay sonra da çok güzel oluşmuş, kahverengi mis gibi kokan bir verimli toprak oluşuyor.”
Bir başka yöntem olan solucan kompostu yapımı ise Demirkan’ın anlatımıyla şöyle: “Bir kabın içerisinde solucanların yaşayacağı uygun ortamı oluşturuyorsunuz. Bu solucanlar normalde toprakta gördükleriniz değil, özel kültür solucanları. Kaliforniya solucanları olarak geçiyorlar. Bir yerden temin etmeniz gerekiyor, sonrasında da, nemli ortamları sevdikleri için, onlara düzenli olarak nem vermeniz gerekiyor. Su veya organik atıklarla besleme işlemini yapıyorsunuz. Aslında bu kadar. Geri kalan bütün öğütme işini ve bize güzel bir gübre çıkarma işini onlar kendileri yapıyorlar zamanla. Solucanlar kendi ağırlıklarının yarısı kadar bir ağırlığı bir günde tüketebiliyorlar.”
Demirkan, bir kişinin, evinde kompost yapmaya başlamasıyla doğaya sağlayacağı faydaya vurgu yaparak “Şehirde yaşayan bir kişi günde ortalama bir buçuk kilogram çöp çıkarıyor ve bunun yüzde 60’ını da organik atıklar oluşturuyor. Aslında böyle baktığımızda rakamlar bize her şeyi çok daha güzel ifade ediyor. Yüzde 60, yani çıkardığımız çöpün yarısından fazlasının organik atıklar olması bu işi neden yapmamız gerektiğini anlatıyor” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.