Fırtına öncesi sessizlik mi yoksa bezginliğin sessizliği mi bilmem ama
bu seferki seçim ortamı çok sessiz.
Ne bol bayraklı mitingler var, ne de kornalı konvoylar.
Parti sempatizanlarının ateşli tartışmaları bile yok bu sefer.
Eskilerden kalan tek şey UBP’nin her apartmana ve her eve her gün bıraktığı tomarlarca broşür.
Ve ben UBP’nin bu yaptığına çok kızıyorum.
Kardeşim biz geri zekalı mıyız?
Okuduğumuzu bir defada anlamıyor muyuz ki, her gün aynı broşürlerden bir kucak dolusu bırakıyorsunuz?
Yarattığınız kirlilikten geçtim yazık günah değil mi , nedir bu israf ?
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Devletten desteği bu israf için mi alıyorsunuz?
Hadi milletin parasına acımıyorsunuz, bu kağıtlar için kesilen onca ağaca da mı acımıyorsunuz?
Ben her gün toplayıp çöpe atmaktan bıktım, siz her gün kirletmekten bıkmadınız.
Çevreyi bu denli kirletip, insanları bıktırmaya ne hakkınız var?
Hadi halkı düşünmüyorsunuz, kendi partinizi ve siyasi amacınıza malzeme yaptığınız bayrağı da mı düşünmüyorsunuz?
Bırakılan bir ya da birkaç broşür olsa herkes alıp okur ama onlarca ve her gün bıraktığınız insanlar artık üzerine basıp geçiyor.
Partinizi ayaklar altında görmeyi önemsemiyor olabilirsiniz ama ben bayrağın ayaklar altında olmasına üzülüyorum.
Ama tabi ki bunun sebebi broşürleri dağıtanlar değil.
Onlar çalışma ve para kazanma derdinde, ellerine verileni bir an önce oraya buraya bırakıp gidiyorlar.
Oysa broşür dağıtanlar, o broşürün hazırlanmasından dağıtılmasına kadar emek verse ya da partisinin ideolojisine gönül verenler olsa, bu kadar hoyratça davranmazlar.
Bıraktıkları her broşürün ne anlama geldiğini bilirler.
TDP’den aday olduğum dönemi hatırlıyorum da, bir avuç genç nasıl da gecesini gündüzüne katarak hazırlayıp dağıtıyordu o broşürleri.
Emekleri olduğu için de itinayla her eve ulaştırmaya çalışıp tek bir tanesini bile boşa harmak istemiyorlardı.
Bu davranışın paranın çokluğu ya da yokluğu ile çok alakası yok.
Bu emeğe saygı ve partiye duyulan inançla ilgili bir şey.
Geçen gece TDP’nin Gala yemeğinde çok duygulandım.
O yılların emekçi gençleri, ilmek ilmek işleyerek elleriyle var edip yükselttiği partilerinin millet vekili adayı olmuş şimdi.
Hani sanat için,” sahnenin tozunu yutan gerçek sanatçı olur” derler ya.
Bu gençler de parti de sahnenin tozunu yutarak, emekleriyle öğrendikleri siyaseti halka hizmet için kullanmaya aday olmuşlar.
Siyaseti, partinin tozunu yuta yuta, siyasetten öğrenerek gelmişler bu güne.
İşte bu beni gelecek adına umutlandırdı.,
Ömrünü çocuklara ve çocuk haklarına adamış olan Barış Başel’in, bizim yarattığımız engelleri ortadan kaldırarak özel hizmete ihtiyaç duysun duymasın tüm vatandaşların eşit şartlarda hizmet alması için yıllardır emek veren Çelen Çağansoy’un, kadınların, çocukların ve göçmenlerin haklarını savunmaya baş koymuş Mine Atlı’nın, ,eğitim ve çocuklarının geleceği adına hiçbir fedakarlıktan kaçmayan Neşe Ertok’un, ömrü mücadelelerle geçmiş, bulunduğu her yerde fark yaratıp daha da ileriye taşımış ve ilkelerinden asla taviz vermeyen mücadele adamı Adnan Eraslan’ın, haksızlıklara baş eğmeyen ve halkın sesi olan Erkut Yılmabaşar ile Ediz Tuncer hocamın, adalet için yüreği çarpan Ayşe Öztabay’ın, toplumun kanayan her yarasında halkın gözü, kulağı ve sesi olan Zeki Çeler’in ,meydanların savaşçı kadını İlknur Işıl Türkmen’in ,sağlık konusunda gaile duyan doktorlar ile adını tek tek yazamadığım diğer yoldaşların ülke sorunlarını çözmeye aday olmaları umudumu daha da güçlendirdi.
Sanırım TDP’nin gözle görünür yükselişinin sebebi işte ortaya koyulan bu yürekler ve karşılıksız olarak verilen emeklerdir.
Paranın gücü ile her gün, her kapıya onlarca broşür konula bilir ama yüreklere umudu koymak için, yapılan işe duyulan sevgiyi, inancı ve emeği görmek istiyor insan.
Ne yalan söyleyeyim geçen gece ben bu sevgiyi, ilgiyi, verilen emeği ve coşkuyu gördüm.
Umarım verilen hiçbir emek karşılıksız kalmaz ve meclise artık uyuduğu yerden el kaldırıp indiren ya da meclise dahi uğramadan milletin parasıyla maaş alan ve verilen talimatların dışına çıkamayan kişiler değil, bu ülkeye tek nokta da olsa katkı koyan ve toplumun kanayan yaralarına merhem olabilecek donanımdaki kişiler vekil olur.
Ve yine umarım ki hangi partiden olursa olsun, kalbinde insan sevgisi , fikrinde ise halka hizmet olan vekiller mecliste buluşsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.