AK Parti iktidarı bundan üç sene önce ufak bir grubun protestosu şeklinde başlayan Gezi olaylarının Türkiye siyasi tarihinin en önemli kırılma noktalarından birine evirileceğini öngörememiş ve kriz yönetiminde başarısız olup bir nevi gafil avlanmıştı. Gezi Parkı protestolarında muhafazakâr kesimlerden de katılım olması, medya üzerinden algı yaratma çabalarını boşa çıkartmış ve ana akım medya toptan taca çıkarak penguen belgeselleri yayınlamak zorunda kalmıştı.
Gezi olaylarının üzerinden üç yıl geçmişken Cumhurbaşkanı Erdoğan bir anda Topçu Kışlası projesini tekrardan gündemine aldığını ilan etti. Elbette bu sefer Sayın Erdoğan protestolara yönelik hem güvenlik hem de medya tarafında gerekli hazırlıkları yaparak bu çağrıda bulundu. Terörün zirve yaptığı bu günlerde protestocular hakkında muhtemelen sokağa inip teröristlik yapan çapulcular algısı yaratılmaya çalışılacaktır. Fakat bu sefer gezicilerin de yeni gelişmeler doğrultusunda yeni taktikler geliştirmeye çalıştığı gözükmekte. Gezi olaylarının önemli bir bileşeni olan sosyal medyada algı yönetimi tuzağına düşmeme çağrıları yapılmaya başlandı bile. Gezi Parkına yönelik olası müdahalelerde şiddetten uzak durmaya özen gösteren, zekâ ve mizah dolu protestolar bizleri bekliyor.
***
Ucu birçok AK Partili isme dokunan ve Türkiye'de kapatılan yolsuzluk dosyaları bildiğini üzere Amerikalı savcı Preet Bharara tarafından açıldı. Bu dosya AK Parti hükümetini bölgedeki Amerikan politikalarına biat ettirme aracı olarak kullanılıyor. Fakat maalesef iktidara gösterilen sopa Reza Zarrab dosyası ile sınırlı kalacak gibi durmuyor. Önemli Türk bankalarının uluslararası kara para trafiğine bulaşma ve İran'a yönelik ekonomik yaptırımları delme faaliyetleri sebebi ile kara listeye alınacağı ve bankacılık faaliyetlerinin askıya alınacağı ikinci bir dosya patlatılmak üzere. Bunun da yeterli olmadığı durumda kullanılmak üzere Türkiye'yi İslami terör örgütleri ile ticari ve lojistik işbirlikleri üzerinden ilişkilendiren üçüncü bir dosyanın da hazırlandığı yönünde bilgiler var. ABD dış politikada esnek kalmayı başarıyor, yeri geldiğinde İran ya da Rusya ile rahatlıkla aynı masada oturup müzakere yürütebiliyor, ortak zemin buluşup anlaşabiliyor. ABD'nin bölgedeki politikalarına ve anlaşmalarına uymaya zorlanacak Türkiye ise kendisine doğrultulan sopalar sebebi ile zamanında yaptığı sert çıkışlardan dönmek zorunda kalacaktır. Ve elbette İsrail, Rusya, Mısır gibi ülkelere yönelik politikalardaki keskin dönüşlerin iç politikada önemli yansımaları olacaktır. Bu sebeple seçmenin ilgisini başka tarafa çekmek ve güçlü yönetim imajının sarsılmasını engellemek için kuvvetli bir algı yönetimi projesine ihtiyaç var. Memlekette hiç dert yokmuş gibi toplumda gerginliğe sebebiyet vereceği açık olan Topçu Kışlası kararı durduk yere alınmadı yani sizin anlayacağınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.