İNCE MEMED ÖKSÜZ KALDI “O İyi insanlar O güzel atlara binip gittiler” Geçtiğimiz hafta sonu büyük yazar Yaşar Kemal’i kaybettik… Onun cümlesi idi; “o iyi insanlar o güzel atlara binip gittiler.” Şimdi biz diyoruz “o iyi insan o güzel ata binip gitti”…Belki de İnce Memed’in atıydı bindiği o son güzel at. Gazeteci -yazar dostumuz Arslan Mengüç, beyin kanamasından hala hastanede yatmasaydı usta ile İsveç anılarından bir demeti yazardı ve onu anardı mutlaka köşesinde ve bloğunda…Yaşar Kemal’e tanrıdan rahmet,Arslan Mengüç’e acil şifa diliyorum.. İnce Memed, benim ilk okuduğum kitabı idi ustanın …Sene 1962 veya 63 olmalı.Hayatında doğuyu,köyü görmemiş İstanbul’lu bir çocuk için “çakırdikenleri” bile ne kadar yabancı idi.Kapsamlı romanı bir solukta okumuştum… Sonra diğerleri geldi.. O akşam internete girdim. Amacım ustadan alıntılarla bu haftanın “Pazartesi Öyküleri”nde doğduğu yerden; Osmaniye’nin Hemite köyünden çok uzaklarda İstanbul’da toprağa verildiği bu günde onu bir kez daha anmaktı…Romanlarından alınmış cümlelere rastladım…İşte 92 yaşında İstanbul’da tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden,sözleri dizeleri yazdıkları ile gönüllerde nağmeler de bıraktı.İşte Çukurovalı dev yazar Yaşar Kemal'in en çok bilinen roman replikleri (sözleri)’nden bir buket… *** “İnsanoğlu umutsuzluktan umut yaratandır. Evrende iki sonsuz doğurgan yaratıcı güç vardır.. Biri İnsan, öbürü Doğa .. İnsan yaratıcılığını yitirdiği gün, Doğa yaratıcılığını bitirdiği gün.. Her şey bitecektir.. Gözleri kocaman çocuklar için değer… Mücadeleye değer… Bir hayat pahasına da olsa; değer!.. Bizi düşünmeye alıştırmamışlar. Üstelik de düşünmeyelim diye ellerinden geleni yapmışlar. Düşünmeye çalışanları da hep öldürmüşler... Kendimi bildim bileli zulüm görenlerle, hakkı yenenlerle, sömürülenlerle, acı çekenlerle, yoksullarla birlikteyim. Bir dil bulacağız her şeye varan Bir şeyleri anlatabilen Böyle dilsiz,böyle düşmanca,böyle bölük pörçük Dolaşmayacağız bu dünyada. Bir toplum, hoşgörüsü kadar güçlü, sağlam, haklıdır. Zulmü kadar zalim, zayıftır. Irkçılık ise en korkunç hastalıktır. İnsanlarla oynamamalı. Bir yerleri var, bir ince yerleri, İşte oraya değmemeli... O insana güvenmeyen, bu insana güvenmeyen, her insanda bir kötülük gören, insanı insan saymayan " insan "değil p.çtir yavrum.” Yalanın gücü doğrunun güçsüzlüğünden değildir. Yalan teşkilat kurmuş, doğru yalnızdır. Yalanın geleneği var, senin doğrunun her gün yeniden yaratılması gerek. Her gün bir şafak çiçeği gibi yeniden açması gerek. Sen yenileceksin. Yenilmenin tadına varacaksın. Doğru yenilmeli. Yenilmeyen doğru yenmiş sayılmaz. Doğru yenile yenile öyle keskin bir hale gelmeli ki... Yüz bin yıl su altında yıkanmış, düzelmiş çakıltaşı gibi... İnsan çürümedikçe şiir çürümez. Belki kuşlar çok derin, eski bir içgüdüyle buraya, o zaman kesilmiş olacak olan şu ulu çınarın üstüne, göğüne uğrayacaklar, bir an duraklayıp bir şeyler arayacak, bir şeyleri anımsamaya çalışacak, beton yığını evlerin üstünde küme küme dolaşacak, konacak bir yer bulamayıp bir uzak keder gibi başlarını alıp çekip gidecekler. Demir olsam çürürdüm , toprak oldum da dayandım. İnsan, evrende gövdesi kadar değil, Yüreği kadar yer kaplar… Eğer bir insanda azıcık insanlık varsa yalan söylemez. Dedikodu yapmaz. Dedikoduyla bir insanı vurmak, küçültmek insanlıktan çıkmış, bozulmuş, çürümüş, elinden hiçbir şey gelmeyen, elinden hiçbir şey gelmediğini kabul edecek kadar düşkünlemiş bir insanın karıdır. Bu duruma gelmiş bir insanı karşına almak onun durumuna düşmek olur. Düşünmek, en küçük anlamda, var olmak demektir. El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar. Gülümse bitsin karanlık Gülümse karamsarları şaşırt Gülümse güller açsın yüzünde Gülümsemenle yayılsın ışık Dünyayı ısıtmasan da güneş gibi Çevreni ısıt Karanlığı yığıyor yığıyor yığıyor... Ama böyle kurşun geçmez bir karanlıklar yığıyor.. arkasından birdenbire bir ışık patlatıyor Dostoyevski.. Görüş sahası ne kadar dar olursa olsun, insan muhayyilesi geniştir. Değirmenoluk köyünden başka hiçbir yere çıkmamış bir insanın bile geniş bir hayal dünyası mevcuttur. Yıldızların ötelerine kadar uzanabilir. Hiçbir yer bulamazsa Kafdağının arkasına kadar gider. O da olmazsa, düşlerinde yaşadığı yer başkalaşır. Cennetleşir. Şimdi, şu anda düşler veryansın ediyordur uykuların altında. Şu fıkara, şu kahırlı Değirmenoluk köyünde, değişmiş dünyalar yaşanıyordur.” Güle güle bozkırların delikanlısı. Nur içinde yat…
Yaşar Kemal’i Kaybettik…
- 21:21 - Sami Özuslu: Üstel hükümeti bugünkü eylemde verilen mesajı yine anlayamadı
- 21:14 - Başbakanlık: Hayat pahalılığı uygulamasının ortadan kaldırılması söz konusu değil
- 20:18 - Harmancı: Cumhurbaşkanlığı seçimi, Kıbrıslı Türkler için göz ardı edilemeyecek bir eşik noktasıdır
- 20:18 - Yatarken telefonla uğraşmak uyku sağlığını olumsuz etkiliyor
- 20:17 - Büyük bir kıvılcım, dinamizm ve enerji ile doğan sürükleyici bir güç!
- 20:15 - Tufan Erhürman, sendikaların direnişini selamladı
- 20:13 - Sendikalar yarın da örgütlü işyerlerinde greve devam edecek
- 19:17 - Bilim insanları insan düşüncesinin hızını ölçtüler: Şaşırtan sonuçlar
- 18:14 - İnsanlığın Güneş'e en yakın olduğu mesafe rekoru kırıldı
- 17:10 - PGM: Yeni yılda da 24 saat kesintisiz görevde olacağız
- 17:09 - TCMB 22 ay sonra faiz indirimine gitti
- 15:10 - Tam 34 kilogram... En çok yağış o bölgeye düştü!
- 14:47 - Yer Lefkoşa: Sarhoş olup kavga ettiler!
- 14:12 - Hüseyin Ulu'nun ölümü... Araç sürücüsü teminatla serbest...
- 13:59 - Özersay: Fransız uçaklarının hava sahamızı ihlali provokasyondur
- Atatürk'ün ilk kez yayınlanan fotoğrafları
- Atatürk’ün az bilinen fotoğrafları
- Beş bin yıllık problem: İyi karpuz nasıl seçilir
- Karpuz kilo yapar mı?
12345678
Tüm Hakları Saklıdır © 2014 Detay Kıbrıs | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Tel : +90 392 444 79 79 - +90 533 851 38 51 Faks : haber@detaykibris.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.