Hablemitoğlu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun, 1990 yılında 1 Ekim tarihini Uluslararası Yaşlılar Günü olarak ilan ettiğini belirterek, “Bu doğrultuda, 1991 yılında, Genel Kurul, 46/91 sayılı kararla Birleşmiş Milletler Uluslararası Yaşlılar İlkelerini kabul etmiş ve 2002 yılında Yaşlanma Dünya Meclisi, 21. yüzyılda yaşayan nüfusun fırsatlarına ve zorluklarına cevap vermek ve toplumun her yaş için gelişimini desteklemek amacıyla; Madrid Uluslararası Yaşlanma Eylem Planı'nı kabul etmiştir. Bu tarihten itibaren de üye devletler, tek tek kendi eylem planlarını oluşturarak yaşama geçirmeye çalışmaktadırlar” dedi.
Dünyada yaklaşık 700 milyon insanın 60 yaşın üzerinde
“Birleşmiş Milletler’in 2019 yılı Dünya Yaşlılar Günü için belirlediği tema; tüm dünyadaki sosyal değişime de işaret eden bir temadır. Bu yıl dünyanın her yerinde, uluslararası toplumun, kimseyi arkanda bırakma ilkesi doğrultusunda “yaş eşitliği yolculuğu” olarak belirlenmiştir” diyen Hablemitoğlu, yaşlanmanın yaşamın uzun bir yolculuğu, eşitliğin ise tüm nüfus grupları için ayrı bir mücadele ve bambaşka özellikleri olan bir yolculuk olduğunu dile getirdi.
Bugün dünyada yaklaşık 700 milyon insanın 60 yaşın üzerinde olduğunu belirten Hablemitoğlu, 2050 yılına kadar dünya nüfusunun % 20'sinin, yaklaşık 2 milyar insanın, 60 yaş ve üzerinde olacağının tahmin edilmekte olduğunu ifade etti. Yaşlanan nüfustaki artışın, özellikle dünyanın gelişmekte olan bölgelerinde büyük ve hızlı olacağının öngörülmekte olduğunu söyleyen Hablemitoğlu, “ Örneğin, Asya ülkelerinin en fazla yaşlı nüfusu olan ülkeler olacağı, yaşlı nüfusta en yüksek büyüme oranlarına Afrika ülkelerinde rastlanacağı tahmin edilmekte. Bunu akılda tutarak, bir çok yaşlı insanın karşılaştığı sağlıkta, sosyal ve kültürel yaşamda, özel ihtiyaçlara ve zorluklara daha fazla odaklanma ve çözüm üretme gibi bir sorumlulukla karşı karşıyayız” dedi.
Yaşlılıkta sağlıklı olmak topluma katkının ve katılımın önemli bir belirleyicisidir
“Aynı derecede önemli bir başka konu da; yaşlı bireylerin toplumun işlevselliğine sağladıkları katkının görünmezliği ve yaşadıkları eşitsizliklerdir” diyen Hablemitoğlu, insan hakları bağlamında, demografik değişimin ortaya koyduğu bu eşitsizlikleri gidermek, özellikle sürdürülebilir kalkınma için önemli bir mücadele alanı olduğunu ve gösterilecek her çabanın, 2030 yılına kadar 1,4 milyar seviyesine ulaşması beklenen 60 yaşın üzerindeki nüfusa, eşitlik sağlamayı hedeflemek zorunda olduğunu belirtti.
“Yaşlılıkta sağlıklı olmak, yaşam kalitesinin, yaşamdan duyulan memnuniyetin, üretkenliğin, topluma katkının ve katılımın önemli bir belirleyicisidir. Sağlığa ilişkin eşitsizlikler, evde bakım hizmetlerinin, bakım ve rehabilitasyon merkezlerinin yetersizliği, yaşlıları etkileyen demans, parkinson, alzheimer gibi bakım gerektiren kronik hastalıkların uzman kurumsal bakım hizmetleri ile yürütülmesi ve yaşlı bakımının finansmanını sağlayacak yaşlı bakım sigorta sistemi gibi uygulamalara giderek daha fazla ihtiyaç duyulmaktadır” diyen Hablemitoğlu, bu nedenle, Türkiye ve KKTC’de yaşlılara yönelik hizmet modellerinin geliştirilmesine, bu hizmetleri sunacak profesyonel ekibi oluşturan meslek gruplarından insan gücü yetiştirilmesine ihtiyaç olduğunu bilmek ve gereğini yapmanın önemine vurgu yaptı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.