Varis en basit tanımıyla vücuttaki toplardamarların çapının artması, genişlemesi ve damar duvar yapısının bozulması anlamına gelir. Ancak genellikle ihmal edilen bir sorundur. Oysa hastalığın ciddi sonuçları olabileceğine dikkat çeken Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Onur Selçuk Göksel, varisin neden olduğu sorunların yanı sıra tedavi ve korunma yollarına da değindi. İşte açıklamaları…
İşte yol açtığı şikayetler
Kadınlarda erkeklerden daha sık ortaya çıkmasına rağmen her iki cinste de görülür ve yaşla birlikte görülme olasılığı artmaktadır. Hastadan hastaya değişmekle beraber sıklıkla ağrı, gece krampları, kaşıntı, dolgunluk hissi ve soğukla temas ihtiyacı gibi yakınmalar ön plandadır. Bu yakınmalar, uzun süreli ayakta durma ve bacakları sarkıtarak hareketsiz oturma sonucunda, kadınların menstruasyon dönemlerinde ve yüksek ısılı ortamlarda artabilir. Zamanla gözle görülen varisler, şişlik ve ödem, ayak bileğinden yukarı doğru ilerleyen kahverengi renk değişiklikleri ve sonrasında da maalesef yara açılmalarına kadar ilerleyen tablolar görülmektedir. Bu sırada bacaklarda şekil bozuklukları da oluşabilir.
Mutlaka tedavi edilmeli
Varis; tedaviye ne kadar erken başlanırsa o kadar tıbbi ve kozmetik başarı getirecek bir hastalıktır. Erken tedavide kalıcı sonuçlar daha kolay elde edilir. Tedavi hastanın şikayetlerine ve damarların ultrason altında incelenmesi sonucu elde edilen bulgulara göre değişir. İlaç tedavisine ek olarak bazı hastalarda sadece cilt içerisindeki varislere enjeksiyonlar da uygulanabilir. Varislerin büyük çoğunluğuna neden olan büyük ve küçük bacak toplardamarları yetersizliği durumlarında ise eskiden beri uygulanan klasik operasyonlar büyük oranda terk edilmiştir. Son yıllardaki teknolojik gelişmelerle birlikte hastalarımızın “kapalı ameliyat veya bıçaksız lazerli ameliyat” olarak adlandırdığı endovenöz tekniklerle hastalıklı damarlar kapatılır. Bu tekniklerin en önemli avantajları, hastaların narkoz almadan yapılabilmeleri, iz bırakmamaları, operasyon sonrasında hastaların günlük hayatlarına aynı gün dönebilmeleridir. Daha da önemlisi orta ve uzun dönemde nüks oranları çok düşüktür.
Nasıl korunabiliriz?
– Varise karşı hareketsiz kalmayın: Uzun süre aralıksız hareketsiz ayakta durmayın veya oturmayın. Ancak mesleki olarak uzun süre ayakta kalmanız gerekiyorsa koruyucu basınçlı çorap giyin.
– Yüksek topuklu ayakkabılardan uzak durun: Bu ayakkabılar baldır kası yerine kalça kaslarının kullanımına neden oldukları için dolaşım zorlaşır ve varis gelişimine zemin sağlar.
– Aşırı dar giysiler giymeyin: Bu tür giysiler varis oluşumunu artırır.
– Uzun süre güneşlenmeyin: Fazla güneşlenme ve sıcak uygulaması damar genişlemesine neden olur.
– Ayaklarınızı yukarı kaldırın: Mümkünse günde en az 3-4 defa 5-10 dakika süreyle ayaklarınızı kalbinizin seviyesine kaldırarak dinlendirin.
– Kilo almayın: Vücut ağırlığının artması, kanın bacaklardan kalbe doğru hareketini güçleştirir. Dolaşımın aksaması sonucunda varis gelişir.
– Masaj yapın: Bacaklarınıza düzenli olarak soğuk su masajı yapın. Fazla baharattan da kaçının.
Belirti görülmemesi sorun olmadığı anlamına gelmez
Varisler yüzeysel ve ana toplardamarlardaki varisler olmak üzere ikiye ayrılır. Tehlike yaratan varisler ana toplardamarlardaki varislerdir. Orta ve büyük evrede olan damar genişlemeleri birçok soruna neden olur. Bu sorunlar sıklıkla ağrı, kramp, kaşıntı ve yorgunluktur. Belirtiler sıklıkla görülebileceği gibi hiç görülmeyebilir de. Belirti görülmemesi bir sorun olmadığı anlamına gelmez. Damarlarda pıhtı oluşması ise en tehlikeli durumlardan biridir. Oluşan bu pıhtı vücutta farklı yerlerde tıkanmaya yol açabilir. Sıklıkla görülen vaka ise akciğere pıhtı atmasıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.