Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) himayesinde ve Arkhe organizasyonunda yakın zamanda kaybettiğimiz arkeolog ve araştırmacı Tuncer Bağışkan’ın hatırasını yaşatmak için adına ithaf edilen Tarih, Kültür ve Bellek Günleri’nin birincisi başladı.
Arabahmet Kültür Evi’ndeki açılışa ev sahibi LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın yanısıra, CTP Milletvekili Sami Özuslu, TDP Geel Başkanı Zeki Çeler, bazı LTB Meclis üyeleri ve Bağışkan ailesi üyeleri de katıldı.
1 ve 2 Mart günlerini kapsayan sempozyumun açılışı LTB Başkanı Mehmet Harmancı ve Bağışkan ailesi adına kızı Özlem Arhun’un konuşmaları ile yapıldı.
Harmancı: “Tuncer Bağışkan, tarih, bellek ve kültür konusunda ülkemizde vazgeçilmez isimlerdendi”
Açılış konuşmasında Başkan Harmancı, Tuncer Bağışkan’ın, tarih, bellek ve kültür konusunda ülkemizde vazgeçilmez isimlerinden olduğunu ve değerli ailesi ile hemfikir olunduğu üzere sempozyumların, her yıl Tuncer Bağışkan ismi ile düzenleneceğini söyledi.
Başkan Harmancı, “Tuncer Bağışkan ile ilgili en önemli tariflerden birini Hasan Kahvecioğlu yaptı. Bir “Kültür savaşçısı” idi dedi. Hayatı boyunca bunun mücadelesini verdi. Arabası yakıldı, evi basıldı. 1970’li yıllardan itibaren bu ülkedeki belki de ilk büyük çaplı kayıt dışı ekonominin varlığı eski eserlere ilişkin konulardı. Tuncer bey de bu konularda çok büyük mücadeleler verdi ve bu mücadelelerden dolayı çok büyük baskılar gördü. Ama yaptığı araştırmalarla, takipçiliği ile bu topluma izlenebilecek çok büyük bir yol haritası bıraktı” dedi.
“Tuncer Bağışkan arşivi konusunda Lefkoşa Türk Belediyesi ve Arkhe olarak sorumluluk almaya hazır olduğumuzu aileye de ilettik”
Harmancı konuşmasının devamında Tuncer Bağışkan’ın arşivine değinerek “Tuncer Bağışkan arşivi konusunda, Lefkoşa Türk Belediyesi ve Arkhe olarak sorumluluk almaya hazır olduğumuzu aileye de ilettik. Henüz yayınlanmamış birçok araştırması var. Yayınlanmış ama tekrar değerlendirilmesi gereken konular var. Eminim ki aile ile istişare ve iş birliği içerisinde bu alanda oldukça önemli işlere imza atacağız, onun bize bıraktığı mirasla birlikte ve bu kentin tarihini de bu kentin belleğini de bu ülkenin belleğini de birlikte koruyacağız” dedi.
Harmancı konuşmasını şöyle sonlandırdı: “2013 yılında Soyut Olmayan Kültürel Miras Komisyon toplantısında bir araya gelmiştik, komisyonun en son toplantısı o tarihte oldu. Bugün de üzülerek ifade etmek zorundayım ki böylesi değerli bir şahsın adı ile anısına düzenlenen sempozyuma, özellikle merkezi hükümet tarafından bu kadar az ilgi gösterilmesi, ülkede kültüre ve tarihe gösterdikleri önemin de bir tezahürüdür. Buradaki paneller ile atölye çalışmalarından belleğimize önemli kazanımlar olacak. Emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma, Bağışkan ailesine ve panele konuşmacı olarak katılan herkese teşekkür ediyorum. Tuncer Bağışkan’ın çalışmalarını ileriye taşımak her demokratın görevidir.” diyerek sözlerine son verdi.
Özlem Arhun: “Babam ‘öğrenmek, öğretmek ve bilgileri paylaşmak’ değerlerine sahipti”
Özlem Arhun konuşmasında babası Tuncer Bağışkan ile sohbetlerinden ve kendilerine bıraktığı miraslardan değinerek, babasının “Öğrenmek, öğretmek ve bilgileri paylaşmak” değerlerine sahip olduğunu belirtti. Arhun babasının bundan çok mutlu olduğunu ve yine dünyaya gelse yine aynı mesleği seçerek yine aynı hayatı yaşamak istediğini belirttiğini de vurguladı.
“Arkeolojiye sahip çıkıldığı sürece kültür mirasına da sahip çıkılabilir”
Arhun: “Babam, çocuk ve gençleri kültür mirasımız hakkında bilgilendirmek gerektiğini söylerdi. Arkeolojiye sahip çıkıldığı sürece kültür mirasına da sahip çıkılabilir, insanlar bildikleri bir şeye sahip çıkar, bilmediklerine de asla sahip çıkamazlar. Kıbrıs’ı bir bütün olarak düşünür asla din, dil, ırk ayrımı yapmazdı. En samimi arkadaşı Gaston Neoklus idi. İletişimini ada genelinde oluşturur, araştırmalarını öyle yapar ve kitaplarını da öyle yazardı. Adanın bir bütün olması en büyük arzusuydu.”
“Onun bu kültür mirasını, bilgilerini, kitaplarını kendi vizyonuna uygun bir şekilde emin ellere teslim etme isteğindeyim”
Arkun konuşmasını “Onun bu kültür mirasını, gün ışığına çıkardığı bütün bilgilerini, kitaplarını kendi vizyonuna uygun bir şekilde emin ellere teslim etme isteğindeyim. Herkesin faydalanacağı bir hale getirmek istiyoruz. Babam da bunu isterdi. Kütüphanesini en iyi şekilde teslim etmek istiyoruz.” sözleriyle tamamladı.
Güncel akademik ve bağımsız araştırmalar ile çalışmaları eleştirel bir perspektifle bir araya getirip ortak bir tartışma zemini oluşturmayı hedefleyen Tuncer Bağışkan Tarih, Kültür ve Bellek Günleri kapsamında 2 Mart Cumartesi 18.30’a kadar devam edecek.
Açılış konuşmaları sonrasında Zekai Altan, Gaston Neocleous ve Selma Bolayır’ın katılımıyla Tuncer Bağışkan üzerine bir söyleşi gerçekleştirildi. Ardından, KKTC Milli Arşivler ve Araştırma Dairesi Müdürü Ejdan Sadrazam “Toplumsal Bellek ve Bilgi Merkezleri” ve Rita Severis “Creating CVAR” konularında sunumlarını gerçekleştirdiler.
1 Mart Cuma programı saat 15:00’te Mağusa Kent Müzesi Derneği Başkanı Prof. Dr. Uğur Ulaş Dağlı’nın “Kültürel Miras Olarak Kent Belleği ve Müzeleşmesi” ve İki Toplumlu Kültürel Miras Teknik Komitesi Kıbrıslı Türk Eş Başkanı Ali Tuncay’ın “Kültürel Miras Teknik Komitesi Tarihi Eserler Alanındaki İş Birliği Süreci” konuşmaları ile tamamlanacak.
2 Mart Cumartesi Programı
Atölyeler
10:00 – 12:00– “On Archiving”, Atölye Yürütücüleri: Holly Kunst ve Phivos Poullos , (CVAR: The Centre of Visual Arts and Research), Atölye Dili: İngilizce
12:30 – 14:30: “Fotoğrafın Peşinde”, Atölye Yürütücüsü: İlkyaz Portakalcıoğlu, Atölye Dili: Türkçe
15:00 – 17:30: “Panel: Kültürel Çalışmalar Penceresinden”, Moderatör: Belkıs Ayhan Tarhan
“Kültür, Tarih, Bellek: Kavramsal Notlar” - Belkıs Ayhan Tarhan (Sosyolog)
“Kıbrıs'ta Tarihçi Olmak ve Tarih Eğitimi” - Meltem Onurkan Samani (Tarihçi)
“Belge, Bellek, Belgesel” - Ersan Ocak (Akademisyen & Belgesel Yönetmeni)
“Kıbrıs'ta Barış Aktivizminde Sembolizm: Sosyal Antropolojik Bir Analiz” - Melek Kaptanoğlu (Etnograf)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.