• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 7 °C

TÜRSAB'dan koronavirüs raporu: Turizmde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

TÜRSAB'dan koronavirüs raporu: Turizmde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
TÜRSAB'dan koronavirüs raporu: Turizmde hiçbir şey eskisi gibi olmayacak

Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB), koronavirüs salgınından en çok etkilenen sektörlerin başında gelen turizmin 'yeni normale' göre nasıl şekilleneceğine dair yol haritasını içeren raporunu perşembe günü kamuoyuna tanıttı.

Dünya çapında ziyaretçi ağırlama rakamlarına göre altıncı sırada yer alan Türkiye, geçtiğimiz sene 51,7 milyon turiste ev sahipliği yapmıştı. Ancak ilk koronavirüs vakasının bildirildiği mart ayından itibaren Türkiye’nin toplam ziyaretçi sayısında düşüş eğilimi başladı.

2020 yılının ilk çeyreğinde Türkiye’nin turizmden elde ettiği gelir ise, rezervasyon ve tatil paketi iptalleri ile uçuşların birçok ülkeyle karşılıklı kaldırılması sebebiyle bir önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 11,4 oranında azalarak, 4 milyar 101 milyon 206 bin dolar seviyesine geriledi.

 

 

Seyahat acentelerinde ciro ve istihdam kaybı

TÜRSAB tarafından 18-28 Mart 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen ankete katılan 1433 seyahat acentasının yüzde 80’i en az yüzde 75 oranında ciro kaybı kaydettiklerini belirtti. Acentaların yaklaşık yüzde 40’ı ise salgının devam etmesi halinde yüzde 75 oranında istihdam kaybı öngörüsünde bulundu.

Otel dolulukları konusunda ise, STR Global raporuna göre, Mart 2020’de Türkiye'deki otel dolulukoranı geçen yılın aynı ayına göre yarı yarıya azalırken, İstanbul’daki otel dolulukları aynı dönemde yüzde 70’lerin üzerinde düşüş kaydetti.

Sonbahardan sonra toparlanma başlayabilir

Uzmanlar, diğer koşulların normal seyretmesi durumunda, yaz sonunda Almanya pazarından Türkiye’ye bir miktar turizm hareketi olabileceği, sonbaharda ise yeni bir salgın dalgasının patlak vermemesi durumunda turizm verilerinin daha da toparlanmasını ümit ettiklerini kaydediyor.

Ancak TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya, euronews Türkçe'nin de yer aldığı uluslararası medya kuruluşlarının temsilcileriyle yaptığı online tanıtım toplantısında, mevcut çok sıkı tedbirlerin turistleri tedirgin edip caydıracağını, hareketliliğin eylül ve ekim ayında başlayacağını, ancak apart otel ve butik otel şeklindeki konaklama biçimlerinin bu aşamada daha çok rağbet göreceğini düşünüyor.

"Bu seneki tek kriter, otellerin sağlık kurallarına uyup uymadığı, enfekte olma ihtimalinin ne olduğudur. Türkiye bu konudaki avantajlarını ne kadar iyi tanıtırsa o kadar avantajlı olacaktır" diyor Bağlıkaya.

Ülkelere turist gelmesinin, hedef ülkelerin turistlere verdiği güvenle alakalı olduğunu vurgulayan TÜRSAB Başkanı bu konuda Türkiye'nin avantajı olduğu kanısında.

Bağlıkaya, karşılıklı seyahat yasakları kaldırıldığında ilk açılacak pazarlardan biri olarak Orta Doğu'yu işaret ediyor. Çin ve ABD gibi uzak pazarlar konusunda ise Bağlıkaya bu sene için bir turist gelişi beklemiyor ve ancak önümüzdeki sene yavaş bir hareketlilik yaşanacağını düşünüyor.

"Tatile çıkmak bir lüks değil ihtiyaç. Ama belli bir müddet uzun uçuşlar tercih edilmeyecektir" diyor Bağlıkaya.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'nin (IATA) son araştırması, dünya genelinde yolcuların yüzde kırkının havayolu seyahati için salgının kontrol altına alınmasının ardından en az altı ay beklemeyi düşündüklerini ortaya koydu.

Sağlık turizmi ne olacak?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada Atatürk Havalimanı ve Sancaktepe'ye yapılan salgın hastanelerine yönelik eleştirilere, bu hastanelerin salgın bitiminde sağlık turizmine açılacağını açıklamıştı.

Türkiye Covid-19 ile mücadele sürecinin ardından sağlık turizminde Avrupa pastasından daha fazla pay almayı hedefliyor.

euronews Türkçe'nin bu konudaki sorusuna cevaben Bağlıkaya, "Pandemi süreci Türkiye'nin sağlık alanında ne kadar yol kat ettiğini gösterdi. Bütün ülkelerin sağlık sistemleri bu süreçte teraziye çıktı. Türkiye bu süreci başarıyla yönettiği için sağlık turizminden aldığı payı ne kadar hak ederek aldığını ve bir imaj sorunu olmayacağını göstermiş oldu. Bunun sağlık turizmine çok olumlu yansıyacağını söyleyebiliriz. Bundan önceki dönemlerde daha çok Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesinden sağlık turizmiyle ilgili hasta kabul ederken Avrupa'nın birçok ülkesinden de hasta kabul edeceğiz, çünkü Türkiye bir sınavdan geçti ve bu sınavı birçok OECD ülkesinden çok daha iyi bir biçimde verdi. Sağlık hizmeti için gelen hastaların endişe edeceği hiçbir şeyin olmadığı görüldü. Eskiden bunu ispat etmekle vakit kaybediyorduk, artık bu süreci başarılı bir şekilde geçtik. Sağlık turizmi önümüzdeki dönemde daha hızlı gelişecek" dedi.

Türkiye geçtiğimiz sene 800 bin kadar yabancı hastayı tedavi etmişti. 2023 yılı için Türkiye'nin sağlık turizmindeki gelir hedefi ise 20 milyar dolar.

Uzmanlar, pandemi hastaneleri sağlık turizmine açıldığında, daha önceki kozmetik operasyonların ötesinde, her türlü komplike hastalıklar anlamında da hizmet vermesi, göreceli avantajlarını kullanması gerektiğine dikkat çekiyor. Örneğin Türkiye halihazırda en fazla göz ameliyatına yönelik hasta kabul eden ülke konumunda.

Bağlıkaya, Avrupa'dan açılacak ilk pazarın Polonya olacağını, akabinde Ukrayna ve Orta Doğu pazarlarının açılacağını, ancak Rus turistin gelmesinin biraz zaman alacağını öngörüyor.

Turizm işçilerinin durumu

Üç aylık kısa dönem çalışma ödenekleri son bulan turizm işçilerinin, turizm sezonu açıldığında durumunun ne olacağı ise henüz belirsizliğini koruyor. Çalıştıkları tesisin kapatılması veya müşteri sayısının düşmesi sonucu küçülme kararı alması, turizm işçilerinin de istihdam sorunu doğurmaması için gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.

Bağlıkaya, bu konuda euronews Türkçe'nin sorusuna cevaben, "şirketlerin ekonomik imkanlarını sonuna kadar zorlayarak personelini mağdur etmemeli. Hizmet sektöründe zaten kalifiye eleman ihtiyacımız var. Geçici personelin çalışması sadece Mayıs ayından Temmuz ayına kaydı" diyor.

TÜRSAB, geçtiğimiz dönemin döviz girdisinde yüzde 60'lık bir düşüş olduğunu ancak henüz sektöre dair bir hasar tespitinin yapılmadığını belirtiyor.

"Belli bir dönemi, çok önemli bir bayramı kaçırdık. Turizm hareketleri Türkiye'de iki bayrama odaklıdır. Bir tanesini sokağa çıkma yasaklarıyla geçiriyoruz. Zaten Eylül'de okullar açılacak. Bu üç ayda insanların seyahat motivasyonları düşük olacak. Eskisi gibi olması ise 2021'dir" diyor Bağlıkaya.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler