AB zirve toplantısına (10-11 Aralık) birkaç gün kala AB organları içerisinde Avrupa Konseyi’nin Türkiye-AB ilişkilerinde nasıl bir tavır gütmesi gerektiğine dair tartışmaların yoğunlaştığı, dahası bu konuda Avrupa Parlamentosu ile Avrupa Konseyi arasında ihtilaf yaşanmakta olduğu bildirildi.
Politis “AB’de Türkiye Merkezli ‘Aile İçi’ İhtilaf” başlıklı haberinde Avrupalı liderlerin, içerisinden geçilmekte olan zamanda Türkiye’ye karşı etkin ve kararlı yaptırım uygulanmasının uygun olup olmadığı konusunda bölünmüş durumda olmaları yetmezmiş gibi bir de bu konuda Avrupa Konseyi ile Avrupa Parlamentosu’nun “aile içi ihtilafa” düştüğünü yazdı.
Habere göre Türkiye raportörü İspanyol Natso Sanchez Amor, raporuyla ilgili analizinde Avrupa Konseyi’nin Türkiye’ye sanki aday ülke değilmiş gibi, Avrupa Parlamentosu’nun da sadece aday ülke gibi yaklaştığını, bu tavrın da sorun yarattığını kaydetti. Amor “Avrupa Parlamentosu AB’nin temsil ettiği ilke ve değerlere dayalı bir tavır sergilerken Konsey Türkiye ile al-ver’e dayalı bir tavır benimseyemez. Türkiye-AB ilişkilerinde AB’nin bütün organları ortak bir politik yaklaşım benimsemeli” dedi.
Aynı gazete AB zirvesine birkaç gün kala Yunan diplomasisinin AB Dışişleri Bakanları görüşmesinde “Türkiye’nin bölgede tansiyonu düşürmeyi gerçekten istediğine ikna etmediği” ana argümanını getirdiğini yazdı.
Habere göre Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias da dün Güney Kıbrıs’ı ziyareti sırasında Rum ve Yunan hükümetlerinin diğer AB devletlerini sorumluluk almaya çağırma nedenlerinin de “Türkiye’nin ikna etmemesi” olduğu savundu. Zirve toplantısında alınacak kararın, Ankara’yı “Uluslararası hukuk ve Deniz Hukuku temelinde yapıcı bir diyalog aracılığıyla tansiyonu gerçekten düşürme yoluna sokması gerektiği gerektiğini” iddia etti.
Gazete Rum ve Yunan Dışişleri bakanlarının dün Zirve öncesinde eylem ve tezlerini koordine ettiklerini ve Lute’un Ada’yı ziyareti ve Yunanistan Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Demiris ile görüşmesi bağlamında Kıbrıs sorununu ele aldıklarını kaydetti.
Rum Dışişleri Bakanı Nikos Hristodulidis’in, “top artık Türkiye’de, AB’den çıkacak kararı hareketleri belirleyecek” dediğini yazdı. Habere göre Hristodulidis ve Dendias’ın ortak görüşü Türkiye’nin, “tavrı ile bir yandan yeni emrivakiler yaratmaya bir yandan da aleyhine önlem alınmasından kaçmak istediği” görüşünde birleşti.
Dendias, Kıbrıs sorunu ve Lute’un temaslarına değinirken Atina’nın, Antonio Guterres’in çağıracağı bir gayrı resmi beşli toplantıya katılmaya hazır olduğunu ancak “müzakerelerin ancak 2017’de Crans Montana’da kaldığı yerden ve Berlin’deki Anastasiadis-Akıncı-Guterres görüşmesinde uzlaşılmış zeminden başlayabileceğini” savundu.
Alihtia “Türkiye’ye İki Cepheden: ABD-AB Cephesinden Yaptırımlar… ABD’de 30 Gün İçinde Zorunlu Yaptırımlarla İlgili Yasa” başlığıyla manşete çektiği haberinde ABD ve AB’nin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın politikası sabırlarını tükettiği için” Türkiye’ye yönelik yaptırım uygulamanın eşiğinde olduğunu savundu.
Gazete ABD’nin 2021 Savunma Bütçesi yasa taslağında ABD Başkanı’nın, taslağın onaylanmasından itibaren 30 gün içerisinde Türkiye’ye yaptırım uygulamaya mecbur edildiğini ve yaptırımların ancak S-400’lerden dönülmesi halinde kaldırılacağını belirtti. Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel’in ise “kedi-fare oyunu artık bitmeli” Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis’in de “tahrikkar eylemlerine devam ederse, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde sonuçlarıyla yüzleşmemesi anlamsız olur” dediğini yazdı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.