Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık Bakanlığı’nın sağlık çalışanlarına getirdiği istifa yasağının ‘hukuka aykırı ve Türk Ceza Kanunu’na göre suç olduğunu’ söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca imzasıyla 27 Ekim 2020 günü 81 il valiliğine genelge gönderilmiş, ‘her ne sebeple olursa olsun Covid-19 salgını sürecinde istifa talebinde bulunan personelin mezkur talebi kabul edilmeyeceği’ belirtilmişti.
TTB’nin açıklamasında, 3 Mart günü bakanlığın yayımladığı genel yazıyla pek çok kısıtlamanın kaldırılmasına rağmen istifa yasağının hala devam ettiği vurgulandı.
‘Pratik uygulamada Anayasa’nın üstüne çıkmakta’
Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Kamu görevlisinin istifasının yasaklanması, zorla çalıştırılması demektir. Zorla çalıştırmanın hangi dönemde ve hangi usule göre yapılabileceği anayasal kurallarla belirlenmiştir. Böyle bir uygulama yapılabilmesi için kesin bir zorunluluk olması ve mutlaka yasal düzenleme gereklidir. Sağlık Bakanlığı’nın genel yazısı ile temel hak ve özgürlüklerin belirlenmesi veya sınırlanmasına olanak yoktur.
Herhangi bir hukuki bağlayıcılığı olmayan bir yazıyla istifanın yasaklanması mümkün değilse de bakan tarafından verilen bu talimat pratik uygulamada Anayasa’nın üstüne çıkmakta; istifa dilekçelerinin kabul edilmemesinden bakanlık bilgi sisteminde değişiklik yapılmayarak kişinin hâlâ kamuda çalışıyor görünmesi sağlanarak başka bir yerde çalışmasının engellenmesine kadar varan aşırı uygulamalarla karşılaşılmaktadır.
Meslektaşlarımızın anayasal temel haklarını ihlal eden her bir işlem açıkça hukuka aykırıdır; Türk Ceza Kanunu’na göre de suçtur. Anayasa’nın 137. maddesine göre, “Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.” İşlemlerin bakan tarafından verilen emirle yerine getirilmiş olması da işlemi yapan kişileri sorumluluktan kurtarmayacaktır.
‘Bakanlık, kanunla belirlenmiş bir hakkı yasaklayamaz‘
TTB’nin, ‘hiçbir sağlıkçının kamu görevinden ayrılmasından yana olmadığı’ belirtilen açıklamada şöyle devam edildi: “Tek bir arkadaşımızın eksilmesinin, sağlık hizmetinde kalanların üstlendiği yükü artıracağını biliyoruz. Ancak, aylardır sağlık hizmetlerinin çok ağır koşullarda sürdürüldüğünü de akılda tutarak, bu yükü artık taşımakta iyice zorlanan kişinin yasal hakkını kullanma isteğini geri çevirmeye hiç kimsenin hakkı yoktur; ne yasal olarak ne de vicdanen.
Kamu görevinden çekilmek, herkesin anayasal hakkıdır. Bu hakkın kullanılmasına ilişkin usul Devlet Memurları Kanunu’nda belirlenmiştir. Bakanlık, kanunla belirlenmiş bir hakkı yasaklayamaz; ancak kendi inisiyatifinde olan işlemi belirleyebilir. Bu bağlamda, bakanlığın yetkisi, istifayı kabul etmemek suretiyle ilgilinin bir ay daha kamu hizmetinde kalmasını sağlamaktır. Kamu görevlisi, usulüne uygun olarak görevden çekilmek (istifa etmek) istiyorsa çekilme isteğini bildirdikten sonra -idare istifayı kabul etmez ise- bir ay daha çalışır; ya da hiç beklemeden ayrılarak çekilmiş sayılır (müstafi olur). Her iki ayrılışa bağlanan yaptırım da yasada belirlenmiştir; ayrılan memur çekilmede altı ay süreyle çekilmiş sayılmada bir yıl süreyle devlet memurluğuna alınmaz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.