Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye’de temel özgürlükler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında gelişme kaydedilmediği gerekçesiyle Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerine yeniden başlanmasını reddeden bir kararı oy çokluğuyla kabul etti.
Gezi Parkı eylemlerini finanse ve organize etmekle suçlanan sanıkların yargılandığı davada Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti.
Daha önce, Avrupa Konseyi’nin siyasi organı bakanlar komitesi, Kavala’nın AİHM’in ihlal kararına rağmen serbest bırakılmaması nedeniyle Türkiye aleyhine ‘ihlal prosedürü’ başlatmıştı.
DW Türkçe’nin haberine göre komisyonda yedi ret ve 13 çekimser oya karşı 54 oyla kabul edilen kararda, AB üyelik süreciyle bağlantılı reformlarda ‘net ve belirgin’ ilerleme kaydedilmediği sürece parlamentonun müzakerelere yeniden başlanmasını öngöremediği kaydedildi.
Raporda Türkiye’nin son iki yılda AB üyelik hedefiyle ilgili tekrarladığı açıklamalara rağmen üyelik süreciyle bağlantılı taahhütlerinde sürekli bir gerileme kaydedildiğine dikkat çekildi.
Kavala kararına atıf
AP üyeleri, 2018’de resmen askıya alınan üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılması konusunda Parlamento’nun ‘ret tutumunu yumuşatacak bir gerekçeyi şu an göremediklerini’ belirtti.
Gezi davasında yargılanan ve haklarında ağır hapis cezaları çıkan Osman Kavala ve diğer sanıklara atıfla “Türk hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını açıkça hiçe sayarak müzakere sürecinin yeniden başlatılması fırsatını bilinçli olarak tahrip etmiştir” ifadesine yer verildi.
Türkiye’de insan haklarındaki gerilemenin sürdüğüne işaret edilen raporda ‘Türk hükümetinin sivil toplum ve insan hakları savunucuları, avukat ve gazetecilere uyguladığı hukuki ve idari baskının sürmesinden üzüntü duyulduğu’ yazıldı.
AP üyeleri, AB’nin idari organı AB Komisyonu’nu uygun maddi araçlar yoluyla Türkiye’deki demokrasi yanlısı çabalara yeterli finansman sağlamaya çağırdı.
Raportör Nacho Sanchez Amor da şunlar söylendi: “Bu rapor, AB-Türkiye ilişkilerinde son aylardaki görece gelişme ile, son olarak Osman Kavala kararında gördüğümüz üzere, temel haklar ve hukukun üstünlüğü alanlarında kötüleşmeye devam eden feci durum arasındaki keskin tezatı gözler önüne sermektedir. Türkiye’nin jeopolitik olaylardaki hayati konumu, ülkedeki otoriter eğilimin daha da derinleşmesinin mazereti olamaz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.