KKTC gemisi, dümeni kilitlenmiş, makineleri stop etmiş ve ekonomik yönden hiçbir veri tabanı kalmamış vaziyette, mercan kayalıklarına doğru sürüklenirken, romorkör vazifesi görecek denilen UBP-HP koalisyon hükümeti zor topuz kuruldu. Ama romörkörün makinesinde de arızalar olması bu işin sağlıklı yapılamayacağını gösteriyor.
Tünelin ucunda ışık varmı diye sorarsanız, değil ışık, mum veya golorambiciğin, titrek, olduğu yeri bile doğru dürüst aydınlatamayan ışığını bile görmüyorum dersem inanın yeridir. Ucunda bile bir ışık huzmesi olmayan zifiri karanlık tünelde inşallah yük treninin geleceği tutmaz. Kanat vardır insanı kaf dağında bulunan Padişaha, kanat vardır kuzgunu leşe götürür. Bu kadar naz ve niyazdan sonra kurulan koalisyon hükümetinin kanatlarının bizi nereye götüreceğini doğrusu merak edenlerdenim.
4’lü koalisyon hükümetinin ipi kopartılmıştı. Kopmuş olan ipe düğüm atıldı. Ancak, kopmuş olan bir ipe düğüm attığınız zaman en sağlam yeri bile olsa ipe her dokunduğunuz zaman canınızı acıtan da o düğüm olacak. Bence UBP-HP koalisyonunun en sağlam yeri o düğüm olsa bile partililerin canının yanacağı yer orası olacak.
Toparlanıyoruz Hareketi kurulurken, başını çeken Kudret Özersay, hep doğruluk ve dürüstlükten bahsetti. Allah’ı var. Hocanın bugüne kadar kendine menfaat sağlayacak en ufak bir hatasını veya rotasından yan çizdiğini görmedik. Ama hesap soracağım felsefesi ile hareket ederken, hesap soracağım dediği insanlar ile dolu bir parti ile nikah kıydı. Kusurlu elmaslar, kusursuz çakıl taşından çok daha iyidir diyenlere katılmadığımı öncelikle vurgulamak isterim. Kudret Hoca kendine menfaat sağlamamada evet kusursuzdur. Ama, Toparlanıyoruz Hareketinin önderliğini yaptığı sıralarda pari kurmayacağım. Siyasete girmeyeceğim. Mevki istemiyorum söylemlerinden sonra parti kurarak, siyaset girmesi ve özellikle en önemli koltuklardan birisine oturması, damda gezer takyanoz vur beline kazmayı söylemi ile sanırım eş anlam taşır. İşte bu nedenle Halkın Partisinden istifalar başladı ve bu yöndeki istifaların devam edeceği iddiaları devam ediyor.
Bu madalyonun bir yüzü. Madalyonun diğer yüzünde önceleri tabanına gizli gizli, YDP ve DP ile koalisyonu hah kurdum. Hah kuruyorum diyerek koalisyonu kurma noktasına gelen. Ancak son dakika, emir demiri keser kitabını bitirdiği için ‘Lafontenden Masallar’ kitabından pasajlar sunan Ersin Tatar, mutlu bitecek filmi mutsuz son ile bitirerek, mahallenin küçük çilli kızına döndü. Ve ama çirkindir. Ben bununla ayni çatı altında birikte yaşayamam nakaratlarına rağmen nikahı da ‘Ananın’ isteği üzerine kıydı.
Ersin Tatar, kurultay öncesinde kendisini desteklemeleri halinde birçok kişiye söz vererek mavi boncuk dağıttı. Örneğin Sunat Atun’a, Maliye- Ekonomi, Eroğlu’nun kızı Resmiye Canaltay’a da Turizm bakanlığı sözü verdi. Söz ağızdan çıkana kadar sizin esirinizdir. Ağızdan çıktıktan sonra siz onun esiri olursunuz. Haaa yapmazsanız da o söz sizi o koltukta hiç rahat bırakmaz. Ben verdiğim sözün esiri olmam diyen Tatar, Türkiye ile görüşmelerde kendisine çok büyük fayda sağlayacak olan Sunat Atun’u kabine dışı bırakırken, bizim minik kuşlara göre de son gece Resmiye Canaltay’ın ismini çizdi.
UBP’nin ağır topları, Sunat Atun, Hamza Ersan Saner, Kutlu Evren, Özdemir Berova, kabinede yok. Özellikle Mağusa Bölgesinde müthiş bir temizlik operasyonu yapıldı. UBP’nin ruhani lideri Eroğlu’na yakın kim varsa deterjan ile yıkanarak ak pak edildi. Eroğlu’nun Kızı Resmiye hanımın, son gece ayağına bayda atılarak koltuktan al aşağı edildi. Bence Mağusa’da, Eroğlu ve prensleri rahat duramayacak. Ali Pilli’nin doktor olması nedeniyle Sağlık Bakanı olmasını hadde anlarım. Ama Kadın Doğum Uzmanı Faiz Sucuoğlu’nun Çalışma Bakanı, diş doktoru Ünal Üstel’in turizm bakanı olmasını anlamam mümkün değil. Toplumu hasta kategorisine koyanların, kabinenin üçte birini doktorlar ile doldurmasını inanın hiç anlamam.
Peki İskele bölgesine geçelim. Kurultayda seni destekleyen Önder Sennaroğlu ile Yasemin Öztürk’ü kabine dışı bırakırsan ve Hüseyin Özgürgün’ün yanında kapı gibi duran Nazım Çavuşoğlu’na bakanlık verirsen, meydana gelen şiddetli fırtınayı sen nasıl önleyeceksin? Florida sahillerini vuran Maria Kasırgası gibi doğacak fırtınada ağaçlar yerinden sökülmeyecek mi? Veya El Nino ve El Nina gibi tabiat olaylarının yarattığı yıkım gibi El Sennaroğlu ile El Öztürk olayları partiyi yaralamayacak mı?
Birileri Girne’de şuanda birşey olmaz diyebilir. Bende kazın ayağı öyle değil derim. Son dakikaya kadar ismi bakan olarak anılan genç kuşaklardan İzlem Gürçağ ile eski bakanlardan Kutlu Evren kabine dışında bırakılmalarına ve yerlerine Ünal Üstelin getirilmesine sıcak bakar mı dersiniz?
Bence özellikle Hüseyin Özgürgün, sonrasında da onunla birlikte hareket edenler koalisyon hükümetinin yanlış adım atmasını bekleyecekler. Ve sonrasında Ersin Tatar’ın ayağının altına nasıl muz kabuğunu koyarız diye düşünecekler. 1900’lü yıllardan beridir ben Cumhurbaşkanı adayıyım diyen Zorlu Töre, UBP’nin Kudret Özersay’ın Cumhurbaşkanı adaylığını desteklerse hazımsızlık çekmez mi? Bence, Cumhurbaşkanlığı seçiminin hemen öncesinde veya hemen sornasında UBP’de bir kurultay yaşanırsa hiç şaşmayın.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.