Uzmanlar uyardı… Hamileyken kan basıncına dikkat

Amerikan Kardiyoloji Koleji Dergisi’nde yayınlanan araştırmada uzmanlar, hamileyken yüksek tansiyon sorunu yaşayanların yaşlandıkça kalp hastalığına yakalanma riskinin yüzde 63 arttığını buldu.

Sun’da yer alan habere göre, araştırmacılar; yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, tip 2 diyabet veya hamilelikten sonra aşırı kilolu veya obez olmanın, komplikasyonlar ve gelecekteki kalple ilgili hastalıklar arasındaki artan riskin çoğunu oluşturduğunu buldular.

Doktorlar, her ikisi de hamilelikten yaklaşık 20 hafta sonra teşhis edilen gebelik zehirlenmesi yaşayan veya gestasyonel hipertansiyonu olan 60.000’den fazla hamile kadının verilerini inceledi.

Hamilelik sırasında normal tansiyonu olan kadınlarla karşılaştırıldığında, hipertansiyonu olan kadınlarda kalp hastalığı gelişme oranı yüzde 41 arttı. Ayrıca ilk hamileliklerinden 30 yıl sonra felç geçirme olasılıkları daha yüksekti.

Gebelik zehirlenmesi yaşayan kadınların ilk doğumlarından 10 yıl sonra kalp krizi geçirme olasılığı da daha yüksekti. Çalışmadaki kadınların yaklaşık yüzde 10’u ilk doğumlarında hipertansiyon geliştirdi. Hastaların yüzde 6,4’ünde gebelik zehirlenmesi ve yüzde 3’ünde gestasyonel hipertansiyon vardı.

“KADINLAR BİLGİLENDİRİLMELİ”

Uzmanlar ayrıca hamilelikten önce obez olan kadınların hipertansif hamilelik bozukluğu yaşama olasılığının üç kat daha fazla olduğunu keşfettiler. Ailesinde kalp rahatsızlığı öyküsü olanlar da daha fazla risk altındaydı.

Araştırmada yer alan Jennifer J. Stuart, gestasyonel hipertansiyon veya gebelik zehirlenmesi öyküsü olan kadınların kardiyovasküler hastalık riskinin arttığı konusunda bilgilendirilmeleri gerektiğini söyledi.

Sağlıkçılar, kadınlarda kalp hastalığı riskini azaltmak için yüksek tansiyon kontrolleri, kolesterol testi, glikoz seviyeleri, vücut kitle endeksi kontrolleri gibi dört alanda erken tarama ve izleme yapılması gerektiğini söyledi.

Uzmanlar, bu kontrollerin kadınlar için kişiselleştirilmiş tedavi planları sağlayabileceğini ve hatta gelecekteki kardiyovasküler olayları geciktirmeye veya önlemeye yardımcı olabileceğini söylüyor.