Sn. Kemal Kılıçtaroğlu,
Şu an mutlu musunuz?
Bakın, Kıbrıs’ta bir anlaşma olmadı.
Süreç tıkandı.
Neden mi?
Çünkü sizin zihniyetinizde davranıldığı için.
Yani fethedilen (!) yerler anlaşmaya konu dahi edilmediği için.
Kanla alınan, masada verilmez mantalitesiyle, sizin deyiminizle “Kıbrıs satılmadı”
Yani, önceden Kuzeyde mallarında oturan Rumların tekrar mallarına dönmelerine izin verilmedi.
Peki ne olacak şimdi?
Türkiye Devleti, Kıbrıs Cumhuriyeti’ni resmen tanıdığı kararından geri dönecek mi?
Rum tarafıyla, tüm Kıbrıs adına görüşmekten vaz mı geçecek?
Mesela artık Fenerbahçe ya da Trabzon spor resmi olarak, Baf ülkü yurduyla ya da MTG’ile maç yapabilecek mi?
Ercan havaalanına inen bir Türkiye takımı, Lokmacı kapısından güneye geçerek maç yapabilecek mi?
Uluslar arası etkinliklerde, Türk gençler KKTC adına davet edilecek mi?
Türkiye resmi olarak Rum tarafıyla yaptığı ithalat ya da ihracatı kesip, bu işi KKTC ile yapacak mı?
Rum tarafı anlaşmazdır diyerek, portakaldan, patatese kadar tüm ithal ettiği ürünleri, Rum kesimi yerine KKTC’den alacak mı?
Mesela Sn. Kılıçtaroğlu, yurt dışına gidecek olanlar, gidecekleri yere KKTC pasaportuyla gidebilecek mi?
Yurtdışındaki okullar KKTC uyruğu ile çocukları okullara kabul edebilecek mi?
Ya da KKTC’de yaşayan gençler, bir yandan sizin ayrı “devlet” olarak nitelediğiniz ancak diğer yandan” vermeyiz” diyerek hakimiyetinizde gördüğünüz yeri yönetme erkini ellerine alabilecekler mi?
Üretim yapabilecekler mi mesela.
Ya da ürettiklerini dünyanın herhangi bir yerine pazarlaya bilecekler mi?
Eğitim sistemlerini, kendi ülke koşullarına göre kurgulayabilecekler mi?
Ya da bir nüfus politikaları ve kendilerine ait gerçek bir bütçeleri olacak mı?
Her şeyden önemlisi, Türkiye’nin dediği dışında bir karar üretebilecekler mi?
Mesela suyunu elektriğini kendisi idare edip, doğal gazı ve petrolü üzerinde hak sahibi olup, onlar hakkında istediği kararı verebilecekler mi?
Evet Sn. Kılıçtaroğlu, sizin de dediğiniz gibi, “Kıbrıs satılmadı”.
Ama çözümsüzlük yaratılarak, Kıbrıslı gençlerin hakları, parça parça satıldı.
Dünkü karanlıklarında yaşamaya tekrar aday gösterildiler.
Niye mi?
Sizin gibi, sol gözüken ama AKP’nin savunduklarının aynısını savunanlar yüzünden.
Sol bir parti olduğu halde “Çözüm” ve “Barış” gibi evrensel değerleri terk edip, fetih zihniyetini savunanlar yüzünden.
Ve sonuç olarak, halka birlikte yaşamayı uygun görmediğiniz Rum kesimi ile her tür ilişki içerisine girip, tek taraflı Kıbrıs Cumhuriyetini dünya önünde meşrulaştırdığınız için.
Yani demem şu ki Sn. Kılıçtaroğlu, bu süreçte AKP’den farklı bir zihniyet sergilemediniz.
Gençlerin geleceğinin önünü kapatan açıklamalar yaptınız ve bu yüzden de, Elam ile ganimetçiler aynı zaferi kutluyor.
Yani sizin zaferinizi.
Akp’nin zaferini.
O yüzden bundan sonra, AKP’ adına sağ olun ama asla gençlik adına sol olmayın.
Bırakın gençler kendi mücadelelerini sürdürsünler.
Bırakın kendi ülkelerinin nasıl yönetileceğine kendileri karar versinler.
Bırakın, AKP ile birlikte sekteye uğrattığınız, görüşme sürecin yeniden canlandırma da gençler yalnız kalsınlar.
Şimdi diyeceksiniz ki, “Rum tarafı çok mu anlaşma yanlısıydı?” diye.
Evet elbette ki, bu sonuç her iki tarafın başarısızlığı.
Ancak bizi ilgilendiren, bizim tarafımızdaki engeller.
Biz kendi ev ödevlerimizi yapıp, kendi yönetimimize çeki düzen vermeliyiz.
Biz bununla mükellefiz.
Rum kesiminin tutumunu da kendi halkı sorgulasın.
Emin olun, her iki tarafın gençliği, bu sorgulamaların sonunda liderlerini çözüme zorlamayı çok iyi başarır.
Yeter ki Sol gösterip, sağ vuranlar olmasın.
O yüzden, bu süreçte yaptıklarınızdan dolayı “Sağ olun”.
Ama asla sol olup sağ gibi yaklaşımlarla ne partinize ne de bu halka zarar vermeyin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.