UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu, “kapalı Maraş açılımı ile ilgili Başbakan Ersin Tatar”ın son Ankara ziyaretinden sonra, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin (GKRY) tabir yerinde ise eteklerinin tutuştuğunu anlıyoruz” dedi.
UBP Milletvekili Oğuzhan Hasipoğlu yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis’in, 1974 öncesi Maraş sakinlerine yaptığı çağrıyla, kapalı Maraş’ın açılışına destek vermemelerini, bu konuda Birleşmiş Milletler nezdinde girişim yaptıklarını ve BM’ye “ortak komite” kurulması önerisi sunduklarını ifade ettiğini belirtti.
GKRY Başkanı Anastasiadis’in daha da ileri giderek, cumartesi sabahı yaptığı açıklamada, Mağusa konusundaki olası eylemleri Türkiye’nin üyelik sürecine bağladığını söyleyen Hasipoğlu, “‘Türkiye”ye atfen, önce etkilerini sonra da yalnız Güvenlik Konseyi veya Avrupa Konseyi’ne başvuruya değil, bütün Avrupa sürecinin kopmasına sebep olacağını hesap etmeli’ şeklinde bir açıklamda bulunuyor.” Bu tehditkar açıklamadan anladığımız kadarıyla, Doğu Akdeniz’deki Oruç Reis gemimizin arama faaliyetlerine karşı konusunda AB”den Türkiye aleyhine istediği kararı aldırtamayan Rum yönetimi, şimdi de aynı hesabı Maraş konusunda yapmayı planlıyor. Ancak, tıpkı Doğu Akdeniz petrol meselesinde olduğu gibi, Maraş konusunda kendi yönetimin meseleye “temiz ellerle” gelmediğinin hesabını yapmıyor!” ifadelerini kullandı.
Hasipoğlu açıklamasına şöyle devam etti;
Anastasiadis, Güney’de yaşayan, kapalı Maraş”ta oteli veya evi olan Kıbrıslı Rumlara, ‘Türk yönetimi altına gitmeyin, bakın Komite önerisi yaptım, bekleyin bir gün çözüm olacak’ diyor. Öte yandan, bizim petrol – doğal gaz konusunda paylaşımın nasıl yapılmasının kararlaştırılacağı bir komite kuralım önerimizi reddediyor. Sıkıştığı noktada omite kuralım önerisi yapıyor, petrol konusunda ise “ben tanınmış devletim, o yüzden komite kurmam” diyor.”
Anastasiadis’in, federasyon görüşmelerinin başlaması bağlamında da iki şart öne sürdüğünü anımsatan Hasipoğlu, tekrar masaya oturmak için, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de Kıbrıs adasına ait olan deniz yetki alanları içerisindeki arama faaliyetlerine son vermesini ve kapalı Maraş”ın açılması konusunda yapılan tüm çalışmaların durdurulmasını istediğini vurguladı.
Hasipoğlu açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;
“Bu iki şart konusunda Türkiye ve KKTC hükümetlerinin bu vakitten sonra geri adım atmayacaklarını çok iyi bildiklerini tahmin edebiliyorum. Bu yüzden ülkemizde başlayacak olan Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin dış politikada takınmakta olduğu uzlaşmaz tavırlar çok iyi analiz edilmeli ve buna göre politikalar geliştirilmelidir.
Gerçekten de Güney yönetimi bizimle adanın yönetimini ve ada etrafındaki zenginliği paylaşmak istemediği gibi, Maraş konusunda da çeşitli bahaneler ile, en önemlisi ise kapsamlı çözüm planlarına hayır diyerek bu bölgenin kapalı kalmasına ve adanın önemli bir turizm gelirinden yoksun kalmasına sebep olmuştur.
Yıllarca bizi görüşme masasında oyalayan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, şimdi de kendi vatandaşlarını kandırma uğraşı içerisinde olduğunu anlıyoruz
Aslında tüm sürece baktığınız zaman Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne sadece özür değil, ciddi anlamda tazminat ödeme borcu da doğmaktadır. Artık kapalı Maraş kapsamlı çözümün bir parçası değil, oradaki gerçek hak sahiplerinin ve tüm adanın menfaatine olacak şekilde bir çözümün parçası olmalıdır. Bu çözüm de bu yıl içerisinde gerçekleşmelidir.
Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin ne bizi, ne de kapalı Maraş’ta menfaati olan herkesi, görüşme masasında oyalamalarına izin vermemeliyiz. Güney yönetiminin çözüme destek vermemesi ve kaçırdığı fırsatlardan dolayı, tüm adanın ve adalıların menfaatine olacak olan kapalı Maraş’ın kendi yönetimimizde açılmasından bu vakitten sonra vazgeçecek değiliz”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.