• BIST 9389.62
  • Altın 2837.382
  • Dolar 34.4229
  • Euro 36.2785
  • Lefkoşa 21 °C
  • Mağusa 19 °C
  • Girne 21 °C
  • Güzelyurt 20 °C
  • İskele 19 °C
  • İstanbul 13 °C
  • Ankara 10 °C

‘Venedik Evi’ni evinizin mutfağını onarır gibi restore edemezsiniz!

Mağusa İnsiyatifinden bilinçsiz restorasyona tepki!
‘Venedik Evi’ni evinizin mutfağını onarır gibi restore edemezsiniz!

Mağusa sınırları içindeki en eski ve değerli konut olarak kabul edilebilecek, ‘Kraliçe’nin Sarayı’, ‘Venedik Evi’ ve ‘Bedesten’ olarak adlandırılan ve Lüzinyan kraliçesi Venedikli Caterina Cornaro’nun da saray olarak kullandığı düşünülen yapı, 1974 sonrasında boşaltılmış ve maalesef uzun yıllardır bakımsız ve kaderine terk edilmiş bir vaziyette kalmıştır. İngiliz Dönemi’nde de Kadınlar Hapishanesi işlevini üstlenmiş olan yapıda, yakın zamanda bazı inşaat faaliyetlerinin başlamış olduğu ve halen devam ettiği izlenmektedir. Yapının sağlamlaştırılması, ziyaret edilebilir bir yapıya dönüştürülmesi ve gelecek nesillere taşınması Mağusa Suriçi’nin içinde bulunduğu rehavetten çıkabilmesi için gerçekten çok önemli bir adımdır. Öte yandan, şu anda yapılmakta olan, taş duvarları sağlamlaştırmadan üzerine beton kirişler inşa etme işlemi, mevcut duvarların daha da zayıflamasına, belki de yıkılmasına sebep olacak müdahalelerdir. Yapılan müdahalenin yapının değerlerinin ortaya çıkarılması ve ömrünün uzatılmasına değil, değerlerinin yok olmasına ve ömrünün kısalmasına sebep olacağı açıktır. Bu restorasyon süreci ile ilgili sorulması gereken çok önemli sorular vardır:

  1. Mağusa Suriçi’ndeki tüm ortaçağ dönemi eserleri Eski Eserler Dairesi veyahut Vakıflar İdaresi mülkiyetinde iken, kültürel mirasın özgün bir örneği olan bu mülk nasıl ve ne kapsamda özel müliyete geçmiştir?
  2. Sadece kullanıcıları için değil, Mağusa tarihi için de çok büyük bir değer taşıyan bu yapının restorasyon projesi hazırlanmış mıdır?
  3. Eğer restorasyon projesi hazırlanmışsa bu projeler uzmanlar tarafından mı hazırlanmıştır?
  4. Restorasyon projesi için, Mağusa Suriçi’ndeki en küçük yapıya yapılan en küçük müdahaleyi bile incelemek ve onaylamakla mükellef olan ve sadece kamu mülklerini değil özel mülklerdeki restorasyon süreçlerini de onaylayan ve denetleyen ‘Anıtlar Yüksek Kurulu’nun onayı alınmış mıdır?
  5. Eğer proje hazırlanmamışsa ve Anıtlar Yüksek Kurulu’ndan onay alınmamışsa, buradaki çalışmalar kimin kararlarına göre ve hangi uzmanın  denetiminde yürütülmektedir?
  6. Bu derecede önemli bir yapının, neredeyse yıkılmakta olan duvarlarında hiç bir sağlamlaştırma yapılmadan nasıl olur da tarihi eserlerde hiç kullanılmaması gereken betonarme kirişler bu duvarların üzerine kondurulmuştur?
  7. Mevcut bulunan ve Osmanlı Dönemi’ne ait olan mekanların altındaki ve arka bahçedeki Latinler Dönemi kalıntılarında hiç bir kazı ve sondaj yapılmadan nasıl uygulamaya geçilebilmiştir?

Bu soruların ivedilike cevaplanması, Mağusa Suriçi’nin en değerli yapılarından biri olan, kentin uzun yıllar süren tarihine tanıklık etmiş ve kent belleğinin önemli bir parçasını oluşturan ‘Venedik Evi’nin geleceği açısından da, Mağusalılalar olarak bizlerin ‘kentli hakkı’mızın gözetilmesi açısından da elzemdir! Birçok tarihi eserin bilinçsizce ve sorumsuzca yokedildiği, ya da söz konusu yapıda olduğu gibi özgün değerlerinin ortadan kaldırıldığı adamız ve kentimizde, ada içerisinde bir benzeri daha olmayan  ‘Venedik Evi’nin de, gözlerimizin önünde yitip gitmememesi için mücadele edeceğiz! Hem bu uygulamanın sorumlusu olanları, hem de tarihi eserlerle ilgili denetim ve onay süreçlerinden sorumlu kurumları acilen

YASALARA VE ETİK DEĞERLERE UYGUN OLARAK GÖREVLERİNİ YERİNE GETİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ!

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler