Zamanı gelince !....

İlginç iddiaların ortaya atıldığı AS TV’deki Akşamüzeri programında yine akıl almaz iddialar ortaya atıldı. Yayına giren Adil Elyeli yaptığı açıklamalar ile hem bizi hemde izleyenleri şoke eti. Adil abi ben Mağusa Çanakkale Bölgesinde otururum. Geçenlerde bir gece arabamı açtılar ancak içinden bir şey almadılar. Polise gittim ve durumu bildirdim. Polis tamam, devriyeleri artırır oralardan daha çok geçeriz diyerek beni gönderdi. Polise şikâyet ettiğim günün birkaç gün sonrasında bizim bir sokak ötemizde iki araba açılarak içerilerinden radyo-kasetler çalındı. Neyse herhalde Polis o an için o sokakta devriye yapmazdı ve bir hırsızlık olayı yaşandı diye düşündük.  Ancak daha sonra Mağusa’da bir galeri yakıldı. Galeri yakılınca basından nasıl olduğunu okur öğreniriz diye düşündük ancak bu olay ne basında ne basıncıkta yer bulmadı. Daha sonra bir Casino kurşunlandı. Resmen silahlar konuşuldu. Hah bu defa kızılca kıyamet kopar ve basın bunu enine boyuna yazar dedik. Baktık buda basında yer bulmadı. Sahi Mağusa’da neler oluyor abi demez mi? Ört ki ölem. Adil bunları demesine der de biz Afrodit’in kırmadık ceviz bırakmadığı bu fettan Ada’da cevap olarak ona bir şeyler diyemeyiz. Adil’in iddiaları doğru ise ki, bir canlı yayında bu tür iddiaları ortaya atmak yürek ister bence doğrudur. Atalarımız kime ne emanet ettiysek, ya kırdı, yada kaybetti.. Anladım ki emanete en güzel bakan ”ALLAH” ‘ dır dedi. Bizde özelde Mağusa Bölgesinde canımızı malımızı emanet ettiklerimiz, canımıza ve malımıza böyle bakarsa bize de bırak işimiz Allah’a kalsın deme hakkı doğar değil mi? Genelde canımızı ve malımızı emanet ettiklerimizin durumu da ortada. Onlar gece yatarken rüyalarında koltuk, kalktıktan sonra hayallerinde de koltuk gördükleri için emanet memanete hak getire. Ülkede yaşamın daha rahat olmasını sağlamak önce hükümete sonrasında da kolluk kuvvetlerine düşer. Seçim derdine düşen ve aman koltuktan olmayalım hesapları yapanlar herhalde asli görevlerini unutmuşa benziyor. Yasama ve Yürütme görevini üstlenen Meclis ülkede yaşanan yıkımı görmezden gelerek denetleme görevini yapmaz ise bu halka da zamanı gelince ‘Barra ‘ deme hakkı doğar. Okka ile para alanlara bir çift sözümüz olacak.  Arkadaşlar  “Paranla şeref kazanma, şerefinle para kazan ki; paran bittiğinde, şerefin de bitmesin” KKTC’nin ikinci büyük yerleşim biriminde galeri yakılıyor. Bir Casinoda silahlar konuşuyor. Mağusa’da Polise bakıyoruz bizim sular kesildiği zaman bile Tıssss diye ses veren çeşmenin aksine oralardan bir Tıkk bile ses yok. Meclise bakıyoruz. Meclis maşallah eskiden hısar altında 6’da half time 12’de biter cinsinden oynadığımız maçlara benzer ‘Koltuğuna’ maç oynuyor. Vatandaş avazı çıktığı kadar yandım bittim kül oldum şarkısını İbrahim Tatlıses’ten daha güzel yorumlarken, arkadaşlar ‘Sağır Sultan’ filmini seyretmeyi yeğliyor. Bırakın şimdi onlar Sağır Sultan filmini seyretmeyi yeğlesinler. Çünkü zamanı gelince bizde ‘Kör Kemaneci’ filmini seyrederek onları sandıkta görmeyeceğiz. Buda böyle biline. ***** Otobüs ücretleri kontrol edilmiyor Denetim eksikliği  nedeni ile yolcu otobüslerince istenilen çelişkili  ücretler halkın tepkisine neden oluyor. Girne – Lapta arasında düzenlenen dolmuş seferleri ile ilgili olarak istenilen 4.5 TL tutarındaki ücretin mesafe kısa olduğu için fazla olduğu ve bu ücretlerin düzenlenmesi gerektiği öne sürülüyor. Bir dolmuşun Lapta – Girne arasında  5-6 TL’lik mazot yakarak gittiği öne sürülürken bir yolcudan alınan ücretin bir seferin parasını karşıladığı öne sürülüyor. Lapta – Girne arasında düzenlenen seferler dışında Lefkoşa – Mağusa arasındaki seferler için istenen ücretlerin dengesiz olduğu ileri sürülüyor. Sinem Cesuroğlu, bu konuda yaptığı açıklamada, otobüsler 9 TL ücretle Mağıusa’dan, Lefkoşa’ya yolcu getirir. Bu getirilen yolcular arasında öğrenci – çalışan arasında da bir ayırım yapılmaz ve hepsinden ücret istenir. Söylermisiniz bir üniversite öğrencisi evine nasıl gidip gelecek.Bir her evde 3 tane araba var diyorlar. Tabiî ki her evde araba olacak. İnsanlar ne yapsın. Birde Mağusa’ya yalnız gidiş 9 TL ama 15 Km’ye kadar da 7 TL isteniyor. Bunu da birileri bize izah etsin dedi. … İçişlerinde anlaşılmayan uygulama KKTC’de yıllardır çalışma izni veya iş kurma izni ile ikamet edip çocukları burada doğmasına rağmen vatandaş yapılmayan ailelerden İçişlerine bakanlığına tepki giderek büyüyor. Vatandaş yapılmamalarına karşın çalışma izni ile ikamet eden bir kısım soydaşların eşlerinin oturma izinleri için yıllar sonra çalışma ve ikamet izinleri geçerli olmasına karşın siz geçmişte yapılan yanlışlık nedeni ile cezalı duruma düştünüz, bu nedenle ceza ödeyeceksiniz denmesi tepkinin giderek büyümesine neden oluyor. Cezalı duruma düşürülen birçok soydaşın eşi ceza nedeni ile Türkiye’den geri dönememesi ailelerin bölünmesine neden oluyor. Lefkoşa’da ikamet eden Mehmet Tek yaptığı açıklamada, ben 3 yıllık evliyim. Ben KKTC vatandaşıyım ancak eşim henüz vatandaş yapılmadı. Eşim ailesini görmek için Türkiye’ye gitti. Ancak cezalı duruma düştü iddiası ile geri gelemiyor. Eşim Selma şu anda Türkiye’de ve baş vurduğum İçişleri Bakanlığı bu konuda cezayı öde eşin gelsin diyor. Ben ne yapacağım dedi. Mağusa’da ikamet eden Çetin Yerli ise ben 13 yıldır KKTC’de yaşıyorum. Çalışma izni ile ikamet edebiliyorum. Eşimin de oturma izni var. Geçen gün oturma eşimin oturma iznini yenilemek için İçişleri bakanlığına gittik. 2009 yılında eşim cezalı duruma düşmüştü. Bu cezayı ödedik. Giriş ve çıkış da yapmıştı. 2011 yılından 2014 yılına kadar oturma iznini de yasal olarak yeniledik.  Ancak  İçişleri Bakanlığı eşimin geçmişte cezalı bir durumu olduğunu ve bu cezanın ödenmemesi halinde oturma izninin yenilenmeyeceğini söylüyor. Bu yanlışlığın daire tarafından yapıldığını da söylüyorlar. Peki eşim cezalı duruma düştü ise neden oturma iznini yıllarca yenilediler. Ben bunu anlayamıyorum dedi. [caption id="attachment_50912" align="alignleft" width="650"] Günün Fotoğrafı[/caption]