2009 yılından başlayarak çalışanların maaşları sürekli geriletilmiştir. Bu gerileme %30’lara kadar dayanmıştır. Bu yetmezmiş gibi dövizin yükselmesiyle özelde dar gelirlilerin, genelde ise tüm halkın alım gücünde büyük bir düşüş yaşanmıştır.
Sendikalarla hükümetin sürdürdüğü Protokol görüşmeleri sonuçlanmadan, kayıplarla ilgili hiçbir mutabakat sağlanmadan, hayat pahalılığını karşılayamayacak rakamların telaffuz edilmesinin ardından zamlara geçilmesi düşündürücüdür.
UBP-DP Hükümeti üretimde de kullanılan tüketim maddelerine sessiz sedasız zam yapmayı alışkanlık haline getirmiştir. Akaryakıt fiyatlarına ve Tüp Gaza her ay zam yapılmakta, kışın iyice kendini gösterdiği Aralık ayında da elektriğe %23’lere varan zam yapılması ile birlikte halka büyük bir maddi külfet yüklenmiştir. Akaryakıta, suya, tüp gaza ve elektriğe yapılan zamlar aynı zamanda üretim girdisi olan bu malların diğer ürünlerde domino etkisi yaratacağından 2017 yılı zincirleme zamların gündeme geleceği bir yıl olacaktır.
Bu soğuk kış günlerinde elektriğe okkalı zam yapılması, çalışanın, emeklinin ve dar gelirlinin alım gücünü bitirmiş, faturaları ödeyemeyecek duruma getirmiştir.
Türk lirasının sürekli değer kaybetmesi, yeni bir enflasyon dalgasına girdiğimiz anlamına gelmektedir. Bu ekonomik gelişmeler ortadayken UBP-DP hükümetinin hiçbir önlem almadığı bir yana, elektriğe yüklü bir zam yapması ülkemizi yaşanmaz hale getirmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.