Geçtiğimiz hafta “engelliler haftası” idi.
Bu gün de son günü.
Hafta boyunca, engelliler, dernekleri ile beraber bir çok etkinlik düzenlediler.
Farkındalık yaratmak için.
Oysa herkes, her şeyin farkında.
Eksik olan duyarlılık.
Ne yani, bahçe duvarından sarkan dallardan başını eğerek geçen birisi, görme engelli birinin buradan geçemeyeceğinin farkında değil mi?
Yada, kaldırıma park etmiş bir arabadan dolayı yolunu değiştirmek zorunda kalanlar?
Hem yanlış park edenler, hem de bundan dolayı yollarını değiştirenler, bu durumun engelliler için ne anlama geldiğinin farkında değiller mi?
Peki ya sokakta sıkışıp, fellik, fellik tuvalet arayanlar, engellilerin de tuvalet ihtiyacını gideremediğinden dolayı, dışarı çıkamadıklarının farkında değiller mi?
Çocuklarımız daha iyi eğitim alsın diye, okul, okul, öğretmen, öğretmen gezdiren bizler, engellilerin de eğitim hakkı olduğunun farkında değimliyiz?
Her gün geçerken lanet okuduğumuz çukurların, bir valiz çekerken zorlandığımız kaldırımların, engelliler için ne demek olduğunun farkında değil miyiz?
Daha lüks bir araba almak yada daha iyi bir ev yapmak için çalışmamız gerektiğini düşünürken, engellilerin hem geçinmek için hem de sosyalleşebilmek için, bizden daha çok işe ihtiyaçları olduğunun farkında değil miyiz?
Hadi hepsini geçtim,tüm çabamız çocuklarımızın geleceği içinken, hayatlarını yalnız anne ve babaları ile idame ettirebilen engellilerin, anne ve babaları göçüp gittikten sonra ortada kalacaklarının, dolayısıyla, bakılabilecekleri bir yere ihtiyaçlarının olduğunun farkında değil miyiz?
Bunların hepsinin, hatta daha fazlasının farkındayız.
Bırakın büyükleri, 5 yaşındaki çocuk bile tüm bunların farkındadır.
O yüzden, bizde eksik olan farkındalık değil, duyarlılıktır.
Çünkü biz vicdan engelliyiz.
Başkalarına haklarını teslim etmeyecek kadar hakkaniyet engelliyiz.
Elimizdekileri bölüşmeyecek kadar, adalet engelliyiz.
Çünkü biz, aslında “biz” olmayı başaramayacak kadar bencilleşen düşünce engelliyiz.
Hepimiz her an birer engelli olabiliriz ancak buna rağmen hala daha hayatı paylaşmak yerine, engellilere acımayı tercih edecek kadar gelişme engelliyiz.
Hele ki yetkililer,
Her özel günde çıkıp, önlerine konulan metinden, mesaj okuyan icraat engelli yetkililer,
“Yapıldı”, “alındı”,”tamamlandı” diye bitmesi gereken cümleleri, “yapılmalı”, alınmalı”,” tamamlanmalı” diye bitiren fikir, politika ve zihniyet özürlü yetkililer,
Yetki sizde iken, kim yapacak?
Kim alacak ya da tamamlayacak?
Söylediklerinizi yapacak olanın siz olduğunuzun farkında değil misiniz?
Farkındasınız.
Hem de herkesten çok farkındasınız.
Ama dedik ya;
Vicdan engellisiniz.
Adalet ve sorumluluk engellisiniz.
Tıpkı, yapmadıklarınıza tepki vermeyen, susup kalan biz gibi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.