• BIST 9549.89
  • Altın 3005.805
  • Dolar 34.5348
  • Euro 36.0249
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 17 °C
  • Girne 18 °C
  • Güzelyurt 13 °C
  • İskele 17 °C
  • İstanbul 17 °C
  • Ankara 11 °C

UKÜ Psikoloji Bölüm Başkanı beyin salınımlarının önemine dikkat çekti

UKÜ Psikoloji Bölüm Başkanı beyin salınımlarının önemine dikkat çekti

Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Fen – Edebiyat Fakültesi, Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş İstanbul’da gerçekleştirilen EEG ve Beyin Osilasyonları Çalıştayı’na katıldı.

Fen – Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş İstanbul Kültür Üniversitesi’nde düzenlenen çalıştayda “Bilişte Beyin Salınımlarının Önemi: Başlangıcı, Gelişmesi, Günümüzdeki Durumu” başlıklı çalışmasını sundu.

İstanbul Kültür Üniversitesi Beyin Araştırmaları ve Kompleks Sistemler Araştırma Merkezi’nde gerçekleştirilen EEG ve Beyin Osilasyonları Çalıştayı ile ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Karakaş, söz konusu çalıştayın beyin osilasyonlarının (salınımlarının) dünü, bugünü ve yarınının ortaya konması açısından önemli olduğunu vurguladı. Sirel Karakaş çalıştayda son araştırma bulgularının sunulmuş olmasının alan yazınının bu konuda eriştiği noktanın belirlenebilmesi açısından da önem arz ettiğini belirtti.

Çalıştayda sunduğu bildiri hakkında bilgi veren UKÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş “Bilişte beyin salınımlarının önemi: başlangıcı, gelişmesi, günümüzdeki durumu” (The importance of brain’s oscillatory activity in cognition: origins, developments, current status) başlığını taşıyan çalışmada beyin elektriksel faaliyetinin gerçek sinyaller olduğunun ilk kez 1929 yılında Hans Berger tarafından ortaya konduğunu hatırlattı. Bu sinyallerin, başlangıçta, zaman ekseni üzerindeki genlik değişimleri olarak ele alındığını, bu çalışmalarda beynin spontan faaliyeti, olay-ilişkili potansiyelleri ve bu potansiyelleri oluşturan zamansal bileşenlerin genlik ve latanslarının incelendiğini anlatan Karakaş bir başka yaklaşımın da zamansal sinyalleri oluşturan frekans bileşenlerinin incelenmesini içerdiğini, bu yaklaşımda analiz biriminin beynin farklı frekanslardaki osilasyonel sinyalleri olduğunu söyledi.

Osilasyonel yaklaşımın ilk olarak in vitro dokuda, daha sonra da önce basit canlılarda (Helix pomatia, aplysia), daha sonra da nispeten karmaşık deney hayvanlarında (kedi, sıçan) derin elektrotlarda incelendiğini açıklayan Prof. Dr. Karakaş, izleyen dönemde sağlıklı insanın beyninin osilasyonlarına yoğunlaştıklarını, yapılan araştırmaların sonucunda, farklı frekanstaki osilasyonların bilişsel karşılıkları konusunda önemli bir bilgi birikiminin oluştuğunu ifade etti.

Son dönemdeki çalışmaların farklı nöropsikiyatrik bozukluklardaki osilasyonların incelenmesine yöneldiğini aktaran Karakaş, Alzheimer tipi demans, şizofreni ve bipolar bozukluk için, beyin osilasyonları temelinde olası biyo-belirteçler belirlendiğini söyledi. Fen – Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi ve            Psikoloji bölüm başkanı Prof. Dr. Sirel Karakaş bu belirteçlerin hastalıkların tanısı, izlemi (örneğin hafif bilişsel bozukluktan Alzheimer hastalığına geçişte) ve tedavinin etkililiğinin değerlendirilmesi aşamalarında önemli katkılarda bulunabileceğini düşündüklerini kaydetti.

Etiketler:
  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler