• BIST 9954.86
  • Altın 2962.961
  • Dolar 35.2472
  • Euro 36.7735
  • Lefkoşa 16 °C
  • Mağusa 16 °C
  • Girne 17 °C
  • Güzelyurt 14 °C
  • İskele 16 °C
  • İstanbul 12 °C
  • Ankara 9 °C

Zenginin Malı Serveti

Özcan ÖZCANHAN

İnsan ömrü, bu çağda, ortalama 60-70’tir. Uzun yaşayanların ömrü ise nadiren 100 yaşını aşar. Kimileri yaşam sürecinde mal mülk servet sahibi olur, kimileri bir dikili ağaca veya balta sapına sahip olmadan göçer dünyamızdan. Zenginin, mal mülk sahibinin serveti, dar gelirliler, züğürtler tarafından hep sorgulanır, kıskanılır. O kadar ki, zenginin malı, fakirin dilini yorar iddialarını sık sık duyarız. Dünyaya geldikten 8-10 yıl sonra çalışmaya başlayanlar, ekmek parası kazanmak için ailelerine yardım ederler. Bunun tam tersi, bazıları doğarken bolluğun, malın mülkün içine doğarlar. Bunlara, İngilizler, “born with a silver spoon in his/her mouth” derler. Yani, doğarken ağızlarında gümüş kaşıkla doğmuş sayarlar bu gibileri. Kimileri atalarından bol miras bulur. Ancak, sıradan insanlar, yaşam boyunca çalışıp aile geçindirirken, birkaç kuruş bir kenara saklamış, artırabilmiş ise evlatlarını okutur, everir, bir mesken ve de en fazla normal bir aile evi ile bir arabaya sahip olabilirler. Kazancı belli kişiler, halkın yakından tanıdıkları, aniden-birdenbire büyük servete sahip olup zenginleşirse sorular, dedi-kodular başlar. Ve iddia edilir ki, tekerlemedeki, “fazla laf yalansız, Fazla para mal mülk, Haramsız olmaz” Bu tip dedikodulara, iddialara, fakirler, dar gelirliler, hiçbir servetleri olmayanlar tevessül eder. Çalışarak, belirli olanaklardan yararlanarak 30-40 yıllık yaşam boyunca büyük servet sahibi olmak imkânsız sayılabilir. Fakat kimileri, ötekilerden daha becerili, açıkgöz ve zeki iseler mal mülk ve servet sahibi olabilirler. Kıskananların da dilinden ve gözünden eksik olmazlar. “Helal yoldan, öyle 20-30 sene maaşla çalışarak servet elde edilemez. İşin içinde haram var, yetim hakkını yemek var, yolsuzluk, ganimet, yağma vs... var” iddiaları eksilmez. Kimsenin, kimsenin malında gözü olmaması lazım, dinimize göre. Dedikoduya, gıybete, harama.. Yer yoktur İslam’da.. Günahtır der din adamlarımız. Önümüzdeki Pazar, KKTC'de Cumhurbaşkanlığı seçimleri var diye, adaylar mal varlıklarını servetlerini açıkladılar ya! Vay efendim, falan, filan nerede bulmuş o kadar malı mülkü ve serveti? Ne kazanıyormuş, ne vergi ödüyormuş da... Nasıl öylesine zengin olmuş... Olur, arkadaşlar olur. Büyüklerimiz ne demişler! Elinde bal tutan, parmak yalar. Beceren kazanır. Siz de beceriniz, siz de kazanınız. Başka ülkelerde de benzeri durumlar yaşanır. Seçime girenler, mali yardım nereden aldıklarını bile açıklar. Seçim kampanyalarını kimlerin desteklediğini, sponsorluk ettiğini de duyurur... Normal olan her konuyu, gelişmeyi, halk ve seçmen olumlu karşılar. Anormal gelir, mal mülk, servet herkesin dilini yorar. Bizim de masa başında yazısını yazmak için parmaklarımızı az mı yorar zannedersiniz... Ama şeffaf, demokratik bir düzende yaşıyorsak, kurallara, uygulamalara, alışkanlıklara, adetlere, prensiplere, doğrulara uymak hepimizin görevi olmalı. Politikacıların, makam sahiplerinin, zenginlerin kazançları, ödedikleri vergiler, harcamalar, sosyal yaşantıları, halkın gözünden kaçmaz. Seçimden seçime açıklamalar yetersizdir. Çalışan herkesin kazancı mademki kazanç vergisine tabidir, mal mülk servet sahibinin elindekiler emlak vs. vergisine tabi değil midir? O halde, toplum liderleri, Cumhurbaşkanı adayları, lütfen ödedikleri emlak vergilerini de açıklasınlar. Ve yine de, bütün açıklamalar yetmez ve tekrardan “nereden buldular, onları da açıklasınlar” denirse, gizlisi saklısı, haramı yoksa açık yüreklilikle ve samimiyetle onlar da açıklansın. Şaibe altında bırakılmak ve sürekli stres içinde yaşamak değer mi? Dünya malı dünyada kalacağına göre, ahrete intikal ederken kimse beraberinde bir şey götürmediğine-götüremeyeceğine göre, değer mi herkesin yaşamını zehir etmeye..... Hem de bir koltuk uğruna? Gerçeği vurgulayan şu sözlerle kapatayım: “Mal sahibi mülk sahibi, nerede bunun ilk sahibi? Mal da yalan mülk de yalan, Biraz da sen oyalan” O nedenle, boşuna kavga etmeyiniz, kimseyi üzmeyiniz.  

  • Yorumlar 0
  • Facebook Yorumları 0
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları