• BIST 9916.22
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 12 °C
  • Mağusa 10 °C
  • Girne 12 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 10 °C
  • İstanbul 11 °C
  • Ankara 7 °C

Yunanistan ve Syriza

Defne DEVECİ

2008 yılında tüm dünyada patlak veren krizden en çok etkilenen ülkelerden biri olan Yunanistan, Ekim 2009’da seçime gitmiş ve Yunan Sosyalist Hareketi Partisi (PASOK) seçimin galibi olmuştu. Partinin başında bulunan Yorgo Papandreu seçimi kazanırken halka krizin üstesinden gelebileceklerine dair vaatler veriyordu. Ne var ki gerçekler bu kadar basit değildi. Halk aslında kandırılıyordu. 2002 yılında Drahmi’den Euro’ya geçilirken ekonomi olduğundan çok daha güçlü gösterilmişti. 2009’da ise yeni bir hükümetle bu krizin atlatılabileceğini vaat etmek, 2002’den beridir söylenen yalanlara bir yenisini eklemekti sadece. Sonunda gerçeklerden kaçamayan Papandreu, 2010 yılında halka krizin ciddiyetini anlatıp, tek çarenin IMF, European Central Bank ve AB üçlüsünün oluşturduğu TROYKA olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı. Troyka ve Papandreu işbirliğiyle hazırlanan önlem paketleri her açıklandığında ülkede bir kaos ortamı ve çatışmalar yaşanıyordu. İşsizlik arttı, milli gelir düştü, hükümet güç kaybettikçe kaybetti. PASOK’tan birçok milletvekili istifalarını verdi. Sonuç olarak, Kasım 2011’de Papandreu, Nea Demokratia Partisi’nin başkanı Antonis Samaras ile ortak koalisyon kurduklarını açıkladı. Yeni hükümetin başına bu sefer Lukas Papadimos geçmişti. Ne var ki Papadimos ta varolan kaos düzenini  değiştirmekte zorlanarak Mayıs 2012’de seçim kararı aldı. 2012 seçimlerinin sonunda halk, TROYKA ile işbirliği içinde olan tüm partilere adeta bir tokat vurarak, hepsinin oy oranını ciddi derecede düşürdü. Fakat bu seçimlerde öne çıkan bir parti vardı: SYRIZA (Radikal Sol Koalisyon Partisi) Her ne kadar seçimlerden sonra bir koalisyon kurulamayıp, tekrar seçim kararı alınsa da; yapılan yeni seçimlerde yine aynı sonuçlar elde edilip, üçlü bir koalisyon (PASOK, DİMAR ve Nea Dimokratia) kurularak ülke stabil olmayı biraz başarsa da; bir sonraki seçimlerde, Syriza’nın tek başına hükümet kurucağına uzmanlar kesin gözü ile bakıyor. Peki Syriza nasıl bir parti? Ve kaos ortamında bu hızlı çıkışı neye borçlu? Syriza, içinde birçok sol grup bulunduran sosyalist bir parti. Parti’nin kuruluşu resmi olarak 2004 seçimlerinde olsa da geçmişi “Solun Birliği ve Ortak Hareketi için Dialog Alanı”Hareketine dayandırılmakta. Parti’nin başında bulunan genç lider Aleksis Çipras, 2012 seçimlerindeki başarılarını elde ederken, Yunanistan’ın AB üyeliğine Euro bölgesinde kalarak ve uygulanan ağır koşullar olmaksızın devam etmesini destekleyen bir görüntü çizmişti. Bu görüntü partinin %5’lik oy oranını %17’lere çıkarıp, ikinci parti konumuna gelmeyi başarmasına yetmişti. Gel gelelim, Syriza’nın asıl önemi izledikleri politikalarda değil, yapısında yatmakta.. Partinin asıl önemi, yıllardır sadece Yunanistan değil birçok dünya ülkesinde üzerinde çalışmalar yapılmış fakat hiçbir zaman başarıya ulaşılamış bir amacı ilk kez bu kadar somut bir şekilde tüm dünyaya örnek olarak sunmasında yatıyor. Solda birlik.. Solda birlik olmanın önemi ve Syriza’nın Avrupa’daki ülkeler veya bizim ülkemiz için ne kadar örnek teşkil edebileceğini tartışmayı ise gelecek haftanın konusu olarak tanımlamak bu noktada iyi bir hareket olacaktır. Haftaya görüşmek üzere..[review]

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları