TC-KKTC Ekonomik İşbirliği Protokolü’ne ilişkin tartışmalar sürerken Kuzey Kıbrıs Hızlı Tüketim Ürünleri Tedarikçileri Derneği (TUTDER) toplumun tüm kesimlerine yılların birikimiyle artarak devam eden sorunları birlikte çözme çağrısı yaptı.
TUTDER Yönetim Kurulu olarak yapılan çağrıda hükümetin protokolü sahiplenerek halkı doğru bilgilendirmesi istenirken gelinen aşamada toplumun tüm kesimlerinin katkı koyacağı yeni bir toplumsal mutabakat metnine ihtiyaç duyulduğu ifade edildi.
TUTDER Yönetim Kurulu açıklaması şöyle:
“ Adına ister reform isterse yasal düzenleme densin; yapısal değişiklik önerileri çok önemli, elzem veya ne kadar acil olsalar dahi ancak toplumsal destek sağlanarak bir uzlaşı çerçevesinde yürütülmelidir.
KKTC ile TC arasında imzalanan protokol ise içeriği ve/veya içermedikleri üzerinden yeni bir tartışma yeni bir gerginlik alanı yaratmıştır. Bu gerginlik toplumsal alanda kendini her geçen gün daha fazla hissettirmektedir.
Protokolün bir sahibi olan KKTC hükümeti her şeyden önce bu protokolü sahiplenmeli, topluma önerilen değişikliklerin nedenini anlatmalı, toplumu ikna etmelidir. Hükümet bir bilgilendirme süreci başlatmalıdır.
Bu sürecin yokluğunda toplum içerisinde çeşitli kaygı ve kuşkuların seslendirilmesi çok normaldir ve seslerin yüksekliği giderek artacaktır. Geleneksel KKTC siyaseti bu gibi durumlarda “sin da gülle geçsin” sloganını kendisine şiar ederek “biz de istemeyiz ama Türkiye böyle ister” stratejisini benimseyerek, adres olarak gizli gizli Türkiye’yi göstermiştir.
Artık kimsenin gizleyemeyeceği, inkar edemeyeceği bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Epey bir süredir Kıbrıs Türkü ile “Türkiye” arasındaki ilişkiler farklılaşmaktadır.
Kıbrıs Türkü 1974’te kurtarıcı Anavatan, 2004 referandumunda demokrasimizi geliştirici kardeş ülke olarak tanımladığı, dayanışma içerisinde olduğu Türkiye Cumhuriyeti ile ilişkilerinde sıkıntılar olduğunu fark etmekte, toplum içerisinden eleştirel sesler yükselmektedir. Bunun en fazla farkında olması gereken yapı ise KKTC hükümetidir. KKTC hükümeti doğru bilgi paylaşımı ile toplumda hasıl olan kuşkuları cevaplamalı, değişim önerilerinin nedenlerini halka açıklamalıdır.
Tarihsel olarak Kıbrıs Türk’ünün en büyük gücü kardeş Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu insanı olmuştur. Bu tarihsel ilişkiyi korumak her siyasinin önde gelen görevi olmalıdır.
Her toplumsal yapı zaman zaman reformlara ihtiyaç duyar. KKTC’de bu ihtiyaç yıllardan beri vardır. Ancak bunun yolu toplumun tüm kesimlerinin katkı koyacağı Yeni Bir Toplumsal Mutabakat Metninden geçmelidir.
“Biz imzaladık oldu” mantığı daha fazla yasaklara daha fazla gerginliklere yol açacaktır. Kıbrıs Türk’ünün tarihi bir yanda varoluş diğer yanda ise demokrasi mücadelesiyle şekillenmiştir. Hiçbir hükümet bunu unutmamalıdır. Daha önce de belirttiğimiz gibi: Hepimiz, siyasi olanlar olmayanlar; partili- partisiz olanlar; üreticisi, tüketicisi; sanayicisi turizmcisi; hizmet sağlayıcısı emek sahibi; hepimiz ama istisnasız hepimiz gerginiz. Sorunlar hepimizindir. Sorunları hep birlikte yarattık; kimimiz yaparak kimimiz susarak. Çağrımız herkesedir. Birlikte Sorumluyuz, Birlikte Çözmeliyiz… Birlikte Sorumluyuz.“
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.