Türkiye bölünürse… Dünya bölünür!

28 Haziran, 1914’te, Avusturya- Macaristan tahtının veliahtı Ferdinand, Saraybosna’da öldürülünce; Bundan yüz yıl önce, 1.nci Dünya Savaşı patlak verdi. 20.nci yüzyılın ilk çeyreğinde, Avrupa ülkelerinde yaşanan teknolojik gelişme, yükselen refah seviyesi bir anda son buldu. Bu savaşın içinde yer alan tek Müslüman ülke, Osmanlı İmparatorluğu idi. Sonuçta, Osmanlı ülkesi parçalanacak, galip devletler kendi aralarında Anadolu’yu bölüşeceklerdi. Emperyalist devletler, Çanakkale’yi geçemeyince, Rus Çarının beklediği yardım da Rusya’ya ulaşamadı. Böylece; Lenin’in silahlı mücadelesi başarıya ulaştı. Kaderin cilvesine bakın ki; Emperyalistlere karşı savaşan fakir Türkiye’ye ilk ciddi destek Lenin’den geldi. Rus ordusu, işgal ettiği Doğu Anadolu’dan çekildi. “ Büyük Ermenistan” uğrunda Müslüman halkı katleden Ermeniler de Ruslarla birlikte gittiler. Lenin’e göre, Mustafa Kemal Paşa’nın savaşı anti emperyal bir savaştıve mutlaka desteklenmeliydi. Öyle de oldu. Silah ve savaş malzemesi yanında Lenin’den siyasi destek de geldi. Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümetini ilk tanıyan ülke SSCB (*) oldu. Mustafa Kemal Paşa ile görüşmek üzere Türkiye’ye gelen Sovyet Ordusu Komiseri General Aralov, Lenin’e gönderdiği ilk telgrafta, Türk Ordusunun yalınayak savaştığını ve acilen askeri postal gönderilmesini rica edecekti. ABD ise; Türkiye Cumhuriyetini uzun yıllar tanımadı. 1928’e kadar Ankara’ya elçi göndermedi. Toprakları işgal edilmiş, silahlı kuvvetleri dağıtılmış, ölmüş sayılan hasta adamın dirilişini, ne Batı ne de ABD hazmedemedi. Hala daha emperyalistlerin gursağında, büyük bir lokma olarak duruyor Atatürk’ün Türkiye’si… Diyeceğim o ki; Bugün Türkiye üzerinde oynanan oyunlar, ayni hedefi gözeten; Yani, Türkiye’nin parçalanmasını isteyen; Doymak bilmez canavarlar… İçte yarattıkları işbirlikçi uşaklarla birlikte, 1950’li yıllardan sonra, durmadan hem Atatürk Türkiye’sinin, hem de Yakın ve Orta Doğu ülkelerinin altını oyuyorlar. Bu bölgelerde var olan, IŞİD dahil, tüm terör örgütleri, ABD emperyalizminden beslenmektedir. Barack HousseinOBAMA’yı, Tanrının dünyaya gönderdiği iyilik ve barış meleği olarak görenler; Aslında, emperyalizmin renginin olmadığını… … Doların renginin ise yeşil olduğunu çok geç anladılar. 91.nci kuruluş yıldönümünde, Türkiye’de barışın, demokrasinin, insan haklarının egemen kılınması, dini bağnazlıkların son bulması en büyük dileğimizdir. (*) Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği.