Ulusal Birlik Partisi içerisinde bir süredir yaşanmakta olan Kurultay sancısı, doğumun gerçekleşmesi sonunda sona erdi. Doğum sancısı sona erdi ama o doğumun yarattığı artçı sancıların devam ettiğini görmekteyiz.
Sanırım artçı sancıların en acı vereni şuanda parti hesaplarında belirlenen açık olacak. Kurultay öncesinde, düğmeye basılarak Hüseyin Özgürgün’ün, mal bildirim ile mal varlığı arasındaki büyük artış nedeniyle dosya açılmış ve Polis soruşturması başlatılmıştı.
Hüseyin Özgürgün'ün Mecliste bulunan mal beyanı ile Başbakanlığı ile parti başkanlığı sırasında elde ettiği Mal ve paranın büyük rakamlara tekabül etmesi sonrasında soruşturması tamamlanan dosya, Başsavcılığa gönderilmişti.
Başsavcı Yardımcısı vekilinin aniden kalp krizi geçirmesi, dosyanın bir süre bekletilme sürecine girmesi sonrasında kurultaya girilmiş ve Kurultayda üyeler ulan Çınar gibi ağaçtık. Söylentiler ve iddialar dalımızı kuruturken kökümüze de zarar vermeye başladı. Eh bizlerde bu noktada senin baharını hazan etmezmiyiz diyerek büyük yarışta ayağına baydayı, (Çelme) attı. Ve Ersin Tatar’a gel sen bu görevi devralarak bizim kuruyan dallarımızı yeşert kökümüzü de kurtar dedi.
Buraya kadar herşey tamam. Ama sanırım bundan sonrası tamam değil. Ersin Tatar, koltuğa oturur oturmaz uzmanı olduğu Muhasebe – Denetleme işine el atarak UBP’nin hesaplarında inceleme başlattı. Yapılan incelemede hesaplarda ilk olarak 2.5 Milyon açık, birde parti parası ile alınan BMW olduğunu tespit etti.
İş bu kadarda kalmadı ve inceleme sürecine devam edildi. Minik Kuşlarımızın iddiasına göre bu açık 4 bilemedin 5 Milyon Törkiş Liraya kadar çıkacakmış. Tabi bankalardan çekilen bu paranın kimlere dağıtıldığı, nasıl harcandığı ortaya çıktıktan sonra kopacak paparadır. Çünkü gelinen noktada parti üyeleri, sen parti hesaplarını bakkal defteri sanıyordun, ama bakkal defterinin yazdığını silmeye senin gibi bir kulun gücü yetmediğini göreceksin diyor
UBP’liler bizler Allah’ın yarattığı bir kuluz, Allah affeder ama biz siler geçeriz derse, Özgürgün’ün 2020’deki buz gibi Cumhurbaşkanlığı adaylığına, yağmur yağdırarak ne buzdan hayallerini nede adaylığını bırakır diyorum.
EvetUBP’de Kurultayda yaşananlar böyle. Ancak şimdilerde Genel Sekreterlik yarışı ile ikinci bir heyecan yarışacak. Elde ettiğimiz bilgilere göre Derviş Eroğlu’nun kızı Resmiye Eroğlu Canaltay ile partinin ağır toplarından Hasan Taçoy aday olarak bu yarışa girecek. Haaa partini düzgün ve sevilen isimlerinden Dursun Oğuz yeniden aday olup Genel Sekreterliğe devam edermi derseniz, şuanda böyle bir bilgiye sahip değilim derim.
Ancak Dursun Oğuz yarışa katılırsa sanırım, hem düzgün kişiliği hemde, özellikle Türkiye kökenli kesimden hatırı sayılır oy alır kanaatindeyim.
Peki bayram değil, seyran değil, durup dururken, daha 1 yıllık Milletvekili olan Resmiye hanım neden ortaya çıkarak, Genel Sekreterlik koltuğunu öpüyor derseniz onu da dillendirelim. Bir defa, üyenin gönlünü fethetmek için yanlış tavra girenler o gönlün bir evlat olarak çoktan babalarının gönlünü zapt ettiğini bilmelidirler. Evlat mı? Yoksa Evletlık mı? Diye sorarsanız, nasıl ki mal canın yongası ise evlat da vücudun kalbi ve atar damarlarıdır derim.
Evkafın su meselesine gelirsek, Genel Sekreterlik yarışı Eroğlu’nun evinde varılan mutabakat çerçevesinde verildi kanaatindeyim. Benim kanaatime göre Resmiye hanımın ismi kısa metrajlı bir reklam filmi olarak ortaya atıldı. Genel Sekreterlik yarışında Resmiye hanımın reklamı kısa metrajlı filmde ilerisi için yeniden hafızalara kazınmaya çalışılırken, varılan mutabakat çerçevesinde oyların Hasan Taçoy’a gitmesi sağlanacak.
Kısacası, Derviş Eroğlu’nun da izni ile ipi Hasan Taçoy göğüslerken, Resmiye hanımda reklam bonusu ile yetinecek. HaaaEroğlu’nın izni dışında birileri bende bu yarışta varım derse, ona da Hanya’nın Girit’te Konya’nın Türkiye’de olduğu hatırlatılacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.