Atalarımız filler tepişirken, çimler ezilir diyor. Süveyş kanalının genişletilmesi sonra bölgenin ticaret hacmi büyüdü. Rothchild ailesinin hâkim olduğu para ve finans dalında, Çin’in, Dünya Bankasına rakip olmayı düşündüğü, Türkiye'nin de kurucu üyesi olduğu Asya Altyapı Yatırım Bankası ile fink atmaya başlaması büyük devletleri karşı karşıya getirdi.
Çin’in, Avrupa’nın içlerine kadar uzanan ve ikinci bir ‘İpek Yolu’ olarak nitelendirilen demir yolu ile Avrupa ekonomisinde önemli bir pay sahibi olma girişiminin yanısıra Rusya ile yakınlığı, Rothchild ailesini alarma geçirdi.
ABD’nin yeni başkanı Trupmh’ın, seçimlerde kendisini hedef alan Rothchild ailesini zayıflatma operasyonu için düğmeye bastı. İlk adım olarak da birçok ülkenin Merkez Bankaları da dâhil olmak üzere bankalar zincirine sahip Rothchild ailesine karşı, Obama zamanında ABD tarafından kurulmasına karşı çıkılan, Türkiye ile Rusya’nın da kurucu ortağı olduğu 100 milyar dolar sermayeli Çin tarafından kurulan Bank Asya Altyapı Yatırım Bankasına destek vermek oldu.
Trump, Medya ve Para Piyasasını elinde tutan ve seçimde kendisine destek vermeyip medya desteğinden mahrum bırakan, dünyadaki en güçlü iki aile, David Rockefeller ile Jacob Rothschild’ın para musluklarını kapatıp, güç ve etkilerini azaltma hesapları yapıyor. Ve ikinci iş olarak da ABD Dolarını yeni banknotlar üzerine basarak doları değiştirmek suretiyle yapmak istiyor.
Peki bunun Trump’a ne gibi yararı olacak derseniz söyleyeyim. 2’nci dünya savaşından sonra Temmuz 1944'te, ABD'nin New Hampshire eyaletinin, küçük bir beldesi olan Bretton Woods'da "Uluslararası Para Anlaşması" yapıldı. Yeni sistemde para değerinin altına dönüştürülebilir yapmayı Doğu Bloku ülkeler dışında her ülke kabul ederek parasının değerini altına göre saptadı.
Bretton Woods anlaşması ile hayata geçirilen bu sistem 1971 yılına kadar devam etti. ABD, bu tarihten sonra dış ticaretinin büyük boyutlara varan açıkları nedeniyle, 1971 yılında doların altına dönüştürülebilirliğini kaldırdı. Sonrasında Rothschild ailesinin basmakta olduğu doları 24 saat durmaksızın basarak piyasaya sürdü. Birçok ülkenin bankaları, karşılıksız olarak basılan dolar ile tıka basa dolduruldu.
Trump’ın dolarda yapmayı düşündüğü değişiklik ile bankaları ve finans şirketleri ile para basan Rockefeller ile Rothschild ailelerinin ellerinde kalacak eski basım dolarlar ile servetlerini yüzde elli aşağı çekmektir.
Trump doların değiştirileceği yer olarak da FED Bankasını düşünüyor. Bunun için de FED’in Millileştirilmesi gündemde. FED'i Milli bir banka haline getirmek isteyen olan Trump'a tehditler yağarken eylemlerde devam ediyor. Şu anda ABD-İngiltere-Rusya ve Türkiye birlikte gibi görünüyor.
Saadete gelirsek, Kıbrıs’ta yaşanan son günlerdeki durum da, bu politikaya paralel olarak değişiyor. Durup dururken, bu Enosis’i anma durumu nerden çıktı diyenler, ELAM dediğimiz faşist örgütün Kilise’ye bağlı bir kuruluş olduğunu unutmasın. Rum Ortodoks Kilisesinin de Rus Ortodoks Kilisesine bağlı olduğu düşünülürse sanırım çerçeve ortaya çıkmış olur.
ABD’nin Kıbrıs’ta NATO’ya bağlı ‘Acil Müdahale Gücü’ adı altında bir birlik kurmak istemesi çok bilinmeyenli bir denklem değil. ABD şirketlerinin, Güney’de buna paralel olarak Rus şirketlerini satın alması ve etkin bir hale gelmesi bu denklemin bir parçasıdır. Sonuçta Rusya, Kıbrıs’ın bir NATO üssü olmaması için bu çözümü istememektedir. Zaten yapılan açıklamalardan da bu görülmektedir.
Peki, Rus Ortodoks Kilisesinin devreye girmediğini, Rum Ortodoks Kilisesine baskı yaparak ELAM’ı harekete geçirmek için düğmeye basmadığını, seçimi düşünen Anastasiadis’in de buna onay vermediğini kim iddia edebilir?
Biz Dikili Taş altında tavla oynarken, dış güçlerde unutmayın satranç oynuyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.