• BIST 9754.78
  • Altın 2968.283
  • Dolar 35.1895
  • Euro 36.7272
  • Lefkoşa 10 °C
  • Mağusa 11 °C
  • Girne 15 °C
  • Güzelyurt 10 °C
  • İskele 11 °C
  • İstanbul 7 °C
  • Ankara 1 °C

Yuva kutsaldır da kadın günahkar mı????

Ayşegül Garabli

Geçen akşam yine bir kadının isyan çığlığı vardı.

İsyanı, başka bir kadın içindi.

Kendini bilmez bir “kocanın ” sokak ortasında dövdüğü kadın içindi.

Sokak ortasında darp edilen bir kadının  imdadına başka bir kadın yetişmişti.

Gencecik duyarlı bir avukat.

Olay tam anlamıyla bir suçtu ve bu genç avukat olayı  polise bildirilmişti.

Ama ne yazık ki, polis yasaları uygulamamış ve yasa şiddet uygulayan erkeğin göz altına alınmasını emrettiği halde deyim yerindeyse kılını bile kıpırdatmamıştı.

Bunun üzerine genç avukat, sosyal medya hesabından hem olayı, hem de polis merkezine gideceğini duyurdu ve diğer meslektaşlarına da çağrıda bulundu.

Elbette ki bir çok gencin, bu çağrıyı dikkate alıp çaba göstermesi umut verici.

Ama ya yasaları uygulamakla görevli olan polisler.

Nedendir bu erkek korumacılığı?

Kendi hemcinsleri oluşu mu yoksa şiddeti erkekte bir hak olarak görüyor olmaları mı?

Kaldı ki fikirleri, inançları ya da düşünceleri ne olursa olsun, görevlerinde duygusal davranma (!) hakları var mı?

Hangi örf, adet ya da değer bir insana uygulanan şiddetten daha değerli olabilir?

Kadınlar şiddet konusunda polise güvenmiyorlar artık.

Bir çok kadının dayak yediği halde  komşuları tarafından çağırılan polise şikayetçi olmadığını söylediğine şahit oldum.

Neden mi?

Çünkü koca dayağından kaçıp polise sığınan kadınların, polis tarafından tekrar dayak atan kocaya teslim edildiğine de şahit oldum.

Neymiş efendim, “yuva kutsalmış” !!!

O yüzden barıştırıp tekrar eve gönderiyorlarmış.

Yuva kutsal da, insan bedeni ve ruhu kutsal değil mi?

Ya da öyle bir yere “yuva” demek ne kadar doğru.

Tamam kimse bir yuvanın yıkılmasını istemez ama o evde bir insanın ruhu, hayalleri ve umutları yıkılmışsa, zaten yuva çoktan yıkılmıştır.

Sadece evdekilere hizmetçilik yapan ve karşılığında şiddet gören köle bir kadın ve cahil bir erkeğin saltanatı vardır.

Böyle bir evlilik çocuklar için dahi sürdürülmemeli.

Çünkü böylesi bir ortamda büyüyen çocuğun ruh sağlığını başka hiçbir şey daha fazla bozamaz.

Hiçbir çocuk, şiddet ortamından etkilendiği kadar hiçbir ortamdan etkilenmez.

O yüzden, “yuvanın kutsallığı” mantığının arkasına sığınmak, kadınlara, çocuklara ve hatta şiddet uygulayan erkeklere verile bilecek en büyük zarardır.

Hele ki polislerin böyle bir mantığın arkasına sığınması hem toplum için hem kendi itibarları için yapabilecekleri en büyük kötülüktür.

O nedenle Lütfen artık hiç kimse bu tür mazeretlerin arkasına sığınarak şiddeti normal görmesin ve meşrulaştırmasın.

Zira ufacık ülkede şiddet sınır tanımıyor artık ve uygulanan her şiddette payımız var.

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları