• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 9 °C
  • Mağusa 8 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 9 °C
  • İskele 8 °C
  • İstanbul 10 °C
  • Ankara 5 °C

UBP’ye açık mektup

Ediz TUNCEL

Bugün ülkenin içine düştüğü kaotik durumda tartışmasız en büyük pay sahibi olan UBP Afrika gazetesi ve Meclis önünde yaşanan rezilane olaylarla ilgili olarak UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz aracılığıyla bir açıklama yaptı, açıklama aynen şöyle:
"Bugün itibarı ile bir gazetenin Anavatan Türkiye’yi sınır güvenliğinin sağlanması adına Suriye Afrin’e yaptığı askeri müdahaleyi “işgal” diye niteleyen tahrik edici yazısını kınama amaçlı düzenlenen eylemden istenmeyen hareketler sergileyenlerin birer ay süre ile tutuklanmasına karar verilmiştir.
UBP olarak karara vesile olan eylem şeklini ve yapılanları onaylamadığımız gibi, olaylara neden olan tahrip unsurlarının ve buna zemin hazırlayanların hiçbir soruşturmaya tabi tutulmamasını kabul etmeyiz, edemeyiz. Hele de tahrik sonucu gelişen olayların Dünya basınına Kıbrıs Türklerinin Anavatan Türkiye karşıtı olarak gösterilmesine sessiz kalanları hayret ve üzüntüyle karşılıyoruz.”
Tam anlamıyla evlere şenlik bir açıklama, sanki dünyanın ve dünya basınının yapacak işi gücü kalmadı da KKTC’deki rezilliklerle uğraşacak…
Hiç üzülmeyin sevgili UBP’liler, haritadaki yerinizi bile bilmeyen dünya basınını bir tarafa bırakın,  UBP olarak yıllar yılıdır haritada Kıbrıs’ın yerini bile bilmemelerine rağmen her kafaları sıktığında ve şova ihtiyaçları olduğunda Kıbrıslı Türklerin dininden girip dingilinden çıkan, Rumun bile yapmaya cesaret edemediği terbiyesizlikleri iç tribünlere şov olsun diye Kıbrıs Türkü’ne karşı yapan, daha da vahimi, Rumlarla gündüz kavga edip gece hırsızlığa beraber çıkan, Türkiye’deki bütün pislikleri ve mafya düzenini KKTC’ye tepeleme dolduran  TC siyasilerine veya TC’nin güdümlü basınına bir ince ayar çekmeyi düşündünüz mü!!!
Yoksa gelen giden TC siyasilerine “iktidar olursak bunlara ihtiyacımız olur” mantığıyla yağ çekmekten ve KKTC’ye doldurulan pisliklerle çıkar ilişkilerine girmekten, Rumun malı deniz yemeyen keriz mantığıyla yağma ve rant düzeniyle uğraşmaktan, oy uğruna sabah akşam ahbap çavuşlarınızın keyfine göre vatandaş yapmaktan vaktiniz mi kalmıyor!
Bakın, geçen gün o rezilane olayları yapanların arasında KKTC denen sorma gir hanında turist statüsünde bulunup da “kanunsuz silah bulundurma” suçundan askıda davası olan bir “turist” de varmış!
Bu gibi turistler sizin eseriniz, sizin tescilli malınız, sizin kafalarınızın bu ülkeye doldurduğu ithal bela malzemeleri!
Bunlar gibi ipsiz sapsızlardan bu memleket tam bir suç cennetine döndü, umurunuzda bile değil!
KKTC denen devletçik nasılsa sorma gir hanı, açık hava tımarhanesi ya, aklına esen aklına estiği gibi girsin çıksın,  rezillik yapsın, siz de, sözüm ona, devletçilik, hükümetçilik oynayın, habüre TC’nin gelen giden iktidarlarına yağ çekin, iktidar olursanız da memleketi yağmalamaya devam edin, seçimde oy alasınız diye önünüze geleni de vatandaş yapın, kumarhanecilerle güzel güzel ilişkiler kurun, adamlar yaptığınız işleri beğenmeyince çıksın size verdikleri “yardımcıkları” açıklasın, gıkınız çıkmasın, başkanınızın yediği haltlar ve hesapsız kitapsız “hesapları” ayyuka çıksın,   bu tımarhanenin göbeğinde dünyada eşi benzeri görülmemiş bir rezillik düzeninin baş kurucusu ve savunucusu olun…
Ama neymiş, Afrika gazetesi tahrik yapmış!
Yahu açıldığı günden beridir yapıyor, sağcısının da solcusunun da hiç aklına geldi mi ki “neden bu gazete Amerikan uşağı PKK veya Ortadoğu’da cirit oynatan ve tümü ABD menşeili olan terör örgütleri ve yaptıkları uşaklık ve katliamlar, sebep oldukları kaos için tek bir kelime aleyhte yazı yazmaz, yazarsa da göstermelik yazar, rol gereği yazar” diye sorsun!
Yok ama, bahane lazım, Afrika gazetesi zamanlaması hesaplanmış bir algı operasyonu yapar, bahaneyi yaratır, bastırılmış ve patlama noktasına gelen duyguların patlaması için  kör gözüne parmağım diyerek kuyuya bir taş atar, delisi da zolisi da kendi kafasına göre taşı çıkarmaya uğraşır, bu arada ortalık tımarhaneye döner, ve işin özünde istenen hedefe ulaşılır, Afrika gazetesi üzerinden yaratılan bahaneyle Rumun ganimetinden beslenen salyalılar salyalarını Kıbrıslı Türke karşı akıtır, 1878’den beridir gelen giden TC iktidarları, saltanatları tarafından atılıp satılmaktan, aşağılanmaktan usanan Kıbrıslı Türk de Ruma göstermediği tepkiyi Türkiye’ye karşı gösterir, eteklerdeki taşlar dökülür!
Bir seferlik olsun Afrika gazetesinin kuyuya attığı taş olumlu ya da olumsuz bir işe yaradı, herkes ortaya çıkan rezillikten kendine pay çıkarmaya başladı, bu pay çıkarma derdinden denge unsurları oluştu, ki bu da gerekliydi, ve böylece ortaya “ithal bela malzemelerinin” her taşın altından çıkabileceği çıktı, şimdiyse sağduyulu bir yargıcın sayesinde hapsi boyladılar!
Peki ama, adım adım ve göstere göstere gelinen bu rezillikler sürecinde, tüm maddi ve manevi değerlerin yerle bir olduğu ve provokasyona açık olan bu rezilane süreçte, gidişata engel olmak için yağdanlık boşaltıp doldurmaktan ve Rumun ganimetini üleşmekten, donsuzlara Rumun malını don yapıp giydirmekten, siyasi parti kılığında çeteleşmekten ve devleti çete yöntemleriyle yönetmekten başka UBP olarak ne yaptınız!!!
Hiçbir şey yapmadınız…
Ama ateşe benzinle gitmekten ve iki taraf arasındaki yangını daha da artırmaktan geri durmadınız, gerginliklerden medet umdunuz,  iki ülke ve halk arasındaki duygusal çatışmayı sömürmeyi marifet bildiniz.
Dün mantık buydu, bugün de mantık aynı mantık, gelecekte ne olur bilemem…
Hiç hesaplamadınız mı, keser döner sap döner, gün gelir devran döner diye!
Bugün UBP 21 milletvekiliyle, bir önceki dönemde CTP’nin düştüğü duruma düştü.
UBP bu seçim sonucuna göre iktidarda olmalı mıydı!
Normal şartlarda geçen bir seçim olsaydı, evet olmalıydı.
Ancak tamamen anormal şartlarda geçen ve seçim uğruna son birkaç sene içinde yapılan ve seçimin sonucunu UBP lehine doğrudan etkileyen yaklaşık 18 bin vatandaşı da hesaba katarsak, devlet imkanlarının sabah akşam taraftara oy uğruna, rant uğruna peşkeş çekilmesini de katarsak, seçilmek uğruna her türlü üçkağıdı yapılmasını ve aşkta ve savaşta herşey mübahtır mantığıyla hareket edilmesini de hesaplarsak,   hayır olmamalıdır.
Bugün hükümeti kuracak olan ve aslında tümü seçimden hezimetle çıkan (HP hariç) CTP-HP-TDP-DP dörtlüsü fantazi bir yöntemle hükümeti kurmayı ve devleti yönetmeyi deneyecektir, mecburen.
İcraat hükümeti olacağına dair bir umut var mı bu hükümetten? Bana göre 50% var 50% yok…
Ama şu da bir gerçek ki, UBP’nin bugünkü haliyle ve bugüne kadar yaptıklarıyla hükümeti kurması bu ülke için 0% umuttur, bu haliyle bir kez daha iktidara gelmesi durumunda tam bir yıkım ve kıyım hükümeti olur, Kıbrıs Türkü’nün son kırıntıları kalan maddi ve manevi değerleri de  tam anlamıyla biter.
UBP’nin yapması gereken şudur: Bir an önce kurultaya gidecek ve eteklerindeki tüm taşları dökecek, bu ülkenin büyük ve önemli bir partisi olarak kendine çeki düzen verecek, bir rant ve çıkar partisi görünüşünden çıkacak, içindeki değerli ve temiz, şaibesiz insanları ön plana çıkaracak, iç ve dış siyasette de akılcı bir  yapılaşmaya girecek, yağdanlıkları da rafa kaldıracak…
Aksi takdirde, 4’lü koalisyon hükümeti başarılı olursa, UBP’ye de şimdiki hükümeti kuracak partilerin seçimde uğradığı hezimet  için yol görünecek. 
Bir daha hatırlatalım, UBP olarak, bu ülkenin geldiği kaos noktasında en büyük pay sahibisiniz, nokta!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları