İnsan Hakları Gününün Birleşmiş Milletler Bildirgesi ile ilan edildiğini kaydeden Işık, bu hakkın korunmasından sorumlu BM’nin Kıbrıs Türkünün haklarını ihlal ve gasp eden taraf olmasının ilginç ve önemli olduğunu söyledi.
Amerika’nın bağımsızlık bildirgesinde yer alan insan hakları doktirininde yer alan maddelerin KKTC’nin meşru olduğunu teyit eden bir insan hakları tezi olduğunu vurgulayan Işık, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki ortaklık haklarının gasp edilerek devletten silah zoruyla dışlanmasından ve yıllarca süren Rum uzlaşmazlığından sonra BM’nin Kıbrıs Türk halkını tanıması gerektiğini belirtti.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Zorlu Töre, dünyada bugün güçlü olan kesimlerin insan haklarından yararlanabildiğine değinerek dünyanın geçirdiği bir çok süreçte insan hakları ihlallerinin yaşandığının görüldüğünü kaydetti.
1959-60 anlaşmalarının federatif sisteme dayalı bir yapı olduğunu ve Rumların bunu asla benimsemediğini vurgulayan Başkan Töre, bugüne kadar masaya konan anlaşma metinleri ve fikirleri de Rum tarafının reddettiğini söyledi.
Töre, bu nedenle devletin korunması gerektiğine işaret ederek egemenliğe ve topraklara sahip çıkılması gerektiğini kaydetti.
Yeryüzünde güçlülerin zayıfları ezdiği bir düzen olduğuna değinen Töre, bunun da her zaman idrak edilmesi gerektiğini belirtti.
Kıbrıs Türk halkının geçmişte acılar yaşadığını ve yokluklar çektiğini ifade eden Töre, yeniden bugünlere dönmek istemediklerini söyledi.
Kıbrıs adasınında 4 Mart 1964’den beri BM’nin yer aldığını anımsatan Töre: “Ancak bizim için barışın teminatı Barış Kuvvetleridir, Güvenlik Kuvvetleridir, mücahitlerdir, Türkiye’dir” dedi.
Kabulde Dernek tarafından Başkan Töre’ye Bağımsızlık Onursal Ödülü plaketi verildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.