Ancak bu görüşü Rusya'da dile getirmek hukuken suç kapsamında.
Rusya'da yürürlüğe giren ve 'yalan haber' kanunu olarak bilinen yasa çerçevesinde onlarca kişi hakkında soruşturma açıldı.
Rusya'nın Ukrayna'yı işgaline dair resmi söylemi dışında bir şey söylemek ya da orduyu eleştirmekle suçlanan bu kişiler 15 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanıyor.
Vladimir Putin'in iktidara ilk geldiği 1999 yılından bu yana muhaliflerini sindirmek, ifade özgürlüğünü sınırlandırmak ve bağımsız medyayı susturmak için attığı adımların sonuncusu olan yasa, Rusya'da sansürün de dramatik bir biçimde artışına neden oluyor.
Rus muhalif Vladimir Kara-Murza tehlikenin gelişine dair uyarılarda bulunmuştu.
ABD'de Mart ayında yaptığı bir konuşmada, Kara-Murza Batılı liderleri Putin'le ilişkilerini sürekli temize çekmeye çalışmakla suçlamış, Rusya giderek cüretkarlaşırken kafalarını öte yana çevirmekle itham etmiş ve bu ülkelerin Rus kara parası için birer cennet haline gelmesine göz yumulduğunu ileri sürmüştü.
Ukrayna savaşının başlamasından iki hafta sonra Arizona Temsilciler Meclisi'nde konuşan Kara-Murza, "Bütün dünya şimdi Putin rejiminin Ukrayna'da yaptıklarını görüyor. Kadın doğum hastanelerinin, kliniklerin, okulların bombalandığını görüyorlar. Bunlar savaş suçudur," demişti.
Ancak artık Rusya'da bu gibi görüşleri dile getirmek ağır bir suç.
Kara-Murza bu konuşmasından bir ay sonra Moskova'da gözaltına alındı ve Rus ordusu hakkında yanlış bilgi yaydığı suçlamasıyla hakkında dava açıldı.
Rus muhalif halen gözaltında tutuluyor.
Savaş suçu iddiaları
Vladimir Kara-Murza'nın ihlal ettiği savunulan yasa, Ukrayna işgalinin başlamasından kısa süre sonra Mart ayında çıkarılmıştı.
Ukrayna'da savcılık makamı toplamda 11 bin savaş suçu iddiasını kayda geçirmiş durumda.
Örneğin Rus bir asker yargılandığı mahkemede bir sivile ateş açtığını itiraf etti.
iki sivilin Rus güçleri tarafından nasıl vurulduğunu gösteren kamera kayıtları gibi kanıtlara ulaştı.
Harabeye dönen Andriivka'ya geride kalan eşyalarını toplamak için dönenler çok daha güçlü kanıtlar ileri sürüyorlar.
Rusya, Ukrayna'yı işgal ettiğinde birçok aile başkent Kiev'i terk ederek bu gibi köylere sığınmış, bu sayede güvende olacaklarını ummuşlardı.
Aksine işgalci askerler tarlalarına tanklarıyla girip, bahçelerinde siperler kazmaya başladıkları için haftalarca soğuk sığınaklarda yaşamak zorunda kaldılar.
Köyün ileri gelenlerinden Anatoliy Kibukevych, Rus askerleri Nisan ayında buradan çekildiğinde sığınaklarda 13 kişinin cesedini bulduklarını söylüyor.
"Elleri arkadan bağlanmış ve başlarından vurulmuşlardı," dedikten sonra kurbanların bir bir adlarını saymaya başlıyor.
Rus tanklarının Kiev'i ele geçirmek için kontrol ettikleri ana yol evlerin enkazıyla dolu. Yanmış tuğlaların arasında metal yataklar, tava ve tencereler tuhaf bir manzara oluşturuyor.
Bahçe girişlerinde üzerinde "Burada çocuklar var!" yazan tabelalar şarapnel parçalarıyla delinmiş.
Vladimir'in eşi Evgenia Kara-Murza "Gerçek, Putin rejiminin başlıca düşmanı," diyor.
Güvenlik nedenleriyle gittiği Washington'dan BBC'ye konuşan Kara-Murza, "Bu yüzden bu rejimin Rusya'daki tüm muhalefeti söz konusu yasayla bastırmaya ve halkı korkutarak susturmaya çalıştığını düşünüyorum," diye konuşuyor.
Aktivist eşinin geçmişte iki kez zehirlendiğini ve ölümden döndüğünü, yine de susmadığını söyleyen Kara-Murza, "Vladimir eminim tüm risklerin farkındaydı. Tehditler onun için hiç azalmadı. Ama insanın artık korkuya yenik düşmediği ve diğerlerine de korkmamalarını söylemesi gereken bir an geldiğine inanıyor," diyor.
'Gerçekleri saklayamam'
Ukrayna'da savaş başladığında gazeteci Lilia Yapparova, sahaya gidip yaşananları haberleştirmek zorunda hissettiğini söylüyor:
"Uyuyamıyordum, çünkü insanlar ölüyordu ve benim de orada olmam gerekiyordu."
Yapparova, uzun bir süre Ukrayna'nın denetimindeki bölgelerden haber geçebilen tek Rus muhabirdi.
Bugün de sayıları zaten sadece üç ve tümü de bağımsız medya kuruluşlarına çalışan kadın gazeteciler.
Ukrayna'nın doğusunda askeri üniforma içinde dolaşıp, kollarına Z işaretleri takıp, Rus askerlerini destekleyen, Mariupol gibi şehirleri "Nazilerden arındırmaktan" ya da "özgürleştirmekten" bahseden Rus devlet televizyonu muhabirlerine kıyasla çok dar bir kadro.
Yapparova, bu propaganda duvarında hiç değilse bir delik açmak istediğini söylüyor.
"Benim için şu anda önemli olan tek şey savaşın bitmesi ve Rusya'daki insanların aslında neler yaşandığını görmesi," diyor.
Ama bu neredeyse Ukrayna'nın cephelerinde çalışmak kadar tehlikeli bir diğer mücadele.
Birçok bağımsız haber kuruluşu gibi Lilia Yapparova'nın çalıştığı Meduza sitesi de Rusya'da yasaklanmış durumda. Gazeteciler ve bu gibi medya kanalları 'yabancı ajanlar' olmakla itham ediliyor.
Facebook ve diğer sosyal medya kanalları da tamamen bloke edilmiş halde.
Resmi devlet kanallarında ise duvardan duvara Rusya'nın 'özel operasyonu' haberlerine yer veriliyor.
Tanıdıklarının bile Rus resmi söylemine inandıklarını söyleyen Yapparova, "Propaganda savaşını şu an için kaybettik," diyor.
Ukrayna'dan yazdığı her kelimenin, sivillerin öldürülmesine, toplu mezarların bulunmasına ya da korkunç yıkıma dair tüm haberlerinin onu 'yalan haber' yasası kapsamında yargılanmakla karşı karşıya bırakacağının farkında:
"Önümdeki risklerin farkındayım. Buna hazırım. Gözlerimi kapatmayacağım. Bu yasanın ne anlama geldiğini biliyorum. Ama savaşın içinden haber yapmamayı göze alamazdım.
"Tabii ki sürekli bir endişe içerisindeyim. Bazen haber yazmak çok acı veriyor, çünkü gerçekleri saklayamam. Ama bunun için hapse mi gireceğim? Başıma her an her şey gelebilir."
Özel operasyon mu, savaş mı?
Tehlike Michael Nacke için de somut bir hal almış.
Genç gazeteci savaş başlamadan önce Rusya'dan ayrılmış. Bugün gerçekleri söylediği için yargılandığını anlatıyor.
Rus makamların hakkında hazırladığı 91 sayfalık iddianamede neyle suçlandığını "Özel operasyon demek yerine savaş kelimesini kullandım," sözleriyle özetliyor:
"Size karşı hangi yasayı kullandıklarının çok bir önemi yok. Sadece sizi susturmak istiyorlar."
Savcılık makamı, Nacke'nin YouTube kanalında Rus tanklarının Zaporizhzhia'daki nükleer enerji santraline nasıl ateş açtığını anlatması üzerine harekete geçmiş.
Bu olay BM Güvenlik Konseyi'nin olağanüstü bir toplantısında ele alınmış ve kınanmıştı. Ancak Moskova, Ukrayna güçlerinin ateşi kendilerinin açtıklarını savunuyor. Dolayısıyla bu söylemin dışında yapılan her haber suç kapsamında.
Michael Nacke, "Bu başıma gelenlerden sonra anladığım tek bir şey var, o da yaptığım işin bir anlamı olduğu. Eskiden kendime sorardım: Benim yaptığım haber savaşı durdurabilir mi? Şimdi biliyorum ki en azından doğru bir yere dokunuyorlar," diye konuşuyor.
Andriivka'nın yerle bir olmuş her karışında savaşın Ukraynalıları nasıl harap ettiği görülüyor.
Alina Petrovna "Çok şey yaşadık. Korku, dehşet, çok şey," diyor.
Petrovna, Rus güçlerinin köyü ele geçirmesinden sonra ilerlemiş yaşına rağmen 29 gün boyunca aile evinin sebze ambarında yaşamış.
Ön kapıda kurşun delikleri görülüyor, zira askerler ellerindeki yiyecekleri yağmalamak için kapıları ateş açarak, kırıp dökerek içeri girmişler. Bir tek Alina'nın ikonalarına dokunmamışlar.
Alina "Rus halkı gelsin de ordusunun bize neler yaptığını görsün," diyor ve tekrarlıyor: "Korku ve dehşet!"
Ama Rusya'da halkın çoğunluğu Ukraynalıların aslında neler yaşadığını hiç bilemeyecek.
Çünkü Vladimir Putin sadece Rusya'nın komşusuyla savaşmıyor.
Putin, gerçeğe karşı da savaş açtı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.