“Sadece Çocuk mu?”
Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Eğitim Fakültesi, Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü çocuklarda ruhsal gelişimin ele alındığı “Sadece Çocuk mu?” başlıklı panel düzenledi. Panele Doç. Dr. Neslihan Avcı, Yrd. Doç. Dr. Özlem Alkan Ersoy ve Uzm. Ayşe Turla konuşmacı olarak katıldı.
UKÜ Çevik Uraz Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen panelde ilk sözü alan Ankara Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslihan Avcı “Çocukla Çalışma ve Çocukluk Anlayışı” konulu bir sunum yaptı. İlk zamanlardaki çalışmalarının çocukları birbirine kaynaştırmak üzerine olduğunu söyleyen Neslihan Avcı şimdilerde çalışmalarının çocukları anlamak üzerine olduğunu belirtti. Kalıp yargıların çocuklara bakışı değiştirdiğini ifade eden Doç. Dr. Avcı bu yargılardan kurtulmadan çocukların doğru anlaşılamayacağını vurguladı.
“Yetişkinlerin yaptıklarını çocuklar da yapabilir”
Çocuklarla ilgili düşüncelerin Orta Çağ’dan bu yana pek değişmediğini söyleyen Doç. Dr. Neslihan Avcı, bir yetişkinin yapıp da bir çocuğun yapamayacağı çok fazla şeyin olmadığının altını çizdi. Avcı yetişkinlerin de çocuklar gibi her dakika gelişmekte olduğunu ve sürekli bir şeyler öğrendiklerini aktararak birçok yetişkinin çocuklarına karşı inancının fazla olmadığını belirtti ve “Gözlemlerime göre okul öncesi öğretmenlerinin kendi çocuklarına inançları çok yüksek.” dedi. Yetişkinler olarak yapabileceklerimizi çocukların da yapabileceğine inanmamız gerektiğini söyleyen Neslihan Avcı, aksi halde çocuğun kapasitesinin altında yetişeceğine vurgu yaptı. Doç. Dr. Avcı ayrıca çocukların sürekli “sen yapamazsın, çocuksun” diyerek yetiştirildiğinde çocukların büyümek istediklerini, çocuk olmanın iyi bir şey olmadığını hissettiklerini söyledi.
Paneldeki ikinci konuşmacı Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Özlem Alkan Ersoy ise “Erken Çocukluk Döneminde Cinsel Gelişim ve Eğitim” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Ersoy, 6 yaşındaki bir çocuğun dokunma kavramlarını bilmesi, bebeklikten itibaren çocuklara bunların öğretilmesi gerektiğini söyledi. Öğretim Üyesi Özlem Alkan Ersoy bu eğitimin verilmemesi durumunda çocuğun çevresine karşı güven duymadan büyüyeceğini ve ileride sosyalleşme problemleri yaşayacağını vurguladı.
“Anne ve babalar çocuklarını kız-erkek ayrımı yapmadan yetiştirmeli”
Çocukların banyo saatleri ve bebeğin bezinin değiştirilmesinde bebeğe vücudunun kısımlarını öğretmenin iyi bir başlangıç olacağını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Özlem Alkan Ersoy, soru sormaya başlayan çocuğun her zaman bilgiye aç olduğunu, çocukların 18 aydan önce cinsiyet hakkında bilgi sahibi olmaya başladıklarını aktardı.
Bütün az gelişmiş toplumlarda kadınların güçsüz gösterildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ersoy, anne ve babaların çocuklarını kız-erkek ayrımı yapmadan yetiştirmesi gerektiğine vurgu yaptı. Ersoy, çocuklarda 2 ile 5 yaşları arasında cinsel davranışlar gözlemlenmeye başladığını ve anne-babanın bu konuda çok hassas davranması, çocukların yaptıklarına karşı anne-babanın yüz ifadesi ve ses tonuna dikkat ederek hareket etmesi gerektiğinin altını çizdi. Çocukların küçük yaşlardaki sorularını anlamak için öncelikle onların konu hakkında ne düşündüğünün öğrenilip ona göre gerekli cevabın verilmesi gerektiğini de söyleyen Özlem Alkan Ersoy, çocukluk çağındaki öğrenimlerin çocuğun ileriki hayatına yön verebileceğine vurgu yaptı.
Panelin son konuşmacısı Uzman Ayşe Turla da “Okul Öncesi Dönemde Edebiyatın Önemi” başlıklı bir sunum yaptı. Okul öncesi kitaplarının edebiyatta çok büyük bir rol oynadığını vurgulayan Turla çocuk kitaplarıyla ilgili iyi kaynakların olduğunu fakat bunun ayrımının iyi yapılması gerektiğini söyledi.
“Yazdan yaza alınan romanlar var”
“Yetişkinler olarak, kitapla barışıklığımız sağlanmamışken, okul öncesi çocuklarından bu barışıklığın sağlanmasını bekleyemeyiz,” diyen Turla, yetişkinlerin yaptıkları oyuncak seçimindeki titizliği ve özeni kitapları seçerken de göstermeleri gerektiğini vurguladı. Okul öncesi edebi kitaplara değinen Turla, dönem çocuk kitaplarının dilinin açık ve anlaşılır olması gerektiğini ve çocuğun yaşına göre kitap seçilmesinin çocuğun gelişiminde sağlıklı bir etki yaratacağını belirtti.
Okul öncesi çocuk kitaplarının çoğunluğunda resimlerin yer aldığı kitapların seçilmesinin faydalarına değinen Uzm. Ayşe Turla resim olmayan kitapların asla kullanılmamasını ve yaş grubunun yükselmesiyle yavaş yavaş resim sayısının azaltılması gerektiğinin altını çizdi. Turla, bir okul öncesi öğretmeninden beklenilen unsurları ele alırken bir öğretmen ya da öğretmen adayının bütün çocuk hikâyelerine hâkim olması ve konuyu önceden bilip öğrencilerinin karşısına öyle çıkması gerektiğini, böylelikle çocukların yetişkinlik döneminin edebi ürünlere hâkim bir şekilde geçebileceğini aktardı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.