Kendini tükenmiş hisseden çalışanlar için yeni yayınlanan bir kitabın güven verici bir mesajı var: Bu sizin hatanız değil. Psikolog Christina Maslach ve Michael Leiter, tükenmişlik hakkında yazdıkları ilk kitaptan 25 yıl sonra yayınladıkları In The Burnout Challenge: Managing People’s Relationships with Their Jobs (Tükenmişlik Mücadelesi: İnsanların İşleriyle İlişkilerini Yönetmek) adlı kitapta çalışanların neden işten bıktıklarına dair yanlış anlaşılmaları ortadan kaldırmak istiyorlar.
"Yönetim sorunu"
Leither kısaca, “Tükenmişlik bir yönetim sorunudur” dedi. Maslach, 1981'de bilimsel olarak tükenmişliğe dair ilk değerlendirmeyi geliştirdiğinde ve konuyla ilgili ilk kitabı Leiter ile 1997’de yayınlandığından beri tükenmişlik farkındalığı önemli ölçüde arttı. 2019 yılında Dünya Sağlık Örgütü tükenmişliği, ilk kez tıbbi bir bozukluk olarak tanımladı.
Pandemi sırasında, tükenmişlik yalnızca sağlık çalışanları ve ön saflarda çalışanlar arasında değil, aynı zamanda aniden evde mahsur kalan ofis çalışanları arasında da hızla arttı. Maslach, “Şimdi, kavram o kadar yaygın ki artık başa çıkamayacağınızı veya artık uğraşmak istemediğinizi hissettiğiniz herhangi bir şey anlamına geliyor” dedi.
Yazarlar, işverenleri yerine tükenmişlik yaşayan bireyleri suçlamamızın nedeninin, insanların sorunları çevrelerinden çok bir kişinin eylemlerine veya kişiliğine atfetmeye yatkın olduğunu söyleyen basit bir psikoloji kavramına indirgenebileceğini söylüyor.
Tükenmişliğe katkıda bulunan 6 unsur
Maslach ve Leiter, konuya yeniden odaklamaya yardımcı olmak için, uygun şekilde yönetilmediği takdirde tükenmişliğe katkıda bulunan altı iş unsuru belirledi: İş yükü, kontrol, ödüller, topluluk, adalet ve değerler. Maslach, birçok işyeri sorununun ayakkabınızdaki çakıl taşları gibi nihayetinde çözülebilir olduğunu söyledi.
Maslach, genellikle işyerlerinin nasıl iyileştirileceğine ilişkin konuşmaların ekonomik nedenlerle veya büyük değişiklikler gerektireceği düşüncesiyle yöneticilerle konuşulamadığını belirtti ve “Genellikle, 'Bunu karşılayamayız. Daha azıyla daha fazlasını yapmak zorunda kalacağız” türünde yaklaştıklarını ekledi.
Yöneticiler ayrıca, kronik iş yeri stresinin kaçınılmaz olduğu, finansal hedeflere ulaşmak için daha azla daha fazlasını zorlamanın gerekli olduğu konusunda derinden kökleşmiş bir fikre sahipler. Araştırma bunu desteklemiyor. Maslach, kronik stres faktörlerinin refah ve sağlık üzerinde ciddi olumsuz etkileri olduğunu ve milyarlarca dolarlık sağlık hizmeti maliyetlerine ve endüstrilerde üretkenlik kaybına yol açtığını söyledi. Ancak Maslach ve Leiter umutlu. Pandemi, ofiste beş gün olma gerekliliğini yerle bir ettikten sonra dünya bunları araştırmaya daha açık görünüyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.