“KAPLUMBAĞA GÖRMEN MUCİZE OLDU”: Dereler yasa ile koruma altında olmasına rağmen, bir yandan lağım sularıyla kirletilirken, bir yandan da dozerlerle tahrip ediliyor. Son yıllarda, derlerde yapılan tahribat nedeniyle, derelerde kaplumbağa görmenin mucize olduğu belirtiliyor.
“YAŞAM ALANLARI DOZERLERLE TAHRİP EDİLİYOR”: Belediyeler ve Kaymakamlık’ların eliyle derelerdeki kaplumbağaların neslinin yok olmak üzere olduğu, derelerde artık kaplumbağa, balık ve kurbağa görmenin mucize olduğu, çünkü onların yaşam alanlarının dozerlerle tahrip edildiği vurgulanıyor.
Rana SARRO
Dereler yasa ile koruma altında olmasına rağmen, bir yandan lağım sularıyla kirletilirken, bir yandan da dozerlerle tahrip ediliyor. Derlerde yapılan tahribat nedeniyle, son yıllarda, derelerde kaplumbağa, balık ve kurbağa görmek artık mucize oldu. Belediyeler ve Kaymakamlık’ların eliyle, çizgili kaplumbağanın neslinin yok olmak üzere olduğu belirtiliyor.
Dere yataklarının önemine işaret ederek, derelerin yasa ile koruma altında olduğuna dikkati çeken Biyologlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Niyazi Türkseven, derelerin hem yağmur sularını şehir içinden uzaklaştıran doğal kanallar olduğunu, hem de birçok canlıya ev sahipliği yaptığını anlattı.
Derelerin koruma altında olmasına rağmen sürekli tahrip edildiği ve talan edildiğini kaydeden Türkseven, dereleri korumakla görevli merciin Kaymakamlıklar olduğuna vurgu yaptı.
“LAĞIM SULARI NEDENİYLE DERELER TAHRİP EDİLİYOR”
Derelere aşırı miktarlarda lağım sularının akıtıldığını, bu nedenle derelerin içerisinde lağım sularını doğal arıtma özelliği bulunan kamışların yetiştiğini söyleyen Türkseven, bu kamışlar temizlenirken, canlıların öldürüldüğünü, derelerdeki yaşam alanlarının ve ekolojik dengenin bozulduğunu vurguladı. Türkseven, derelerdeki doğal yaşamın tahrip ve talan edilmesi konusunda şunları söyledi:
“KAYMAKAMLIK SEYİRCİ KALIYOR”
“Lefkoşa Kaymakamlığı lağım sularının akıtılmasını engelleyeceğine, hiçbir müdahale yapmadan buna seyirci kalıyor. Bunun üzerine de halkın parasıyla, derlerin içerisine dozerler indirilerek kamışların temizlenmesi adına derlerin içerisi sıyrılıyor. Sıyırırken o derenin içerisinde yaşayan tüm canlılar da öldürülüyor. Yaşam alanları bozuluyor. Böylece ekolojik denge de bozuluyor” dedi.
“BALIKLAR, KAPLUMBAĞA VE KURBAĞALAR DOZERLERLE ÖLDÜRÜLÜYOR”
Lağım suyu akıtılması nedeniyle sivrisineklerin sayısının arttığı derelerde, sivrisineklerin düşmanı olan balıklar, kaplumbağalar ve kurbağaların dozerlerle öldürülmesi nedeniyle sivrisinek sayısının da arttığını anlatan Türkseven, “Bu sebeple de sivrisineklerle mücadele için, havaya aşırı miktarda kimyasal ilaç atılıyor. Bu da insanların kanser olmasına yol açıyor” diye konuştu.
“DERELERE EV İZNİ VERİLİYOR”
“Öte yandan, çarpık yapılaşma nedeniyle dereler birçok noktada daraltılmıştır. Derelerin içerisine kadar evler yapılmıştır. Bu da sağanak yağışlar sonucunda sellere, taşkınlara yol açmaktadır. Bu konuda da ilgili kurumlar hassasiyet göstermemekte, derelerin içerisine kadar ev yapılmasına göz yummakta hatta bazen izin dahi vermektedirler. Bunlar da derelerle ilgili bir takım sıkıntılar yaşanmasına neden olmaktadır.”
“YASAYA RAĞMEN KATLİAM”
“Yani dereler yasa ile koruma altında olmasına rağmen, bir yandan lağım sularıyla kirletilmekte, bir yandan da dozerlerle tahrip edilmektedir. Son yıllarda, derlerde yapılan tahribat nedeniyle, değil yavru kaplumbağa, ergin kaplumbağa görmek bile artık mucize oldu. Belediyeler ve Kaymakamlık’ların eliyle çizgili kaplumbağanın nesli yok olmak üzeredir. Yani artık derede kaplumbağa görmek mucize oldu. Çünkü onların yaşam alanları dozerlerle tahrip edildi. Bilindiği gibi, yakın zamanda bile Karayolları Dairesi tarafından, sel felaketini önlemek adına derenin içerisine molozları döktü. Bu yöntemin bir faydası olmaması bir yana, oradaki doğal yaşam yok edildi.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.