Cumhurbaşkanlığı seçiminin sonucunun ardından olağanüstü kurultay kararı alan CTP-BG’de yeniden başkan adayı olmayacağını açıklayan Genel Başkan ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 14 Haziran’dan sonra da siyasete devam edeceğini ve partisinin kendisine vereceği her görevi yapmaya hazır olduğunu söyledi.
(T.A.K/Özgül Gürkut Mutluyakalı-Fotoğraflar: Süleyman Önal)
Yorgancıoğlu, kimseye kırgınlık duymadığını, buna hakkı da olmadığını düşündüğünü belirterek, “Benim bütün çabam Kıbrıs Türk halkı içindi, parti içindi” dedi.
CTP-BG’de 14 Haziran’da yapılacak kurultay sonrasında oluşacak yeni hükümette CTP’nin yeniden yer alacağını ifade eden Yorgancıoğlu “Bana göre CTP’nin yer alacağı bir hükümetin dışında bir model mümkün değildir.
Meğer ki CTP’nin kendisi ‘ben hükümette yer almayacağım’ desin” diye konuştu. Erken seçimin halktan kabul görmeyeceğini, parlamentodaki 50 milletvekilinden yeni bir yapı çıkabilmesi gerektiğini kaydeden Başbakan Yorgancıoğlu, partililerine de “dört elle partiye sarılmaları” çağrısı yaptı.
“KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR EKONOMİ VE YEREL GELİRLERİYLE CARİ GİDERLERİNİ KARŞILAYAN BİR BÜTÇE…”
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 22 ay önce hükümeti kurarken en büyük iddia ve hedeflerinden birinin kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomi ve yerel gelirleriyle cari giderlerini karşılayan bir bütçe olduğunu belirterek, geçen yılın sonlarından bu yılın şubat ayına kadarki 6 aylık sürede maaş ödemelerinin Türkiye’den ekstra para istenmeden yapıldığını söyledi.
2016-18 Ekonomik İşbirliği Protokolü’nün zemininin hazırlanması için bir üniversiteden hizmet alımıyla yaptıkları çalışmayla veriler toplandığını, bunların geçen Salı günü kendilerine sunulduğunu, önümüzdeki Salı da Reel Sektör Danışma Kurulu’na sunulacağını ifade eden Başbakan, masaya otururken bu verilerin kullanılacağını açıkladı.
BAŞBAKAN TAK’A KONUŞTU… “ÇOK İDEAL BİR HÜKÜMET PROGRAMI”
Başbakanlık ve parti genel başkanlığı görevini bırakmaya hazırlanan Özkan Yorgancıoğlu, Türk Ajansı Kıbrıs (TAK) muhabirinin hükümet dönemi, güncel tartışma konuları ve gelecek planlarıyla ilgili sorularını yanıtladı.
28 Temmuz 2013’teki erken genel seçimin ardından 4 Eylül’de kendi başkanlığında kurulan CTP-BG/DP-UG Hükümeti’nin çok ideal bir program hazırladığını belirten Özkan Yorgancıoğlu, “Ancak günlük pratik yaşantı bize bazı sıkıntılar yaratmadı değil. Yahut hükümet kurulduktan sonra 2 partinin kendi içinde yaşadığı devinimler bazı konuların hayata geçmesini engelledi” dedi.
KOŞULLARIN DAYATTIĞI GELİŞMELER
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, Siyasi Partiler ve Kamu Görevlileri yasalarının daha önce olgunlaşıp Meclis’ten geçebilmesi gerektiğini, ancak bundan vazgeçtikleri anlamı da çıkarmamak gerektiğini belirterek, “Ama koşulların bize dayattığı bazı gelişmeler oldu” dedi.
Bunların ne olduğu sorusuna karşılık Yorgancıoğlu, hükümetleri döneminde iki seçim yaşandığını, toplamda 8 ay kaybedildiğini, ayrıca konsensüs gerektiren bazı yasalarda farklı endişeler belirtenler olduğunu anlattı.
“Örneğin Seçim ve Halkoylaması Yasası’nda herkes çarşaf listeyi öngördüğünü söylüyor ama oy verme şeklinde farklılık var. Bölgesel temsilciler olsun mu olmasın mı, kontenjan olsun mu bölgeler için olmasın mı… bunlar tartışılıyor” diyen Yorgancıoğlu, öte yandan hükümet programında öngörmeseler de toplumsal anlamda çok önemli olduğuna inandıkları birçok iş yaptıklarını ve yapmaya devam ettiklerini söyledi.
22 AYDA 113 YASA
Başbakan Yorgancıoğlu, bunlara örnek olarak icraatlarını sıraladı ve “Bu hükümet döneminde, ki 22 aylık bir hükümettir, 113 yasa yaptık. UBP’nin 5 yılda yapamadığı kadar çok yasayı Meclis’ten geçirdik” dedi.
Engellilerin istihdamı ve maddi yardımla ilgili düzenleme, cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına yönelik yasa ve Kadın Çalışmaları Dairesi kurulması, kadın girişimcilere uygulanan teşvikler, özel sektörde istihdamın teşviki, çocuk hakları ve çocuk istismarıyla ilgili yasalar, meslek lisesi mezunu gençlerin askerlik sürelerinin kısaltılması, organ nakliyle ilgili yasanın geçmesi, yurt dışında tedavileri için büyük rakamlar harcanan kanser hastalarının ülkede tedavisi, Onkoloji Hastanesi’nin temelinin atılması ve birkaç aya kadar tamamlanma hedefi, Alevi kültürünün yaşatılması için yapılan yardımlar, muhtarların ödeneklerine karşılık fatura gösterme zorunluluğunun kaldırılması gibi konulara değinen Başbakan Yorgancıoğlu, yine bu dönemde halkın kamudaki hizmetleri sorgulamasını sağlayan İyi İdare Yasası’nın ve Bilgi Edinme Yasası’nın Meclis’ten geçtiğini hatırlattı.
Yorgancıoğlu, şubat ayı ve öncesindeki 6 aylık sürede hükümeti kurarkenki iddialarından birine uygun olarak yerel gelirlerle cari giderlerin karşılandığını ve maaş ödemeleri için Türkiye’den ekstra kaynak istenmediğini söyledi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun şeklinin değiştirilmesi amacıyla bir yasa tasarısı hazırlandığını, komisyondaki işçi ve işveren temsilcilerinin sayısı artırılarak karar almanın kolaylaştırılacağını kaydeden Özkan Yorgancıoğlu, üç toplantıda karar alınamaması halinde ne olacağına dair düzenleme öngörüldüğünü, çünkü komisyonun karar üretememesinden özel sektör çalışanlarının zarar gördüğünü vurguladı.
Tasarının hazır olduğunu ve görüş alınmak üzere ilgili taraflara gönderildiğini açıklayan Başbakan, “Bugünlerde son şeklini alıp Bakanlar Kurulu’ndan geçirilip Meclis’e gönderilecektir” dedi.
Yorgancıoğlu, Ülkesel Fizik Plan’da son değişikliklerin ilgili dairelerce yapıldığını ve büyük bir aksilik olmazsa son şeklini önümüzdeki Bakanlar Kurulu toplantısında onaylayarak resmiyet kazanmasını sağlayacaklarını bildirdi.
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, başkent Lefkoşa’da engelli vatandaşların da kullanabileceği 200 dönümlük çok donanımlı bir yeşil alan yaratılması için değişik birimlere ait arazilerin Başbakanlık üzerinde toplandığını ve SOS Çocukköyü civarında yer alacak bu parkın projesinin çizilmesi için bir yarışma düzenleneceğini açıkladı.
Yangın helikopteri kiralanması için ihaleye çıktıklarını da hatırlatan Başbakan Yorgancıoğlu, “Ülkemizde birçok yangın çıktı, her seferinde içimiz yandı ve her seferinde ‘niye bizim yangın söndürme helikopterimiz yok’ diye sorguladık. Ama biz bu yaz sorgulanmamak adına yangın helikopteri ihalesine de çıktık” dedi.
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, 10 ay önce bir üniversiteden hizmet alarak 2016-2018 ekonomik işbirliği protokolünün zeminini oluşturacak verileri topladıklarını, geçtiğimiz Salı günü ilk sunumu aldıklarını, muhtemelen önümüzdeki Salı da Reel Sektör Danışma Kurulu’na sunacaklarını kaydetti. Yorgancıoğlu, şöyle konuştu:
“Daha sonra ayrıntılı bir açıklama yapıp kamuoyuyla paylaşacağız. Arkasından da sivil toplum örgütlerimizin de katılımıyla bunu ete kemiğe büründürmek için bir çalışma başlatacağız. Bunu tamamladıktan sonra da ‘bizim ekonomik programımız budur, gelin bunu konuşalım’ diye masaya oturacağız.”
14 Haziran’dan sonra hükümette gidilecek değişikliğe dikkat çekilerek, bu hedeflerin nasıl hayata geçirileceği sorusu üzerine Yorgancıoğlu, ekonomik verilerin gerçekler olduğunu ve kişiye göre toplanmadığını vurguladı.
Yorgancıoğlu bu konuda, “Bunlar hayatın gerçekleridir. Reel sektörde, turizmde, hizmet, eğitim, ticaret, sanayi sektöründeki verilerin ta kendisidir. Bütün projeler bu verilerin üzerine konuşlandırılmalıdır. Hedefleriniz farklıysa farklı bir konuşlandırma yaparsınız ama veriler orda durur.
Dolayısıyla bunu yapmamız boşuna giden bir emek olmamalıdır diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
ÖĞRETMENLERİN MECLİS’TEKİ EYLEMİ
Hükümetin CAS çalışanlarına verdiği sözü de yerine getirdiğini, aylarca süren çadır eylemleri ve grevlerde kimsenin burnunun kanamadığını, kimseye müdahale edilmediğini, kimseye dava açılmadığını, polise sürekli sakin olmaları talimatı verdiğini anlatan Başbakan Yorgancıoğlu, iki öğretmen sendikasının Meclis eylemi ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili soruyu da şöyle yanıtladı:
“Ben her yapılan eylemin doğru olduğu inancında değilim. Herkes için geçerli kurallar vardır. Bunu herkes bilir. Bu arkadaşlarımız daha önce de birilerini ziyaret için Meclis’e gelmişlerdir. Kuralların ne olduğunu bilmeleri gerekir. Üstelik Genel Kurul salonuna girdikten sonra kullandıkları ifadeler de çok doğru ifadeler değildir. Bunlar kendi kamera kayıtlarından facebook ve twitter’a atılmış ifadelerdir. Dolayısıyla ‘biz bilmezdik’ gerekçeleri doğru değildir. Eğer siz kendi kurumlarınıza sahip çıkmazsanız, onların onuruyla oynarsanız, bir başkasının aynı kurumların onuruyla oynamasına söz söyleyemezsiniz. Öyle bir hakkınız yoktur. Dolayısıyla ben eylem haklarına saygılı olmakla beraber bunun ondan ayrı olduğunu düşünüyorum ve aslında hiç yapılmaması gereken bir davranış olduğunu söylemek istiyorum.”
Başbakan Yorgancıoğlu, hükümetin yaptığı işleri halkın gördüğünü; eylemlerde değil eylemcilere bir şey olmasını istemek, onları zordayken kurtarmaya bile çalıştıklarını herkesin gördüğünü ifade etti ve hükümet için “Gelen gideni aratır” denilmesini kesinlikle kabul etmediğini söyledi.
“Başbakan Yardımcısı Serdar Denktaş, yakın geçmişte görevi bırakırken en büyük gerekçesini çalışmalarına Yardım Heyeti’nin takoz koymasını gösterdi. Siz buna katılır mısınız?” sorusuna karşılık Başbakan, iki ülke arasında bir anlaşma varsa bunun uygulandığını, eğer beğenilmiyorsa günü geldiğinde değiştirilmesi için gerekli çalışmanın yapılabileceğini anlattı.
2016-2018 Ekonomik Programı’yla ilgili çalışmayı ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’yla ilgili öngörüleri örnek veren Başbakan Yorgancıoğlu, TC Yardım Heyeti’nin işleyiş biçimine dair itirazların da konuşulması, görüşülmesi gerektiğini söyledi.
“Bu biçiminin verimli olmadığını düşünüyoruz, konuşmalarımızda da söylüyoruz ama bütün olumsuzluk ordaymış gibi, yalnızca ona bağlamak da çok doğru değildir” diyen Başbakan Yorgancıoğlu, kendisi dahil en çok şikayet edilen konulardan birinin TC Hükümeti’nin KKTC’ye ayırdığı yatırım kalemlerinin yeterince kullanılamaması olduğunu vurguladı.
“Paranın geri döndüğü de mi oluyor?” sorusuna karşılık, “Para geri dönmeyebilir ama kullanılmadığı için ekonomiye katma değer yaratmıyor. Ama bunun gerekçesi bizim ilgili birimlerimizin yeterince proje üretmemesidir” dedi.
“ÖZEL SEKTÖRDEN PROJE ÜRETİMİ İÇİN HİZMET SATIN ALIMINDA MUTABAKATA VARDIK”
Bu nedenle Türkiye Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın son ziyaretinde kendisine KKTC’ye ayrılan paranın bir bölümünün özel sektörden yatırım projeleri üretmek amacıyla hizmet satın almaya ayırmayı önerdiklerini ve bunda mutabakata vardıklarını bildiren Yorgancıoğlu, böylece kaynakların daha süratli kullanılabileceğini ve yatırıma dönüşebileceğini vurguladı.
Yorgancıoğlu, “Yani siz Serdar bey kadar bir rahatsızlık hissetmiyorsunuz musunuz bu ilişkilerde?” sorusuna da, “Şunu söylemek istiyorum: Her şey doğru mu gidiyor? Hayır. Ama bütün gerekçeleri bunun üzerine yıkmanın da doğru olmadığını söylüyorum” karşılığını verdi.
“BELEDİYELER, KULÜPLER, DERNEKLER BİZE GELMEDEN ORAYA GİDERSE…”
Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, belediyelerin, derneklerin, kulüplerin ilgili bakanlığa değil TC Yardım Heyeti’ne gitmesinin sıkıntı yarattığını belirterek, “Eğer oraya gitmez ve doğrudan ilgili bakanlığa giderse zaten işler otomatik düzelir. Yani düşünün, kendi belediyeniz, bir projesi olabilir haklı olarak bu projeyi İçişleri Bakanlığı’na sunar ve bakanlık aracılığıyla TC Yardım Heyeti’nin yerel yönetimlere ayırdığı kaynağı talep ederse o zaman bir sıkıntı kalmaz. Ya da sizin bir muhtarınız İçişleri Bakanlığı’na giderse…” diye konuştu.
Yorgancıoğlu, “Bu yapılmıyor ve direkt TC Yardım Heyeti’ne mi gidiliyor?” sorusuna karşılık “Maalesef” dedi; nedeni konusunda ise “Böyle bir alışkanlık var. Nasıl ki en küçük bir sorun için ‘Bakan’ı, Başbakan’ı göreyim kestirme yoldan gideyim’ alışkanlığı vardır, öyle bir şey… Dolayısıyla bizim de kendimize çeki düzen vermemiz gerekir diye düşünüyorum, başka şeyler yanında tabii ki…” ifadelerini kullandı.
Hükümetin toplumdaki algısıyla ilgili eleştirilere karşılık da Başbakan Yorgancıoğlu, CTP-BG Genel Başkanlığı’na aday olmayacağını açıkladıktan sonra bile her Bakanlar Kurulu toplantısında çok önemli kararlar aldıklarını söyledi. Başbakan Yorgancıoğlu, birçok konunun olgunlaşması, toplum tarafından hazmedilmesi, ilgili personel tarafından hazırlanıp sonuçlandırılması gerektiğini hatırlattı.
İnsanların haklı olarak toplumsal kurtuluştan çok bireysel kurtuluşun peşinde koştuğunu, dolayısıyla kendi kurtuluşunu öngörmeyen şeylere olumsuz baktığını belirten Yorgancıoğlu, yangın helikopteri alınmadığı için yapılan eleştirilerden sonra ihaleye çıkınca da farklı şekilde eleştirildiklerini, Meclis kürsüsünden de bir yandan icraatların sorgulandığını, bir yandan “10 gününüz kaldı niye bu işi yapıyorsunuz” denildiğini anlattı.
Yorgancıoğlu, ülkenin geleceğini riske atacak herhangi bir işin altına imza atmayacağını ama ihtiyaç olan bir şeyi de görevinin son gününe kadar imzalayacağını ve bunun hakkı olduğunu söyledi.
ÖZELLEŞTİRME
Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Hasan Taçoy’un Mağusa Limanı’nın özelleştirileceğine dair açıklaması konusundaki sorular üzerine Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, “Bakanlar Kurulu’nda tartışılmış bir konu değildir. Sayın Serdar Denktaş da ‘partimizin haberi yoktur’ dedi” ifadelerini kullandı.
Halen Mağusa Limanı’nda polis ve gümrük dışındaki tüm hizmetlerin zaten özel olduğunu belirten Başbakan, muhtemelen Bakan Taçoy’un bahsettiğinin hizmetlerin daha kapsamlı ve yatırım yapabilecek birine verilmesi olduğunu, yoksa gümrüğün, liman otoritesinin, polis hizmetlerinin özelleştirilemeyeceğini söyledi.
“Türkiye’nin bir talebi var mı bu konuda veya imzalanan anlaşmalarda bu konu var mıydı?” sorusunu da yanıtlayan Yorgancıoğlu, anlaşmalarda bunun yer aldığını, ama zaten Mağusa Limanı özelinde yükleme boşaltma hizmetlerinin özel şirketçe yapıldığını belirtti.
Kıbrıs sorununun çözümü halinde Mağusa Limanı’nı büyütmeye, cruise gemilerinin gelmesini sağlayacak yatırımı yapmaya devletin gücü olup olmadığının da tartışılması gerektiğini belirten Başbakan Yorgancıoğlu, “Dolayısıyla bunun için zaten özelleştirmeye ihtiyaç duyulacak mı demek istiyorsunuz?” sorusunu da, “Özelleştirmeye demiyorum, bunu nasıl yapabileceğimizi tartışmamız lazım. Çünkü bizim tavrımız özerk bir yapı oluşturulması ama zaten konuşulan hizmetler konusudur” ifadeleriyle yanıtladı.
KIB-TEK’TE YAŞANANLAR
Yorgancıoğlu, Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim’le yaşadığı polemik konusundaki açıklamasında, kurumun sadece fiyat artışı istemekle kalmaması, 5 aşamalı öngördükleri enerji projesini hayata geçirecek adımları da atmasını beklediklerini ama bunun yapılmadığını anlattı.
Daha hükümetin ilk günlerinde KIB-TEK yönetiminden gelen taleple elektriğe zam yaptıklarını ve halktan çok eleştiri aldıklarını hatırlatan Başbakan Yorgancıoğlu, enerjide arz güvenliğini, sürekliliğini sağlamak, fiyatları düşürmek, alternatif enerji politikalarını gözetmek ve enerji sektörünü oluşturmak için bir çalışma öngördüklerini ifade etti. Yorgancıoğlu şunları dile getirdi:
“GÜLLÜK GÜLİSTANLIK OLDUĞU ZANNEDİLDİ”
“Ben beklerdim ve isterdim ki KIB-TEK yöneticileri yalnızca elektrik fiyatlarını artırarak değil bütün bunları hayata geçirerek sektörün gelişmesine ve enerjinin arz güvenliğinin sağlanmasına, fiyatların da düşmesine yardımcı olsundu. Ama ne zaman ki biz elektrik fiyatlarını artırdık ve kurumun gelirleri yükselmeye başladı -ki biz yeni hükümet olduğumuzda kuruma fuel oil verilmezdi- kurum fuel oili daha rahat almaya başladı. Akaryakıt fiyatları düştüğü için kâr oranı yükseldi ve Elektrik Kurumu rahata kavuştu. Her şeyin bittiği, her şeyin güllük gülistanlık olduğu zannedildi.
Onay verdiğimiz iki alım dışında alternatif enerji üretim merkezleri güneş, rüzgar, kablo hep onlar orada bırakıldı. Benim esas sıkıntım budur.”
Son Bakanlar Kurulu toplantısında kurumun 30 milyon TL daha borçlanmasına onay verdiklerini ve toplamda 280 milyon TL’lik bir borçlanmanın onaylandığını kaydeden Başbakan Yorgancıoğlu, KIB-TEK’e verdikleri destekten pişman olmadıklarını, çünkü tüm bunların özelleştirilmesini engelleyen koşulların sağlanması, ekonomik yapısının güçlenmesi, borç ödeme kabiliyetinin artırılması için yapıldığını vurguladı.
“NE ZAMAN Kİ GÜÇLENDİ, HÜKÜMETE KARŞI TAVIR GELİŞTİ”
“Bunun yanında güneş, rüzgar, katı atıktan enerji üretme projelerinin de hayat bulması lazımdı. Ama ne zaman ki biz bunları sağladık ve ekonomik yapısı güçlendi, hükümete karşı bir tavır gelişmeye başladı. Bu doğru bir yaklaşım değil” diyen Yorgancıoğlu, bu noktada yönetim kurulu başkanıyla ilişkilerinin bozulduğunu belirtti.
Bu konuları çok konuştuklarını, “fuel-oil düşünce fiyatta indirim yapacaksınız ama yükselince ne yapacaksınız, çaresiz kalacaksınız” diye sorduklarını belirten Başbakan Yorgancıoğlu, bu nedenle alternatif enerjiye, led aydınlatmaya, akıllı sayaçlara geçilmesini istediklerini anlattı.
Yorgancıoğlu, kuruma yapılan istihdamların da tartışma yarattığını hatırlattı.
“KIB-TEK’i özelleştirmek isteseydik ilk fiyat artışı talebini reddederdik” diyen Yorgancıoğlu, “Şimdi bile 30 milyon TL tutarındaki başka borçlarını ödesin diye bu hükümet karar alıyor…” ifadelerini kullandı.
“ÇALIŞANLARA SAYGILIYIM AMA KIB-TEK ONLAR İÇİN KURULMADI”
Kurum çalışanlarının haklarına saygılı olduğunu, ancak Elektrik Kurumu’nun, orada çalışanların menfaatleri için kurulmadığını belirten Başbakan “Elektrik Kurumu, Kıbrıs Türk halkının enerji ihtiyacını karşılasın, halka sürekli, ucuz ve kaliteli enerji sunsun diye kuruldu. Benim birincil önem verdiğim budur” diye konuştu.
BRT… “TÜMERKAN KARARI UYGULAMADI”
BRT Müdürü’nün görevden alınması konusundaki sorular üzerine Başbakan Yorgancıoğlu, yeni atamanın yeni hükümet tarafından yapılacağını, şu anda koordinatörün vekaleten müdürlüğü yürüttüğünü söyledi.
Yorgancıoğlu, görevden alınan Mete Tümerkan’dan BRT’nin giderlerinin azaltılması için dıştan hizmet alım akitlerinin iptalini istediğini, Tümerkan’ın da bunu yapacağını söylediğini ama kararı uygulamadığını; toplu sözleşme görüşmelerinde de kendisiyle konuştuklarının tersini yaptığını ve sendikaya “Bunu Başbakan istedi” dediğini belirtti.
BAŞBAKANLIK DENETLEME KURULU…
Yorgancıoğlu, önceleri gerekliliği konusunda tereddüt ettikleri ancak Anayasa Mahkemesi kararıyla anayasal bir kurum olduğu belirtilen Başbakanlık Denetleme Kurulu’na 5-6 ay önce Derviş Eroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde atama yapmak istediklerini ancak Eroğlu’nun atamaları imzalamadığını; şimdi Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın imzalamasıyla kurulun çalışmaya başlayacağını anlattı.
Sayıştay’ın belediyelerde geç denetim yapmasının işleri tıkadığını, Maliye Teftiş Kurulu’nun da yeterli olamadığını kaydeden Başbakan Yorgancıoğlu, bu yüzden Başbakanlık Denetleme Kurulu mekanizmasına ihtiyaç olduğunu söyledi.
KOOPERATİF MERKEZ BANKASI
Başbakan Yorgancıoğlu, Kooperatif Merkez Bankası’ndaki istihdamları niye durdurduğu konusunda ise Merkez Bankası’nın bankalarla ilgili bazı yeni beklentiler ve yasal düzenlemelerinden sonra Kooperatif Merkez Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Şahali ve Kooperatif Şirketler Mukayyidi Hasan Solyalı ile bir araya geldiğini bildirdi.
Kooperatif Merkez Bankası’nda son beş yılda emekli olanlar, açılan şubeler konusunda bilgi aldığını, buna göre yeni ihtiyaçlar belirlendiğini kaydeden Özkan Yorgancıoğlu, bankanın açtığı münhalin mukayyitlikten de onaylandığını, ancak mukayyidin sözleşme ve yönetmelikte yer almayan yeni koşullar bulunduğunu söylemesi üzerine gerekli düzenlemenin yapılması ve yönetmelikle pratikteki farkın giderilmesi için münhalin durdurulmasını istediğini anlattı.
Partizanlık eleştirilerini reddeden Başbakan, “varsayımlar üzerinden eleştirileri doğru bulmadığını” söyledi; mühnalin gerekli düzenlemenin ardından süresi uzatılarak ve CTP kurultayı sonrasına denk getirilecek şekilde açılacağını, istihdamların da hakkaniyet ölçüsünde, şeffaflıkla yapılmasını istediklerini bildirdi.
Başbakan Yorgancıoğlu, kooperatifçilikte deneyim sahibi olduğunu belirttiği Kooperatif Şirketler Mukayyidi Hasan Solyalı’ya da, Banka Yönetim Kurulu Başkanı Doğan Şahali’ye de güvendiğini söyledi.
“CTP’DE NELER OLUYOR? ‘BENDE BİRŞEY OLMUYOR’”
CTP-BG Genel Başkanı ve Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, “Bir süredir CTP’nin temeli olan bazı değerlerin çok tartışıldığını, yıprandığını, erozyona uğradığını görüyoruz. Bir şeyler oluyor. Neler oluyor?” sorusunu “Vallahi şunu söylemek isterim, bende bir şey olmuyor. Ben bu partinin hâlâ Kıbrıs Türk halkının her alandaki garantisi olduğu düşüncesini taşıyorum. Ben 18 yaşımdaki değerlerim neyse, halen o değerlere sahibim, saygılıyım. Dolayısıyla bu algının yeniden oluşması gerekir” sözleriyle yanıtladı.
“ALINAN KARARLARA UYULMADIĞI SÜRECE SIKINTILAR BÜYÜR”
Parti büyürken bazı sıkıntılar olabileceğini, parti organlarında alınan kararlara uyulmadığı sürece sıkıntıların daha büyüyeceğini belirten Yorgancıoğlu, kendi başkanlığı döneminde LTB başkanlığı için ara seçim ve milletvekilliği erken genel seçimi yaşandığını, her ikisinde de başarılı olduklarını, milletvekilliği seçiminde oylarını yüzde 26’dan 38.5’e, milletvekili sayısını 15’ten 21’e çıkardıkların, iki ilçede yaşanan gerilim olmasaydı 24-25 milletvekili de çıkarabileceklerini ama olmadığını anlattı.
“YEREL SEÇİMLE SARSINTI YAŞADIK”
Yorgancıoğlu, geçen yılki yerel seçimlerde ise bazı belediye başkan adaylarında, parti meclisi onayına rağmen sıkıntı yaşandığını ve bunları aşmanın mümkün olmadığını; kırsal ağırlıklı olmak üzere 14 belediye kazandıkları halde Gazimağusa’yı, Girne’yi, Lefkoşa’yı kaybettikleri için bir sarsıntı yaşadıklarını söyledi.
Olumsuz etkilerin sürdüğünü, Nisan ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçiminde de tartışmalar yaşandığını kaydeden Özkan Yorgancıoğlu, Sibel Siber’in parti meclisi onayıyla aday olduğunu belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“SİBER’E YETERİNCE SAHİP ÇIKILMADI”
“Peki bu süreçte kim ne kadar çalıştı? Ben bu konunun gerçekten sonuçlar itibarıyla çok önemli olduğunu düşünüyorum. Yani ben partinin adayına yeterince sahip çıkılmadığını düşünüyorum.”
NEDEN ADAY DEĞİL?
Yorgancıoğlu, CTP-BG kurultayında, seçim sonuçlarına bakarak ve partinin önünü açmak için, yeni insanlara imkan sağlamak, ivme yakalanması düşüncesiyle aday olmama kararı aldığını söyledi.
Başbakan Yorgancıoğlu, 2. Cumhurbaşkanı ve eski genel başkanlardan Mehmet Ali Talat’ın adaylığı konusunda ise “Partililerimizin takdiridir” dedi.
“HERKES DÖRT ELLE SARILSIN”
Başbakan ve CTP-BG Genel Başkanı Yorgancıoğlu, “Artık herkesin dört elle partiye sarılması gerek. Ben başkanlığa aday olmayacağımı söyledim, siyaseten sorumluluğu da üstüme aldım. Ama bu her alanda yapılan bütün yanlışların veyahut da sahiplenmemenin sorumluluğu değildir. Bu parti başkanı olmanın, Başbakan olmanın bana yüklediği siyasi sorumluluktur ki benim sorumluluğumdur” diye konuştu.
CTP’nin, hem ülkenin, hem halkın ihtiyaç duyduğu büyük bir yapı olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, bireylerin günlük ihtiyaçlarından çok toplum ihtiyaçlarına yanıt verecek projeler üretmesi yeteneğinin partide olması gerektiğini vurguladı.
Yorgancıoğlu, “Kurultaydan sonraki süreçle ilgili öngörünüz nedir? Nasıl bir hükümet olur?” sorusuna; “Bilemiyorum, kurultay olsun, yöneticiler seçilsin, yeni MYK oluşsun, bu o dönemde tartışılacak bir şeydir. Bugün için bir şey söylemek çok doğru olmaz” yanıtını verdi.
“CTP’SİZ HÜKÜMET MÜMKÜN DEĞİL”
Yorgancıoğlu, başka bir soruya karşılık, ”Bana göre CTP’nin yer alacağı bir hükümetin dışında bir model mümkün değildir. Meğerki CTP’nin kendisi ‘ben hükümette yer almayacağım’ desin. Bu doğru bir yaklaşım mıdır, benim açımdan doğru bir yaklaşım değildir” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yorgancıoğlu, “Yeni hükümet konusunda Sayın Serdar Denktaş, Sayın Talat’ı bekliyor” yönündeki yorumlar üzerine ise, “Bilemiyorum, o onun tercihi…” dedi.
Erken seçimi halkın kabul göreceğini düşünmediğini vurgulayan Yorgancıoğlu, “50 milletvekili vardır ve bu 50 milletvekilinden bir yeni yapının çıkarılabilmesi gerekir. Seçimlerin de normal tarihinde olması gerekir” diye konuştu.
“KIRGIN DEĞİLİM, HER TÜRLÜ GÖREVİ YAPMAYA HAZIRIM”
“Partideki arkadaşlarınıza kırgın mısınız?” sorusuna “Hayır. Benim bütün çabaların Kıbrıs Türk halkı içindi, parti içindi. Bu nedenle ben hiç kimseye kırgın değilim. Böyle bir hakkım olduğunu da düşünmüyorum” diyen Özkan Yorgancı, 14 Haziran’dan sonra da siyasete devam edeceğini, sadece parti başkanlığından ayrılacağını, siyasetten ayrılmayacağını söyledi.
“Bana partinin vereceği her türlü görevi yapmaya hazırım” diyen Yorgancıoğlu “Ne istersiniz mesela?” sorusuna ise, “Benim istediğim bir şey yok. Ne verilirse ben onu yapmaya hazırım” karşılığını verdi.
Ülke için yatırıma ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorununun da bir an önce çözümlenmesini istediklerini söyledi.
Kıbrıs Türk halkının uluslararası hukuka girmediği her koşulda, işinin daha da zor olduğunu kaydeden Yorgancıoğlu, şu anda bir fırsat bulunduğunu hem Kıbrıs’taki iki liderin, hem de uluslararası camianın dile getirdiğine, Türkiye’nin de istekliliğini ortaya koyduğuna dikkat çekti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.