• BIST 9626.56
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.213
  • Euro 36.6812
  • Lefkoşa 13 °C
  • Mağusa 13 °C
  • Girne 14 °C
  • Güzelyurt 12 °C
  • İskele 13 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 7 °C

VAROLUŞ MÜCADELEMİZDEN BİR SES: ORBAY DELİCEIRMAK

Uzm.Çağın ZORT (M.A)

   1942 yılında doğan şair, bir süre Lefkoşa'daki İngiliz Okulu'nda okudu. 1960’tan itibaren bazı gazetelerde köşe yazıları yazdı. Bir ara kamu görevinde çalıştıktan sonra serbest iş yapmaya başladı. 1990'dan 2002’ye Cumhurbaşkanlığı Dairesi'nde Basın Danışmanı olarak görev yaptı. Gençlik yıllarından bu yana yerli basında şiir ve yazılan görülmektedir. Şiirlerinde Kıbrıs Türkü’nün varoluş mücadelesini, varoluş sevdasını işledi. Ayrıca Toplumcu-Gerçekçi şiirin öncülerindendir.  Orbay Deliceırmak; bir süre sonra,  "direniş şiirleri" diyebileceğimiz ürünleriyle dikkati çeker; bu topraklarda yaşamak isteyenlere kendilerini akıntıya bırakmamalarını, canlarını uyanık tutmalarını, her- şeyden önce bilinçli olmalarını şairce anlatır; özgürlük türküleri söyler.   Eserleri: El Kapılarında (1960, roman) Peykin Telsizinden (1961, şiir) Bursa Gözlüm ( 1962, şiir) Sömürge Çocuğunun Türkiyesi (1963, şiir) Bir Şehitten Seslenişler(Süleyman Uluçamgil ile birlikte- 1964, şiir) Dumdum - Savaş Şiirleri (Savaş Şiirleri, 1965) Asi  (Süleyman Uluçamgil ile birlikte - 1966, şiir) Dokuzu Beş Geçe (1967, şiir) Süleyman Uluçamgil - Bütün Eserleri ( Biyografi/inceleme,1989) Leyla ile Köroğlu (1994, şiir) Şeytan Ayrıntıda Gizli I, II (derleme, 1994-1995)   Orbay Deliceırmak bir Türk dilinin sevdalısıdır.  Anadil sevgisini dizelerine içtenlikle, yalınlıkla yansıtır:   Sen seviştiğimiz dilsin, Bir çocuk yüzüne ikiz, Delikanlı sevdalar kadar temiz, Öz olmalısın... Sevdalanıp dilim tutulunca içimi yansıtacak göz olmalısın... Türkçem, Dilimin varı yoğu, Türkçem, Usumu uyandıran Doğu... Türkçem, Gönlümün sevda odağı Günümün güneşi Gecemin ayı... Türkçem, İngilizce sevemem ki Leyla'yı...   ÖZGÜRLÜK TÜRKÜSÜ Ta ilk çağdan çağladım geldim bu diyara... Anadolu'dan, Taşlarla, ateşlerle, rüzgârla, şarkılarla... Tarihten şafağı yurdundan Hattulann, Hititlerin, İyonların... Ozanlar yurdundan Homerosun ve Yunusun... Kartallar yurdundan, Yedi deryayı yenmiş kaptanlar paşalar yurdundan., Bir sigara içimlik bir denizi aşarak, Rüzgârla, şarkılarla, dalgalarla coşarak geldim... Geldimve sarıldım bakıra, Geldim ve sarıldım toprağa, Bakireydi toprak, dölledim... Kuruydu çevre, Portakallar, zeytinlerle dalladım... Çiçekleri anlarla, arıları çiçeklerle balladım... Ta ilk çağdan bu toprakta ben vardım... Sonra korsanlar dadandı, Kara korsanlar... Truvada tahta atlı Akdenizde haçlı, Çanakkalede çift aslanlı, Kara korsanlar... Okları, kılıçları, toplan, roketleriyle Şarkısız, kanlı kara korsanlar... Dumdumlanyla, dozerleriyle, Kara korsanlar... Fidanlar gibi toprağa gömüldü, Fidanlar kadar çaresiz Ayşeler, Memedler,Hasanlar... Nisanlar kaç bahar yeşermedi ülkemde Kaç bahar... Bayrağımı yıllar yılı sandıklarda sakladım, Yüreğim çağıma acılı kaldı, Gözlerim kuzeye açılı kaldı... Oysa ben, 'Ta ezelden hür yaşamış' bir ulusun dalıydım. Asırlarca Akdeniz'de çakan her şimşeğin Ki bir mavisi Toroslara, Bir mavisi Beşparmağa vururdu, Şavkı ile doluydum... Yetti birgün bayrağımı sandıklardan çıkardım... Selâm saldım mazlumuna zalimine çağımın... Zenciye zencidir diye zincir vurana, Yüreğini kalkan yapıp bıçak gibi durana Yılgınına yiğidine Aptalına âlimine âlemin... Selam saldım, bayrağımı sandıklardan çıkarıp, Işıdı gökyüzü ışıdı gönlüm... Artık, karanlığa baş kaldırmış asiydim Özgürlüğü getirmeye ateşlenmiş mermilerin sesiydim. Artık Nergisli'de nergis satan çocukların, çiçeklerini parçalamatmam kimseye.. Artık çocukları dozerlere çiğnetmem, Ülkemin kaderini Okyanuslar ötesine yazdırmam.. Artık güvercinler salacağım Akdeniz'e Kanadında zeytin dalı, Mersin dalı ve defne... Ardık boynundakikemetten kurtulmuş, Dolu dizgin bir tayım, İçimden uçmak geliyor... Sanki Anadolu Kurtuluş Savaşı'nda destanlaşmış Ata'yım...                                                                                      (Leyla ile Köroğlu, 1994,9-12.)   FERHAT UMURUMDADIR   Bir yılan, Uzaklardan Karanlığa akıyorsa Dilinde zakkum, Mazlum ülkelerin Solgun çocuklarına yönelmişse, Zehri uzanmasa da bizim çocuklarımıza Zehri uzanmasa da şimdilik, Ben şairim umurumdadır... Umurumdadır Bosna'nın kadınları Kadınlarımızın saçları uçuşsa da rüzgârda Vicdana saldırısı bağnazlığın, umurumdadır. Nazi semalarında kapkaranlık bir duman Açlığın odaklaştığı Somali, Sudan Çoğunluk zulmünde horlanan insan Umurumdadır. Ben şairim, Umurumdadır uzak zindanlarda söylenen türküler, Sesim o yanık havalardadır. Dağlar engel değil, aşinadır sazıma Sevda yüreğimde, Ferhat umurumdadır...                  (Leyla ile Köroğlu, 1994,27.)   SİTEM   Dağlarda sabah oldu Sen nerdesin Köroğlu'nun kır atı.. Âlem bir afat âlem Zalimler saltanatı... İnce telden bir lâ'ya Bosna'daki Leylaya Karanlık döllediler Güller sarardı... Yasa burunsun İsa...(Leyla ile Köroğlu, 1994,23. s.)  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları