Meclis Genel Kurulu’nda ilk olarak Başkanlığın Genel Kurul’a sunuşlarına yer verildi ve bu bölümde Başbakanlığın Toprak Ürünleri Kurumu 2022 Mali Yılı Bütçesi Yasa Tasarısı’nın geri alınmasına ilişkin tezkeresi okundu.
Konu hakkında söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, bugünkü güncel konuşmasının bu konuda olduğunu ifade ederek, bu sözü TÜK’ten sorumlu bakanın talep etmesi gerektiğini söyledi.
Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi’nde bu konuda yaşadıkları ve “tuhaf” diye nitelediği duruma değinen Şahali, bu konuda hükümet eliyle tuhaf bir durum yaratıldığını kaydetti.
Genel Kurul evrakları arasında gördüğü tezkerenin çok enteresan olduğuna dikkat çeken Şahali, muhtemelen dün bildirdiği güncel konuşma başvurusuna istinaden, bugün dün tarihli bir Başbakanlık tezkeresi ile karşılaştığını belirtti.
Şahali, TÜK bütçesinin Meclis’ten geri çekildiğini, bu bütçenin yaklaşık iki hafta önce Ekonomi Maliye Bütçe Plan Komitesi’nde bir saatlik görüşme ardından Meclis’e yanlış gönderildiğinin belirlendiğini kaydetti.
Birkaç rakam karşılaştırması yapıldığını, TÜK’ün göndermeyi planladığı ile gönderdiği resmi evrak olan bütçenin aynı olmadığının belirlendiğini söyleyen Şahali, TÜK bütçesinde maliyetlerde ve giderlerde bir artış olduğuna işaret etti.
Şahali, konuşulan bütçenin 10 ayının geride bırakılan 2022 bütçesi olduğunu belirterek, bir öngörüden ziyade 12’de 10’u tamamlanmış bir şeyin bütçesinin ele alınması, yapılan uygulamaların anlatılması gereken bütçenin yanlış gönderilmesini eleştirdi.
Doğrulanmış bütçenin hatalı olduğunun söylendiğini ve bunun geri çekildiği kaydeden Şahali, “Ne yapıyorsunuz? Kesin hesap yapacak durumdasınız ama onu da doğru dürüst gönderemiyorsunuz” dedi.
TÜK’e hak ettiği hassasiyetin gösterilmediğini, ihalesiz alımlar yapıldığını ve bu alımların tamamının şaibeli olduğunu savunan Şahali, “Kaybettirdiğiniz kamu kaynağı kimin cebine akıyor diye sordum. Halkın parasını ya çalıyorsunuz ya da çaldırıyorsunuz diye açıkça suçlamada bulundum” diye konuştu.
Hükümetin kendilerinden iyi niyet beklediğini, ancak böyle bir dünyanın olmadığına işaret eden Şahali, fahiş kamu kaynağı israfı yaşandığını kaydetti.
Kitabına uydurmaktan aciz bir yönetimle karşı karşıya olunduğunu dile getiren Şahali, “Fahiş yanlışlar ortada dururken hükümetin neyine güveneceğiz” dedi.
Tarım girdilerinde ciddi bir maliyet artışı olduğuna işaret eden Şahali, Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı’nın tamamının sübvansiye edilen bir kurumdan sorumlu olduğuna değindi.
Kamu kaynaklarının böylesine istismar edildiği bir düzenin kabul edilebilir olmadığını ifade eden Şahali, “Meclis’e gelen evrağın izahı yapılamıyorsa, evrak yanlış gönderiliyorsa, meclis neyi görüşecek, bu bir skandaldır, bu bir rezalettir” ifadelerini kullandı.
“Ortada bir Tarım Bakanlığı, o bakanlığın görevlendirdiği yönetim kurulu da yok hükmündedir” diyen Şahali, “Meclis’e yapacağı bütçe ile ilgili doğru evrağı gönderemeyenlerin bu halka yapacağı hiç bir şey yoktur” dedi.
-Oğuz: “Yapılan bir yanlış nedeniyle geri çekildi”
Şahali’yi yanıtlayan Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz da, TÜK’ün bütçesinin sehven yapılan bir yanlış nedeniyle geri çekildiğini söyledi.
Maliye Bakanlığı’na, yapılan uzlaşı sonrası çıkan resmi kararın yanlış olarak çoğaltılıp gönderildiğini, Bakanlar Kurulu’ndan geçenle ilgili herhangi bir sorun olmadığını ifade eden Oğuz, TÜK bütçesinin bugün Bakanlar Kurulu’na sevk edileceğini, yarın Meclis’e geleceğini kaydetti.
Bakan Oğuz, Şahali’nin bir muhalefet milletvekili olarak kendilerine güvenmeyebileceğini ancak, TÜK’ün hesaplarının ortada olduğunu kaydetti.
Şahali’nin her türlü bilgiye ulaşabileceğini, onun atadığı müdürün halen TÜK çalışanı olduğunu ifade eden Bakan Oğuz, şeffaflıkla ilgili sıkıntı olmadığını vurguladı.
Türkiye Toprak Mahsulleri Ofisi’nin 500 bin ton tahıl alımı için ihaleye çıktığını anlatan Bakan Oğuz, rakamlar hakkında bilgiler vererek, TÜK’ün spot alım yetkisine sahip olduğunu, 360 dolar, 346 dolar, 330 dolardan alım yaptığını, 341 ortalamayla da bunun üreticiye verildiğini, şeffaf olduklarını, “üreticiye nasıl ucuz verebilirizin” derdinde olduklarını kaydetti.
“Zor şartlarda, arpayı ithal eden pozisyonundayız” diyen Bakan Oğuz, üreticinin ayakta kalması için uğraştıklarını kaydetti.
TÜK’ün mali yapısının da geçmişe göre daha iyi durumda olduğunu ifade eden Oğuz, TC’den arpa alınmadığını, çünkü fiyatların daha pahalı olduğunu belirtti.
Şu ana kadar 55 bin ton arpa alımı yapıldığını, mart ayına kadar bunun 100 bin tona kadar ulaşması gerektiğine işaret eden Bakan Oğuz, girdi maiyetini düşürmek için çalıştıklarını, kendilerinin fiyat dengeleyecek unsur olduklarını kaydetti.
Şeffaflıktan yana açık olduklarını belirten Bakan Oğuz, “Daha uygun bir fiyatta, rekabet edebilir fiyatta ülkeye yem getirebilmek için çalışıyoruz” dedi.
Bakan Oğuz, halkın ve üreticinin güveninin kendileri için önemli olduğunu kaydetti.
Yeniden söz alan CTP Milletvekili Erkut Şahali, TÜK’ün ihalesiz alım yetkisine sahip olduğunu ve genel müdürsüz olarak yönetildiğini savundu.
Sehven hata yapılamayacağını, 2021 yılı bütçesindeki rakamlarda sehven hata yapılamayacağını, çünkü rakamların yapılmış ve tamamlanmış işler için olduğunu ifade eden Şahali, “2022 yılı bütçesinin 9 ayı zaten kapanarak tamamlandı” dedi.
Kendilerinin hazır hayvan yemi piyasasının yüzde 15’ine hakim bir TÜK devrettiklerini ifade eden Şahali, hazineden kaynak kullanılmasını eleştirdi.
TÜK’te açılacak münhalin bir devlet üniversitesinin düzenleyeceği şeffaf bir sınavla yapılması isteyen Şahali, “Yandaşlarınızı dolduracağınız kadrolar sonsuz değildir” dedi.
-Güncel konuşmalar
Meclis Genel Kurulu’nda daha sonra güncel konuşmalara geçildi.
-Barçın: “Mutfak yanıyor”
İlk konuşmayı, CTP Milletvekili Devrim Barçın yaptı.
Barçın, “Özel Sektör Çalışanlarının Alım Gücünü Düşüren, Türkiyeli İşçileri Düşman Gören ve Devlette Kaçak İşçi Çalıştıran UBP, DP ve YDP’nin Ekonomi Politikaları” konulu konuşmasında, özel sektör çalışanlarının alım gücünün nasıl düşürüldüğünü verilerle açıkladı.
Barçın, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bir pazar yeri ziyaretinde fiyatların son derece makul olduğu yönünde verdiği demeci eleştirdi.
Özel sektör çalışanlarının alım gücünün nasıl düşürüldüğünü resmi verilerle açıklayan Barçın, en kutsal nimet ekmeğe yüzde 150 artış yapıldığını, asgari ücretlinin artıştan sonra 400 tane ekmek daha az aldığını kaydetti.
“Mutfak yanıyor” diyen Barçın, asgari ücretliye son yapılan yüzde 97 zamla, asgari ücretlilerin evinde 352 paket daha az makarna götürebildiğine işaret etti.
Barçın, yumurtaya yüzde 193 zam geldiğini ifade ederek, diğer ürünlere yapılan zamlara da değindi.
-“Asgari ücrete 2 bin 400 TL artış yapılmalı”
Barçın, hal böyleyken hükümetin asgari ücreti yeniden belirlemek için neyi beklediğini sorarak, asgari ücretliye en az 2 bin 400 TL civarında bir artış yapılması gerektiğine dikkat çekti.
Barçın, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Hasan Taçoy’a derhal Asgari Ücret Saptama Komisyonu’nu toplantıya çağırmaya davet etti.
Piyasayı ayakta tutabilmek için alım gücünün korunması gerektiğine işaret eden Barçın, Türkiyeli -Kıbrıslı ayrımı yapanların ise bugün bu koltuklarda oturanlar olduğunu söyledi. Barçın, “Türkiyeli emekçi düşmanlarını bugün bu koltuklarda oturanlardır” dedi.
Barçın, yasa gücünde kararname yapıldığını ve asgari ücretlinin gelir vergisinden muaf tutulacağının söylendiğini, ancak vatandaş olmayan Türkiyeli veya 3. dünya ülkelerinden gelen bir emekçinin 396 TL gelir vergisi ödediğini, bunun emekte ırkçılık anlamına geldiğini ifade etti.
Devrim Barçın, devlette kaçak işçi çalıştırıldığını savunarak, 6 aydır hastanelerde taşeronlar tarafından çalıştırılan işçilerin yatırımlarının yapılmadığını söyledi.
Barçın, “Sağlık Bakanlığı’nda 6 aydır sigortasız kaçak işçi çalıştırıyor bu devlet…” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.